Hilâl KAPLAN
Siyasal alan ile toplumsal alan birbirlerini mütemadiyen etkileyip, eş zamanlı olarak var ederler. Bu iki alanın iç içe geçmişliğinin en iyi örneklerinden birisi Ak Parti üzerinden kullanıma giren "muhafazakâr-demokrat" kavramıyla beraber ortaya çıkan öznellik biçimidir. Ak Parti kendisini "Müslüman-demokrat" olarak niteleyemediğinden, bir anlamda mecburen başvurulan "muhafazakâr-demokrat" kavramı sadece teoride veya gündelik siyasette durduğu gibi durmadı ve Müslüman öznelliğine etki ederek gündelik hayat pratiklerimize de nüfuz etti.
Günümüzde, bu öznellik biçiminin sadece kadınların payına düşen kısmı mercek altına alınıyor, araştırma konusu edilip inceleniyor, üzerine konuşuluyor da konuşuluyor. Ancak bu 'muhafazakâr' öznelliğin bir de erkeklere has kısmı olduğunu hatırlatmak isterim. Salt gözlemlerime dayanarak bir değerlendirme yapmam gerekirse, mezkûr öznelliğin de irdelenmeye muhtaç nitelikleri olduğunu ve mevzubahis irdelemenin Müslümanların birbirini hayra davet etmesinin gereği olduğunu söyleyebilirim.
İlk olarak kendini "muhafazakârlık"la tanımlayan Müslümanların diğerlerine nispetle sivil inisiyatiflerden çok siyaset kurumuna bel bağlamaya daha yatkın olduğu söylemek mümkün. Üniversite yıllarından beri edindiğim bu izlenimin en sarih karşılığı başörtüsü mücadelesinde 'muhafazakâr' Müslümanların pasifliği oldu. Lisans yıllarında karşılaştığım yasak karşısında solcu veya liberal öğrenciler başörtülü öğrencilerle dayanışmanın yollarını ararken, çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu 'muhafazakâr' arkadaşlarımız sakalsız yüzleri ve "iyi aile çocuğu" imajına uygun pantolon üstü süveterleriyle bizi herhangi bir eylemlilikten kaçındırmakla meşgul olmayı tercih etmişlerdi. Yüksek lisans yıllarında düzenlediğimiz eylemlere uzaktan, biraz da burun kıvırarak mesafe almaları ve bizi siyasî iradenin her şeyin en doğru zamanını bildiğine ikna etme çabaları da bundandı. "Başörtülü aday yoksa oy da yok" kampanyasına bu kesimden gelen tepkileri hatırlarsanız günümüzde de aynı pasifliğin istikrarla nasıl sürdürüldüğünü görebilirsiniz.
İkinci önemli özellikse, Müslüman kadınların oturup kalkmasından giyimine kadar her türlü davranışını hararetle eleştiren bu erkeklerin kendi yaşamlarında İslâm'ı yaşamaktan gittikçe uzaklaşmaları olsa gerek. Daha vahimi 'muhafazakâr' Müslüman erkeklerin yaşamındaki bu sürükleniş kamusal alanda eleştiri konusu bile yapılmadığından ve ne kadar sürüklenmiş olurlarsa olsunlar her dâim 'muhafazakâr' kimliğinin korunaklı sularında yüzmeye devam ettiklerinden çuvaldızı kendilerine batırmak ihtiyacını bile duymamalarıdır. Örneğin kendisine el uzatmayan kadınlara el uzatan, hatta karşısındaki kadın başörtülü olsa bile el uzatmakta beis görmeyen, seküler kadın arkadaşlarıyla sarılarak selamlaşan, Cuma'dan Cuma'ya secdeye varan, dar pantolonlar giyip, "dede" olacak yaşa gelmeden sakal bırakmayı aklından bile geçirmeyen ama sabahtan akşama kadar Müslüman kadınların giyimi üzerinden "yozlaştık, azizim" muhabbeti yapanlar genelde bu tipolojiye dahildir. Aynı davranışları Müslüman temsili olan bir kadın sergilese arkasından söylenecekleri düşünemiyorum bile ama 'muhafazakâr' temsili erkeklere böylesi bir rahatlığı ve 'genişliği' bahşediyor ne yazık ki...
Üçüncü bir önemli özellik 'muhafazakâr' erkeklerin servetle kurdukları ilişkidir. Şimdilerde başörtülü kadınlara yönelik çıkarılan moda dergilerine yapılan eleştiri bombardımanından haberdarsınızdır. Ki "Güzel ahlâktan güzel yaşam tarzına" başlıklı yazımda ben de kendi zaviyemden eleştirilerimi sıralamıştım. Peki, neden 'muhafazakâr' erkeklere yönelik benzer türden bir dergi çıkarılmıyor dersiniz? 'Muhafazakâr' erkekler marka takıntısından ve giyim kuşamı statü sembolü olarak görmekten azade olduğu için mi? Bilakis 'muhafazakâr' erkeklerin büyük çoğunluğu zaten uzun zamandır seküler erkeklerle aynı 'trend'leri takip edip, moda fetişizmine teslim olduğu için onlara özel bir 'muhafazakâr Vogue'a ihtiyaç duyulmuyor. Ancak "toplumsal iyi"nin yansıdığı aynayı her dâim kadınlara tutup, kendi ellerini yıkamak kolay olduğundan mevzunun bu boyutu pek dile bile getirilmiyor. Müslüman ahlâkından uzaklaşıp iyi birer tüketici haline gelen kapitalist özneler olarak 'muhafazakâr' erkeklerin iş yaşamındaki performansı da bu minvalde ilerliyor. Tüketici olarak kapitalizme teslim olmuş öznenin üretici pozisyonundayken kapitalist ahlâktan vazgeçmesi imkânsız olduğundan ve verimliliği artırmak, daha çok kazanıp daha çok yatırım yapmak âdeta dinin bir gereği gibi görüldüğünden dinin öngördüğü işçiye emeğinin tam karşılığını zamanında vermek gibi diğer gereklilikler rahatlıkla ıskalanabiliyor.
Tesbitleri de örnekleri de çoğaltmak mümkün ancak bu noktada şunun bilinmesini içtenlikle arzu ederim: Bu yazıyı 'muhafazakâr' erkeklere 'çakma' derdinde olan Müslüman bir kadın yazar olarak değil, Müslümanların "büyük cihad"ı olan kendi nefsleriyle imtihanları bağlamında pek de ikaz edilmeyen Müslüman erkeklere uyarıda bulunmak için yazdım. Naçizane tavsiyem yarası olanın gocunması ve gereğini yapmaya gayret etmesidir.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019