Kurtuluş TAYİZ
Siyasi tarihe, yakın geçmişe dair bildiğimiz çok şeyin neredeyse tümüyle yalan olduğunu düşünmeye başladım. Kamuoyunun daha düne kadar yakın tarihe ilişkin bütünlüklü bir algısı vardı; geçmişe ilişkin nispeten ortak bir bakış açısını paylaşıyordu. Demokrasisini inşa sürecine giren Türkiye'nin geçmişiyle hesaplaştığı düşünülüyordu. Bu çerçevede bir kamu aklı, ruhu ortaya çıktı.
Tuhaf olan geçmişe ilişkin bu ortak görüşün oluşmasına savcıların hazırladığı metinlerin kaynaklık etmesi. Tarihi savcıların gözünden görmeye başlayıp, polis fezlekelerine tarihi metinler muamelesi yapmaya başlamıştık. Büyük soruşturmalar zaten kısa tarih çalışması gibiydi. Ergenekon soruşturması evrakları, ülkenin son 30-40 yıllık bütün büyük olaylarını içine alarak hazırlanmıştı. Zamanda yolculuk yaptırıyordu okuyanlara. Devlet, toplum ve siyaset, bu metinlerle yeniden üretildi. "Yeni" bilgiye savcılar sahip olduğundan, siyasi tarihi de onlar yaptı.
Buna belki şöyle bir detay daha eklenebilir; bu dönemde görünmeye başlayan "vakanüvis" hadisesi. Savcıların medyadaki elleri kolları olan, peş peşe kitaplar basan bu yeni tür vakanüvisler, yeni tarih görüşünün tamamlanması işlevi gördü. Soruşturma evraklarına sığmayan, iddianamelere girmeyen ayrıntılı bilgiler, bunların sayesinde topluma ulaştırıldı.
Adliye kaynaklı bu "yeni" tarih görüşü, Cemaat'in siyasi tasavvurunu yansıtsa bile bundan fazla bir şey olduğunu, olması gerektiğini düşünmemizi gerektiren nedenler var. Türkiye gibi bir ülkeyi yeniden tasavvur etme, yapılandırma, dizayn etme gücüne Cemaat'ten daha büyük bir yapının sahip olması gerekir ki, başka türlüsü bana pek gerçekçi görünmüyor.
Neyse ki son yedi-sekiz senede oluşan/oluşturulan bütünlüklü algı dağılmaya başladı. Büyük hikaye çöktü. Rastladığımız bunca kafa karışıklığı da buna delalet ediyor. 17-25 Aralık'ta yargı marifetiyle girişilen darbe, öncelikle paylaşılan akıl ve ruh birliğini dağıttı, devamında siyasi birlik de bozuldu.
Siyasi iktidarın kanatları altında, onun meşruiyetine dayanarak dizayn edilmeye çalışılan yeni Türkiye projesi tutmadı. Sonucu büyük bir mücadele belirleyecek. Cemaat kimliğine gizlenmiş paralel devletin yüzü bir kere görüldü, bu yüzü unutmak söz konusu olamaz. Bu noktadan sonra tarihi geri sarmak da mümkün değil.
Taraflar arasındaki uzlaşmazlık görüntüsünün nedeni bu. Siyasal iktidar, paralel devleti cinayete teşebbüs halinde gördü. Siyasal iktidarın katline soyunan bu yapının nefesini ensesinde hissetti. Bunu iki taraf da biliyor. İki taraf da bunun farkında. Bu noktadan sonra gizli veya açık çetin bir kavga, çekişme ve mücadele dönemi yaşanacak. İşin daha vahim boyutlara varması da muhtemel; paralel devletin, hükümeti darbeyle tehdit etmeye başladığına bakılırsa, ülkeyi zor günler bekliyor.
Bunun altından kalkmak için siyasal iktidarın, yakın tarihe tekrardan dönüp "doğru"yu, "eğri"yi ayrıştırması, "kurunun yanında yaşın yanmasını" önlemesi ve yaraları sarması gerekiyor. Bu yöntem, polisiye tedbirlerden daha önemlidir. Geçmişle yüzleşmeden, barışmadan, haksızlıklar giderilmeden bu süreç atlatılamaz. Bu yapının yarattığı derin tarih ve yeni derin devletle hesaplaşmadan demokratik bir hukuk devleti de olunamaz.
Siyasi güçlerin yazdığı tarih de kuşkusuz tartışılacaktır, ama hiç olmazsa savcıların yazdığı tarihten daha meşru bir tarih yazımı söz konusu olacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019