Salih Tuna
Önem atfettiğim kimi mevzuları maslahat gereği “ertelemek” zorunda kaldığım zamanlarda elim kaleme (klavyeye tabii) gitmiyor.
Lakin…
Yazı ertelense de hayat ertelenmiyor. Malumunuz, işimiz yazmak; “evlad ü ıyal” var.
Böylesi durumlarda bazı yazarlara heves ediyorum. Özellikle de Sözcü gazetesinin malum köşe yazarlarına.
Bundan birkaç yıl önce Yılmaz Özdil, “İstediğin kadar tazyikli su sık.. / Korkma sönmez.” diye bir yazı yazmıştı.
Hepi topu bundan ibaretti.
Hayır, yazının başlığı veya serlevhası değil, bütünü bu kadardı, yani, üç beş kelime.
Sözcü gazetesinin bir diğer yazarı Bekir Coşkun bu konuda geçen hafta öyle bir rekor kırdı ki hiçbir faninin erişmesi mümkün değil.
Mümkün olabilmesi için yazı yazacaksınız ama ortada yazı olmayacak. O derece.
Yazı mı?
“Yok…”
Yanlış anladınız, yazı yok değil; yazı, “yok…” kelimesinden ibaret.
Belki anlamakta zorluk çekenler olabilir, bu da gayet normaldir. Bir de şöyle anlatmayı deneyeyim: Bekir Coşkun'un “Atatürk'ten vazgeçme ihtimalimiz var mı?” (18 Nisan 2017, Sözcü) başlıklı söz konusu yazısında baştan sona sadece bir adet “Yok…” kelimesi var; başka da hiçbir şey yok.
Ben de bazen işte böyle tek kelimelik yazmak istiyorum.
Mesela, “Erdoğan öldürülmeli” diyen Fransa'nın Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde çalışan ünlü politika uzmanlarından Philippe Moreau Defarges için tek kelimelik bir yazı yazmak istiyorum: “Alçak!”
Canlı yayında suikast çağrısı yapan bu alçak profesörden çok kısa süre önce de eski Pentagon görevlisi Neo-Con görevlisi Michael Rubin, Newsweek'teki yazısında, “Erdoğan Avrupalı liderleri öldürmek için suikastçiler mi gönderecek?” demişti.
Görüyorsunuz değil mi; FETÖ üslubu nasıl da küreselleşmiş!
Diyeceksiniz ki, FETÖ de zaten küresel bir istihbarat ağının taşeronu değil mi? Haklısınız ama konumuz bu değil.
Bekir Coşkun gibilerinin söz konusu kısa yazı tarzlarına değil sadece, gerçeklerle kurdukları “kısa devre” ilişkiye de heves ediyorum.
Herhangi bir konu hakkında araştırmana, kafa yormana veya farklı fikirleri empati göstererek fehmetmene hiç gerek yok.
Hatta gündemi bile tastamam takip etmen gerekmiyor.
Sadece belirli “kabuller” yeterli.
Bundan daha rahat, daha konforlu dünya olabilir mi? Gerçeklerle irtibat kurman gerekmiyor, daha ne olsun.
Mesela, “Erdoğan çok kötü ve AKP, Türkiye'nin başına gelmiş en büyük felaket…” şeklinde kesin bir inanca sahip olduktan sonra da Allah ne verdiyse kaptırıp gidiyorsun.
“Heves” dedik diye, sakın kimsecikler literal okumasın. Herhalde bizim kabullerimiz de kendimize göre olacak. Kendi mana iklimimize göre. Yoksa Erdoğan düşmanlığı şeklindeki kepazeliğin nesine heves edeceğiz?
Referandumdan evet çıktı ya…
Bu Bekir Coşkun adlı zat, “Laik hukuk devleti olan cumhuriyetimiz yıkıldı” diye yazdı yahu.
Şu ifade de onun: “Geçen hafta; bu milletin yarısı TBMM'yi kapattı…”
“O millet Gazi Meclis'i bombalayan 15 Temmuz FETÖ darbesine karşı çıplak ellerle direnirken, sen FETÖ evlerinde yetişmiş patronunun gazetesinde FETÖ'nün ürettiği malzemeler üzerinden o millete karşı psikolojik savaşa memur yazılmıştın” deseniz fayda etmez.
Zira onun “kısa devre” yapmış dünyasında hiçbir gerçeğin hiçbir karşılığı yok.
Zerre miskal karşılığı olsa (23 Nisan için dünkü yazısında) “Geçen hafta cebren ve hile ile yıktıkları ulusal egemenliğin asla bitmeyecek bayramı…” demezdi.
Kılıçdaroğlu yalan söylüyor diyoruz ya…
Bu yazarların dünyası silme yalan!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
5.02.2019
21.02.2019
20.02.2019
19.02.2019
12.02.2019
6.02.2019
5.02.2019
31.01.2019
29.01.2019