Yıldıray OĞUR

Yıldıray OĞUR
Yıldıray OĞUR
Karar gazetesi Tüm Yazıları
Bu işin Sırrı
19.04.2025
162

İsmail Aydemir adını artık kimse hatırlamıyordur. Zaten duyulması bile büyük bir skandaldı.

Halbuki 2024 yılına Türkiye onu konuşarak girmişti.

1 ocak 2024 sabahı Galata Köprüsü’nde birincisi yapılan Gazze Katliamı protestosuna katılanlardan biriydi.

Miting bittikten sonra elinde yeşil kelime-i tevhid bayrağı ile Mecidiyeköy’de evine doğru Şişhane’den yukarı doğru çıkarken karşısına çıkan bir İTÜ öğrencisi “Sen Türk değil misin burası Türkiye. Sen Arap seviciliği mi yapıyorsun” diye suratına bir yumruk vurmuştu.

Haberlerde ondan “Hilafet bayrağı açan adam”, “hilafet bayrağı açan kişi”, “tevhid bayrağı açan şahıs” diye bahsedilirken, gözaltına alınan İTÜ öğrencisibden “Hilafet isteyen adama tepki gösteren genç” diye bahsedilmiş, yeni Kubilay ilan edilip, poster boy yapılmış, Özgür Özel ailesini arayıp destek vermişti.

Bu saldırganlığa övgü ve bir apartmana kapıcılık yapan bir adama mağduriyet hakkı bile verilmemesi ağrıma gidip, bir yazı yazdım.

Ertesi gün beni ilk arayan Sırrı Süreyya Önder oldu.

Telefonda adını görünce hemen boş bir odaya gittim ve koltuğa oturdum.

Çünkü Sırrı Abi’yle konuşmak her zaman çok eğlenceli en az yarım saat demekti.

“Yıldıray baba, bizim İsmail’i yazmışsın” deyip bir kahkaha attı.

Meğer elinde bayrak yüzünden sokak ortasında yumruk yiyen İsmail Aydemir, Sırrı Abi’nin oturduğu sitenin görevlisiymiş.

“Bizim İsmail mi hilafeti getirecekmiş” diyerek hikayenin az bilinen devamını anlattı:

“İsmail bizim sitenin mazlum apartman görevlisi. Sonradan bir tarikata da müntesip olmuş. Bahşiş bile veremezsiniz. En büyük derdi Cuma namazları için apartmandan izin almaktır.

O gün İsmail siteye gittiğinde çoğu emekli, laik, CHP’li apartman sakinleri toplanmış, İsmail’i hilafet bayrağı açtığı için işten çıkarmaya karar vermişler.

Siteye gittiğimde baktım bir kalabalık toplanmış, ne oluyor diye sordum, konuyu anlattılar. Aman ne yapıyorsunuz, yapmayın. Yazıktır, bizim İsmail mi hilafeti getirecek. Şimdi her yerde haber oldu bu, mahvederler sizi diye korkuttum apartmandakileri. Sonra Vali, İçişleri Bakanı site yöneticisini arayınca onlar da çekindiler, iki ay izne gönderdiler.”

Harika bir hikayeydi. Sırrı Süreyya versiyonunun ne kadar daha harika olduğunu siz düşünün.
Mutlaka sen yazmalısın bunu Sırrı Abi dedim.

Emin olamadı. Ben de apartmandakilerle arası bozulmasın diye yazmadım.

Ama Sırrı Süreyya Önder’in hayatını anlatan harika bir hikayedir bu.

TİP’li bir baba ile Nurcu bir anne ve dayı arasında Kürtlerin ve Alevilerin arasında büyümüş Adıyamanlı bir Sünni Türk.

Çümbüş çalmaktan, verem savaş dispanserinde çalışmaya, kamyon şoförlüğünden Siyasal öğrenciliğine kadar herşeyi görmüş.

İlk gençliğinin 7 senesi hapiste geçmiş.

CHP’li bir dedenin yanında büyümüş, Sinan Çetin’le de Tuncay Özkan’la çalışmış.

Hem Meksika Sınırı’nda İslamcıların en popüler isimleriyle program yapmış hem Gezi Parkı’nda dozerin önünde atlamış biri.

Tam bir doğuştan moderatör, arabulucu.

Ülkedeki bütün kültürlerin dilinden anlayan en başta da insan dilini bilen bir kalp hırsızı.

Şimdi hastanede ziyaretine gelenlerin eli kalbinde ve onun kalbinin iki tarafının da çalışmasını bekliyoruz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar