İbrahim Kahveci
Bankaların net karları yılın ilk yarısında yüzde 33,2 artırarak 25 milyar 355 milyon liraya ulaştı.
Muhteşem ötesi bir kar.
Bankacılar ısrarla “öz sermaye karlılığı” istiyor. Oysa faaliyet karlılığı veya satış karlılığı diye bir kavram var. Tabii ki bu kavram işlerine gelmiyor. Kaç liraya parayı topluyorsun, kaç liraya satıyorsun. Bütün mesele bu...
İyi ama iş sadece karlılıkla mı ölçülecek.
Mesela borsaya bakın, her gün rekor kırıyor diye sevinçten uçuluyor. İyi de borsa rekorundan reel sektör, yatırımlar ne kadar yararlanıyor? Yeni yatırımcı geliyor mu? Sermaye tabana yayılıyor mu?
İki örnek: 2006 yılında Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO) endeksi 46 bin sınırındaydı. Bugün ise 47 binlerde...Borsadan gayrimenkul alan 11 yılda sadece %2,0 kar elde edebilirken,ülkede gayrimenkul fiyatları yüzde 155,0 arttı.
Ya Menkul Kıymet Yatırım Ortaklıkları? Hani profesyonellerin yönettiği o yatırım ortaklıkları ne kazandırmış? 2006’da 23 binlerde olan endeks, şimdilerde 29 binlerde.
Son 11 yılda profesyonel yatırımcıların menkul kıymet kazancı sadece %10,0 olmuş. Oysa 2006 yılından 2017 yılına;
Nohut %378,2
Mercimek %297,0
Yeşil Soğan %226,0
Maydanoz %196,2
Kabak %178,7
Domates %164,8 kazandırdı.
Hatta hıyarın bile fiyatı anılan dönemde 0,70 liradan 1,84 liraya yükselerek, yatırımcısına %163,3 oranında para kazandırdı.
***
Ekonomi yönetiminde dümen yeniden tek başına Sayın Mehmet Şimşek’in emrinde. Sayın Bakan dün verdiği demeçte; “Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılda en çok enerji harcayacağı alanlardan bir tanesi sermaye piyasalarının derinleşmesi olacak. Çünkü şu anda reel sektör bankacılık sektörüne mahkum.”
Sayın Bakan geçen yıl “Hayatımın reformu” dediği zorunlu BES sisteminde adeta hayal kırıklığı yaşıyor. Zorunlu BES bir türlü tutmadı ve kaçan kaçana. Neden mi? Çünkü yukarıdaki verilere bakın ve anlayın...
İnsanlar borsada resmen ve kamu desteği ile soyuldular. Evet, kamu izni ve desteği ile yatırımcılar borsada soyuldu. SPK ve BİST izinlerinden (Onlar onay diyorlar) geçerek içi boş şirketler satıldı ve satıldıktan kısa süre sonra battılar. Kimse 1 tane sorumlu bularak hesap sormadı. İsteyen “Halka Arz Seferberliği”şirketlerini bir incelesin. Kimler, nasıl izin vermiş... O şirketler nasıl batmış... Bir uzman kurum o süreci incelese, neler çıkar neler.
Bugün meselemiz bu değil. Bugün meselemiz piyasalarda denetim ve kuralların olması gerektiği şekilde işletilmemesi.
Nereden geldik buraya? Bankaların karlılığından. Orada işler o kadar iyi mi? Altta kimler kalıyor? Kimin canı çıkıyor?
***
Bakın 17 Temmuz tarihli “Bankada paranız ne kadar güvende?” ve 18 Temmuz tarihli “Millet gerçekleri nasıl öğrenecek?” başlıklı iki yazı kaleme aldım.
Farklı bankalarda çalışan çok sayıda şube müdürü arkadaşlardan görüş alıyorum. Sistem ne kadar sağlam ve bankaların çalışma koşulları ne kadar güvenilir? Çok farklı bilgiler geliyor. Bankadan bankaya kurallar o kadar değişik ki; bazılarında nerede ise kural yok (Kısaca çok esnek ve riskli).
Bazı örnekler vermiştim. Bir çalışan sevgilisine banka müşterilerinin parasını yollayabiliyor. Veya teyit almadan, ıslak imza olmadan yetkisiz kişiler işverenlerin hesaplarını boşaltabiliyordu. Konu hakkında o kadar çok örnek var ki...
BDDK’nın bu konuda geçmişte ciddi çalışmaları olmuştu. Kamuoyunda banka bazında haber yapılamıyor. Şu banka müşterilerini şöyle zora soktu, veya bu banka müşterinin parasını uçurdu diye yazılamıyor. Dolayısı ile kimse banka bazında riskinin ne olduğunu bilmiyor. İşte bu noktada BDDK bankaları karneye tabi tutmayı amaçlamıştı. Bankaya verilecek not ile müşteriler aldıkları risk ile getirilerini karşılaştırabilme imkanı elde edecek. İyiler ve kötüler böylece ayrılabilecek.
Şimdi mi?
Şimdilik iş sadece insafa kalmış durumda. Yargı sistemi uzun ve meşakkatli... En az 3-5 yılda bitiyor. Dayanabilirsen bekle... Yoksa dua etmekten başka çaren yok. Faizin duası nasıl olur? İşte onu ben de bilmiyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025