Mehmet AKBACAK

Mehmet AKBACAK
Mehmet AKBACAK
Tüm Yazıları
Sizler katilleri tanırsınız ve korursunuz!
19.10.2015
1678

 13.Ekim tarihli bir gazetenin genel yayın yönetmeninin yazısındaki başlık dikkatimi çekti. "Katili Tanıyoruz" diye başlayan bir yazı. İster istemez, Ankara katliamının üzerinden daha 3 gün geçmeden katili tanıyoruz deyince; gerçekten katilleri tanıdıklarını zannettim, fakat yazıyı okudukca şaşkınlığım artmadı bilakis, bence gerçeği örteyim derken katillerin adreslerini vermiş oldu.

         Katilleri nasıl tanıdığını şu mantıkla açıklıyor."Dersim, 6-7 Eylül, Kanlı Pazar, 1 Mayıs,16 Mart, Bahçelievler ,Zirve Yayınevi ,Çorum, Malatya, Maraş,Roboski, Suruç" gibi olayların içinde devletin parmağı vardır,öyleyse Ankara'nın bombalanması da devletin işidir" diyerek olayı çok rahat açıkladığını zannediyor.Doğru bu tür toplumu sarsan olayların oluşumunda derin devletin parmağının olduğunu sağır sultan duydu, hatta kendileri bile itiraf ettiler.Zaten bu olayların bizi götürdüğü yer her zaman askeri darbeler olmuştur.Ben hemen şunu sormak istiyorum, şimdi ve geçmişte yazdığın medya  bu katillere ne zaman ne diyebildi ; bırak demeyi, yapılan bu katliamları örtebilmek için bin takla attılar.2.Dünya savaşı yıllarındaki Nazi işbirlikçiliğini yeni kuşaklar bilmez, Nazım Hikmet yurtdışına çıkmak zorunda kalınca; tam boy fotoğrafını basıp, bu alçağa tükürün manşetini atan gazeteyi de bu kuşak bilmez.12 Eylül darbesini "Hoş Geldin" diye yazdığın gazetede karşıladıklarını dün gibi biliyorum.Kenan Evren'in yargılanmasına karşı çıktığınız gibi, yargılanırken de köstek olduğunuz daha tazeliğini korumakta.

       Peki bunları daha önce de yazdım, derler ya dilimde tüy bitti, ama yine de yazacağım, çünkü bunlar kendilerini bir zamanlar bize demokrat, özgürlükçü olarak tanıttılar, bizler de bu zokayı yuttuk ve toplum olarak büyük acılar yaşadık. Yeni kuşaklar aynı acıyı yaşamasınlar diye çırpınmaktayım. Bakınız ne diyor Ankara'daki bombalama için;" İŞID militanlarını yıllarca eğitti, barındırdı, silahlandırdı, baş tacı etti. Bu işin içinde devlet vardır. "Niye geçmişteki katliamları da devlet yapmıştı. Peki adama demezler mi?. O dediğin devlet senin ve senin gibilerinin cansiparene destek verdiğiniz devlet değil miydi?. Bir günden bir güne gözün üstünde kaşın var dediniz mi. Şimdi utanmadan böyle bir iftirayı dillendiriyorsun. Siz nasıl dün darbecilere alkış tutarken, bugünde darbeye giden yolları döşüyorsunuz. Toplum artık eski toplum değil, Ankara katliamını bahane ederek sokağa dökmeye çalışsanız da insanlar sağduyulu davranmaya çalışıyorlar. Tutuyor bir de "Ülkenin birliğini temsil eden kimse yok, Demirel bile ülke sahipsiz değil mesajını verirdi. "diyor. O kişinin zamanında 3000 köy boşaltıldı, binlerce insan katledildi,ne çabuk unuttun Kanlı Pazar,1 Mayıs,12 Mart, Deniz Gezmiş'lerin asılması,Kızıldere katliamı kimin eseri sayın yönetmen.Şimdi anlaşıldı, geçmişde kimin adamı olduğun, bazıları solcu gibi göründü,bazıları ülkücü, bazıları liberal, bazıları muhafazakar, bazılarıda özgürlük savaşçısı kılığında, artık bugün gizlenemez haldesiniz hepiniz bir hizaya girdiniz, ne adına söylermisiniz.

       Zaten terörün amacı; toplumu sindirmek, ülkeyi yönetilemez hale getirmek, kitleleri demokrasiden uzaklaştırarak darbecilere zemin hazırlamak, istikrarlı Türkiye yerine kendi iç hesaplarıyla boğuşan,birbiriyle didişen,kendi kabuğuna çekilmiş bir Türkiye hedefleniyor.Ortadoğu da çok büyük hesaplar söz konusu; dünyanın küresel güçleri bölgeyi yeniden dizayn etmekte, Türkiye bu oyunun farkında, oyun dışı bırakmalarına direndiği için cezalandırmak istiyorlar.Maalesef her zaman olduğu gibi, bu oyuna içerden destek verenler de yerlerini alıp habire saldırıya devam etmekteler.Sözde Türkiye'ye karşı değiller, peki kime karşılar; hükümete bile karşı değilmiş gibi göstererek CB'nını tasfiye etmeye çalışıyorlar.O halledilirse ötesi kolay, zaten öbürlerinin topluma karşı sorumlulukları yok, geldikleri yere emekleriyle gelmediler,onları getirenlerin emirleri herşeyin üstünde.

        Şöyle bir 7-8 yıl geriye doğru bakıp, biz bugün buraya nasıl geldik sorusuna daha rahat cevap verebiliriz.2007 E- Muhtura darbesi verenler emellerine kavuşamadı, %47 oy alan partinin kapatılmasından kıl payı kurtulması, Davos'da ‘One minute’ olayı,7 Şubat MİT krizi, 2013 de Öcalan'ın silahları bırakın Nevroz açıklaması, Gezi ayaklanması, 17-25 operasyonu,Paralel yapının bürokratik ayaklanması; tüm bunlar işe yaramadı.Hatta Öcalan; hem gezi için, hem 17-25 Aralık operasyonu için bu bir darbe girişimi diyen kişidir.Aynı sözleri sayın Demirtaş'da ifade ettiler.Türkiye'ye gözünü dikenler şunu gördüler, Çözüm süreci başarıya ulaşırsa ortadoğuda dengelerin kendi aleyhlerine bozulacağını, Türkiye kürtlerle birlikte bölgesel güç olarak ortadoğuda islam ülkelerine örnek olacaklarından dolayı,tüm batının desteklediği otoriter devletler ortadan kalkacak,işler arap saçına dönecek.Gerçektende Arap baharı buna en güzel örnek, lakin aynı batı baharı kışa çevirdi.Şimdi önlerinde en büyük engel Türkiye, daha dün Barzani yönetimine de karşı hareketler başladı.

     Biraz uzattım biliyorum ama, ülkem için bir şeyler yapabiliriz diye düşünüyorum.Siyasi görüşü ne olursa olsun ülkesini sevenler bir yumak olmalı, dağınıklığa meydan vermemeliyiz, konuşurken dilimize sahip çıkalım,bugün hengame içinde söyleyip yarın özür dilemek zorunda kalmayalım, çünkü ağızdan çıkan her söz yangını ya söndürür, ya da büyütür, büyüyen yangın kimseye yarar sağlamaz.Sağlarsa bir avuç işbirlikçiye sağlar, halkımız perperişan olur,yıllarımızın verdiği emekler heba olur, yol yakınken duygularımıza, hislerimize ve öfkemize sahip çıkalım.Bu ülke, bu ülkede yaşayan herkesin, kimse kiracı değil, herkes ev sahibi.Son olarak Düzce iki deprem yaşadı, binalar yıkılırken hiçbir ayrım yapılmadı,sağcının da, solcununda, muhafazakarın da, Çerkezinde, Abazanında, Kürdün de,Türkünde evleri yıkıldı.Yalnız sağlam yapılar ayakta kaldı.Biz bugüne kadar çok toplumsal deprem yaşadık, hep enkaz altında can verdik, yeter artık ne kimsenin evi yıkılsın ne de kimse enkaz altında kalsın.Son pişmanlık fayda etmez, safları sıklaştıralım, bu depremi aşacağımıza inanıyorum.Kalın sağlıcakla.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar