Mümtazer TÜRKÖNE
Sosyal medyada "özgürlüğü hak edenlere" selâm veren kadim dostum ve meslektaşım yüreğimi burktu.
Yıllar boyu üniversitede verdiği derslerde, "özgürlüğün hak edilmesine gerek olmadığını, insan olarak doğuştan zaten sahip olduğumuzu" anlattığından emin olabilirsiniz. Doğrusu da bu: sahip olduğumuz özgürlükleri doğuştan kazandık, onlar için bizi sorumluluk ve ahlak sınavından geçirmeye kalkanlara demokrasilerde pek rastlanmaz. Genellikle bu sınavları güç sahipleri icat eder. Güç sahibinin hakkını savunmak ise, gerçekten haklı iken bile çok zordur. Türkiye'de İktidar, devlet gücünü, imkânlarını ve araçlarını kullanarak topyekûn bir imha savaşı yürütüyor. Eşitsiz, adaletsiz, hukukun ve demokrasinin bütün temel prensiplerinin yok edildiği bir savaşı, sırf yolsuzlukların üzerini örtmek ve bu yaraya rağmen yoluna devam etmek için yürütüyor. Bir şekilde kendine bağladığı aydınları da bu topyekûn savaşta istihdam ediyor.
Türkiye'nin çok değerli aydınları, akademisyenleri, gazetecileri bu zor işin altında ezildiler. Sosyal sermayemizin en değerli parçasını oluşturan entelektüel sermayemiz, güçlüyü, üstelik iktidar sahibini, daha ötesi yolsuzluğa bulaşmış bir adamı savunmak adına, hırsızların, yolsuzların ayağını sildiği bir paspasa dönüştü.
Keşke iktidar ve muhalefet politikalarına dair muhabbetimiz, meselâ Cumhurbaşkanı'nın TÜBİTAK ödül töreninde yaptığı konuşmada "bir sabah kalktık ki dil yok" derken, alfabe ile dil arasındaki farkı bilip bilmediği türünden tartışmalarla sınırlı kalsaydı. Osmanlıca bilmeyen bir liderin, bu konuda ettiği iddialı lafları bilenler yorumlasaydı. Maalesef entelektüel sermayemiz iktidarı sürdürme savaşının ileri hattını oluşturuyor.
Ahmet Davutoğlu'nun siyaset kantarındaki ağırlığı hakkında herkes fikir beyan etme hakkına sahip. Davutoğlu'nun akademik çapını, ancak o işten anlayanlar değerlendirebilir. Davutoğlu akademisyen olarak bir ekoldür; emek verdiği ve yetiştirdiği ve bugün Türkiye'nin sosyal sermayesinde hisse sahibi parlak entelektüeller ve akademisyenler var. Çoğunu ya tanıyor ya da bir tür ihtisas merakıyla takip ediyorum. Maalesef bu sermayenin önemli bir kısmı, Erdoğan'ın güç savaşında köprü başı tutmakla görevlendirildi ve daha ilk ateşte yere serildiler. Davutoğlu'nun emek verdiği kalemler dahil, Türkiye'nin entelektüel sermayesi kötü bir sınav verdi ve bir hiç uğruna tükendi. Dünyayı takip eden, kendi kültürünü ve tarihini bilen, metodik düşünen, eleştirel bakan, kimsenin bakmadığı açıdan bakıp, kimsenin görmediğini görebilen fikir erbabından bahsediyorum. Kolay rastlanmayan cins beyinler, bütün zekâlarını, birikimlerini yolsuzluk yaftasını kapatmak için komplo teorileri üretmeye hasrettiler. Öyle ileri gittiler ki, insicamlarını, referanslarını, itibarlarını bütünüyle kaybettiler.
Erdoğan'ın siyasete veda ettiği, bugünün hükümetinin devlette devamlılık prensibine göre yerini yenisine bıraktığı bir durumu tasavvur edin. Kimse bu dünyaya kazık çakmıyor, iktidarlar gelip gidiyor. Bugünün lideri ve hükümeti için ölümüne savaşanlardan geriye ne kalacak? Güce tapınmanın, iktidara kul-köle olmanın nedameti, tövbesi nasıl getirilecek? Basit felsefi tercihlerden, görüş ayrılıklarından değil bizi bir arada yaşatan insan hakları, demokrasi, özgürlükler gibi bir zamanlar üzerinde mutabık olduğumuz değerlerle ilgili çok esaslı sorunlar yaşıyoruz. Hikmet-i hükümetçilikte, maslahatçılıkta bugünkü iktidar ve güç sarhoşlarının düşmanlığının ve öfkesinin açıklaması yok. Fikir, iktidarın emrinde hiç bu kadar ucuz ve bol bir cephaneye dönüşmemişti.
"Gezi çadırlarını da paraleller yakmıştı" tarzında komploda sınır tanımayan gazeteciler, "kullanışlı aparatlar" olarak gelecekte kendilerine iş bulabilirler. Ya ismini, bugüne kadar savunduğu değerlere, ahlaki tercihlere borçlu olup da bu komploların peşine takılanlar ne yapacak?
Türkiye öyle böyle değil, derin bir savrulma yaşıyor. Bir zamanlar itibar ettiğiniz, bugün kaleminden kan damlayarak cadı avına katılan aydınların yazdıklarının, söylediklerinin günbegün değişmesi; kendi söylediklerini öbür gün cerh etmeleri bu savrulmanın eseri. Bu günler de geçecek, bugün yazılanlar söylenenler unutulmayacak. Erdoğan'dan sonra, bu hükümetten sonra bırakın bizim yüzümüze bakmayı, kendi yüzlerine nasıl bakacaklar?
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
21.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
5.09.2025
2.09.2025
1.09.2025
30.08.2025