Hilâl KAPLAN
Başbakan Erdoğan, Ermeni meselesine ilişkin 'barış mesajı'nı Ermenice dahil 9 dilde yayınladı. 1915 için 'Kim ölmüş, ben duymadım'dan 'Yolda hastalanmışlardır'a uzanan inkâr perdesi, tehcirin gayri insani olduğunu tescilleyen taziyeyle geri dönülemez biçimde yırtıldı. Ne CHP ne de MHP büyük bir karşı tepki verebildi. 99 yıllık tabu, devletin tepesi tarafından tarihe gömüldü.
2001'de havada uçuşan bir anayasa kitapçığı ekonomimizi çökertmeye yetmişti. Geçtiğimiz bir yıl içinde bir halk ayaklanması, bir yargı darbesi ve Reyhanlı gibi ağır terör saldırıları yaşandı. Buna rağmen kur stabil gidiyor, yabancı sermaye girişleri artıyor, kredi notumuz düşmüyor. Felaket tellalı TÜSİAD'lar çaresiz çırpınıyor.
Eskiden Kıbrıs ve çözüm sözcüklerini birarada anmak bile 'vatanı satmak'la eşdeğer gösterilirdi. Bugünse, iki bölgeli, iki toplumlu ve AB normlarıyla uyumlu bir 'Birleşik Kıbrıs Federasyonu' çözümüne doğru Türkiye'nin arabuluculuğunun katkısıyla ilerleniyor.
1999 yılında ünlü şarkıcı Ahmet Kaya bir ödül gecesinde Kürtçe bir şarkıya klip çekeceğini açıkladığı için salondaki sanatçılar tarafından linç edilmeye çalışılmıştı. Ertesinde de Türk medyası onu ülkeyi terk etmek zorunda bırakacak kadar hedef göstermişti. Kaya, gurbette memleketine hasret can verdi.
Ahmet Kaya'ya benzer sebeplerle ülkesini terk etmek zorunda kalan ünlü Kürt siyasetçi Yaşar Kaya ise, geçtiğimiz günlerde, 21 yıldan sonra ülkesine dönebildi.
Ayrıca yine geçen hafta, ulusalcı bir kanalda konuğunun Kürtçe şarkı söylemesine izin vermeyeceğini açıklayan sunucu kamuoyundan gelen tepkiler sonucu işinden kovuldu. Tepkinin adresi artık ırkçılardı.
Eğitim dili Kürtçe olan ilk üniversitenin kurulacağı da geçen hafta açıklandı. Yine aynı hafta içinde, İçişleri Bakanlığı 'Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi' isimli partinin başvurusunu onayladı. Çok değil, on yıl önce Kürdistan kelimesini kullanmak yargılanma sebebiydi.
Çok değil, üç yıl öncesine kadar bazı üniversitelere bile alınmayan başörtülü kadınlar bugün milletvekilli, belediye başkanı veya memur olabiliyor.
PEW'ün yaptığı araştırmaya göre, ülkenin gidişatından memnun olan Türkiyelilerin oranı 2002'de sadece %4'tü. Kasım 2002'de Ak Parti iktidara geldiğinden itibaren bu oran adım adım arttı ve %51 olan en yüksek seviyesini 2013'te gördü. 2013 aynı zamanda, Gezi kalkışması vesilesiyle ABD ve AB'nin, Ak Parti yönetimindeki Türkiye'den en hoşnutsuz olduğu yıldı. Eskiden 'Batı ne der?' diye kara kara düşünme alışkanlığının yerini, daha özgüvenli bir vatandaş profili aldığı kesin.
1999'daki Gölcük depremiyle büyük sarsıntı yaşamıştık. Sivil kurtarma ekipleri bile devlet yetkililerinden önce sahaya ulaşmıştı. Geçtiğimiz sene Türkiye, değil kendi ülkesinde, dünyada en çok global yardım sağlayan 4. ülke oldu. Özellikle Suriyeli mültecileri barındırdığımız kamp şartları, uluslararası pek çok merciiden övgü alıyor. 'Küresel vicdan'a adımızı yazdırıyoruz.
Eylül 2010'daki referandumdan sonra üst yargı kadrolarını Gülencilerin ele geçirmesiyle Türkiye 'McCarthy'ciliğin âlâsını yaşadı. Kürt siyasetçiler ve gazetecilerle, BDP'ye destek veren yazar ve akademisyenler KCK adı altındaki davalarda tutuklandı. Gülen karşıtı Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi gazetecilerle, Hanefi Avcı gibi polis şefleri 'OdaTV' davasında hapse gönderildi. Askerî kadrolarda Gülencilere yer açılması için 'Balyoz' davasında, gerçekten darbeci olanlarla beraber alakasız bir sürü asker de sahte delillerle mahkûm edildi ve ordudan tasfiye edildi. Velhasıl, 2010-2013 arasında Türkiye, Gülencilere rakip veya tehdit olabilecek herkes için âdeta açık bir cezaeviydi.
Bugüne gelindiğinde, 2010'dan beri hapse atılan gazetecilerin büyük çoğunluğunun ve KCK davalarında yargılanan siyasîlerin peyderpey serbest bırakıldığı, örneğin KCK İstanbul davasında tutuklu bulunan kimsenin kalmadığı, uzun tutukluluk süreleri yüzünden mağdur edilenlerin hükümetin çıkardığı yasa sayesinde bırakıldığı, Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır konuşmasında 'dağdakilerin indiği, hapishanelerin boşaldığı bir ülke hayal ettiğini' ilan ettiği bir Türkiye'de yaşıyoruz.
Türkiye'nin demokratik dönüşümünü temsil eden ve ülkeyi geleceğe taşımak noktasında umut vaad eden tek parti hâlâ Ak Parti. Halkı bu sancılı değişime ikna eden en önemli faktör ise Başbakan Erdoğan'ın ufku ve kitleleri ikna kabiliyeti...
Gelinen noktadan geri dönülmesi için 1 Mayıs'tan Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar elinden geleni ardına koymayacakları artık iyi tanıyoruz. Ama içim rahat çünkü yukarıdaki tablodaki hakikati karartabilecek kadar güçlü bir renk henüz icat edilmedi.
Biraz müsaade...
Geçtiğimiz yıldan beri olan bitenlerin kendi kişisel tarihime de izdüşümü büyük. Önce çözüm süreci ve âkil insanlar çalışmaları, ardından Gezi kalkışması ve en son 17 Aralık darbesiyle mücadele... Bu sürecin son dokuz ayını 'iki canlı' bir şekilde, yıllık izin bile kullanmadan sürdürdüm ve nihayet 'mutlu son'a ulaşmak üzereyiz. O yüzden Yûsuf Derdâ bebeğe hayırlısıyla kavuşmak ve bu kıymetli emanetin hikmetini idrâk etmek için biraz müsaade...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019