Murat BELGE
Halk TV yayına girdiğinden beri en çok onu izlediğimi sanıyorum. Bir süredir içinde olduğumuz politik evrede kendi duygularıma ve düşüncelerime en yakın onu buluyorum olsa gerek. Zaten bu evrede sinirlenmeden seyredecek kanal bulmak iyice zorlaştı.
“İçinde bulunduğumuz politik evre” filan diye gevelediğim şey, malum, AKP iktidarı. AKP’nin MHP ile paylaştığı iktidar. Bu, Türkiye’nin siyasi tarihinde gerçekten çok özel bir dönem. Düşünüyorum, bizim bu “siyasi tarih” süreci içinde “normal” denecek bir dönem bulmak zor olabilir; ama normalden bu derece uzaklaşanı da yok. Örneğin Halk TV bir “haber kanalı”; ama haberi vermekle kalmıyor . Olayı “haber” yapanla kavga ediyor! Bunu, bizde “normal” sayılacak bir dönemde yapıyor olsa eleştirmek gereğini duyar mıydım? Evet, duyardım. Ama bu dönemde bunu yadırgamıyorum, hatta özellikle doğru buluyorum. Bu iktidarın önümüze yığdığı olaylardan “haber” çıkarması gereken ben olsaydım ben de aynı şeyi yapardım. Bunu zaten iktidar kendisi yapıyor.
İktidar “camiye girip bira içtiler” diyor. İşte “haber”! Haberi vereceğiz. Peki bunu sahihliği kesinleşmiş bir olgu olarak mı vereceğiz, yoksa iktidarın iddiası olduğunu söyleyecek miyiz? Söyledikten sonra, sözkonusu caminin imamının böyle bir şey görmediğini söylemesini de haberimize ekleyecek miyiz? Yoksa bu ihmal edilebilir bir ayrıntı mı?
Ben bugün Halk TV içinde ortaya çıkan anlaşmazlık üstüne birkaç şey söylemek istiyorum. Olan olayı herkes biliyor, onun tarihçesine uzun uzun girmeme gerek yok. Konu Rasim Kütahyalı ile yapılmış bir mülakatın yayımlanmış olması. Kanalın sahibi o sırada burada değilmiş ve burada olsa bunun yayımlanmasını engelleyeceğini söylüyor. “Haberim olmadı” diyor. Ancak onun bu cevabı kanalda uzun süredir program yapmakta olan bir grup insanı ikna etmiyor; kanaldan ayrılıyorlar.
Bazan böyle bir durum oluyor hayatta: iki kişi kavga ediyorlar, ikisini de seviyor ve bu kavgaya yol açan olayı da onlar kadar ciddiye alamıyorsunuz. Ama dinletemiyorsunuz!
Kütahyalı’nın konuşmasını yayımlamanın böyle vahim bir olay olduğu kanısında değilim. Gazetecilik gazetecinin ele aldığı konu ve ilgili kişilere belirli bir mesafe koymasını zorunlu kılar. Kütahyalı ya da her kimse, onun görüşleri ile TV kanalının hangi değerleri benimseyerek yayın yaptığı besbelli. Herhalde Halk TV Kütahyalı’nın görüşlerini yaygınlaştırmak gibi bir amaçla yayımlamıyor bu konuşmayı. Ama bu meslekte taban tabana karşıt olduğunuz kişiyi de konuşturmanız gerekebilir ya da sadece ilginç buldunuz (çok yanlış bulsanız da) ve bunu belirli bir nezaket çerçevesinde yapmalısınız. Böyle bir yayın yapılmışsa, ben kendi hesabıma, “zevksiz bir şey yapılmış” diyebilirim. Ama bu oldu diye “yolları ayırmak” gibi radikal tavırlar almanın aşırı bir tepki olduğu kanısındayım.
Kaldı ki, konuşup durduğumuz gibi, Türkiye zorlu bir dönemeçte. Bunu yaratan öncelikle iktidar. İktidar, kendisiyle aynı fikirde olmayan kişilere hayat hakkı tanımama tavrını şiddetini artırarak sürdürüyor. Bu koşullarda kiminle kavga edeceğime karar verirken herhalde Halk TV aklıma gelemez. Bu kanal işte bu insanlar, bu kadrolarla başarılı bir yayın yapıyor, etkili bir muhalefet kanalı oluşturuyor. Bu başarıyı zayıflatacak davranışlardan kaçınmamız gerektiğine inanıyorum.
Yani, umarım bu ayrılma kararı yeniden gözden geçirilir ve Halk TV’nin gücünü azaltacak eylemlerden vazgeçilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025