Abdurrahman Dilipak
MSB, MİT, EGM ile “Ankebut” suresinin bir alakası olabilir mi?
“Ankebut” Kur’an-ı Kerim’de bir sure adı. Surede “örümcek ağı”ndan söz ediliyor.
Dünyada 34 bin örümcek cinsi tespit edilmiştir. Ülkemizde ise; 2008 yılı verilerine göre, 44 familya, 234 cinse ait toplam 690 örümcek türü yaşamakta.
Örümcek fobisi dünyanın en eski fobilerinden biri. Buna “araknafobi” deniyor bugün. Örümcek ağı dünyanın esnek materyallerinden biri ve bu ağ aynı zamanda darbelere karşı son derece hafif ve dayanıklı. Onun için özel zırh yapımında kullanılıyor. Direnç olarak örümcek ağı, en iyi metal telden en az dört kat daha dayanıklı.
Çok küçük örümcekler yanında bacak boyu 25 cm’i bulan dev örümcekler de vardır. Bu örümcekler köstebek, küçük yılanlar ve kertenkeleleri yakalayıp yiyebilir. Diğer böceklerden farklı olarak sekiz bacağa ve sekiz göze sahiptirler. Büyüme safhasında bir bacak kırılırsa yerine yenisi gelebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2015 Şubatında Malatya’da “Ankebut” deyince herkes arama motoruna bakmıştı, Cumhurbaşkanı neden söz ediyor diye.
Kur’an-ı Kerim’de bu isimde bir sure var. Ankebût sûresinde putlara ve diğer varlıklara tapanların hâlleri, onların dünyâlık elde etmek için kurdukları tuzak ve gayretleri anlatılır. Bu çevrelerin hile ve tuzakları, o vehmettikleri güçleri ankebût denilen örümceklerin pek zayıf olan ağına benzetilir. Ankebut suresi Mekke döneminde nazil oldu. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “Ankebut” kelimesinden almıştır. Bu ayette şöyle denilir: “Allah’tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!”
Bu süre şöyle başlar: “1. Elif Lâm Mîm. 2. İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. 3. Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir. 4. Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar! 5. Her kim Allah’a kavuşmayı umarsa, bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 6. Her kim cihad ederse, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah âlemlere muhtaç değildir. 7. İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.”
Şimdi, Hicret olayına dönelim. Orada da bir örümcek var. Ağ örerek Resulullahı gizleyen, koruyan. Allah dilerse silahları ile gelen düşmanlarına karşı resulünü, bir örümcek ağı ile bile koruyabilir.. Tıpkı küçük bir birlik ve bir gencin sapan taşı ile güçlü bir orduyu yenilgiye uğrattığı gibi.
Hani, hatırlayın, Peygamberimiz Hicrete karar verdiğinde kendine Mekke’nin en iyi rehberini kılavuz seçmişti. O Mü’min değildi ama işin ehli biri idi ve söz verdiğinde sözünde duranlardan biri idi. Dileseydi Cebrail ona yol gösterebilirdi. Bu yolculuktan, Hz. Peygamber dışında Hz. Ebubekir, Hz. Ali ve kılavuzun haberi vardır. Peygamberimiz kendine kılavuzluk edecek kişi ile sırrını paylaşmıştı.
Hz. Ali, Peygamberimizin yatağına yatarak düşmanı oyalayacak ve peygambere bırakılan emanetleri sahiplerine dağıtacaktı.
Bu yolculuk gizli olacaktı ama Sevr mağarasına geldiklerinde bu “Gizli” yolculuğun çok da gizli kalır yanı olmadığı anlaşıldı. Çünkü bu yolculuktan güvercinin haberi vardı. Örümceğin haberi vardı, rüzgârın haberi vardı? Peki, o güvercin Peygamberimizin başının üzerinde uçarak yol gösterebilirdi. O zaman kılavuza ne gerek vardı diye düşünmek mümkün.
Zaten daha kılavuzla buluşmadan yakalanmışlardı ve yolculuk başlamadan bitmişti. Ama güvercin, örümcek ve rüzgâr sebeplere ilişkin görevlerini yerine getirince, mağara kapısına kadar gelen silahlı düşmanlar gerisin geriye dönüp gitmişlerdi. Allah dilerse bir güvercin, bir rüzgâr, bir örümcek bile onların kirli oyunlarını bozmaya yetebiliyordu.
Mağara sakinleri çöle indiklerinde bir kez daha yakalandılar. Neyse ki, bu defa da çöl kumları Suraka’nın atının ayağını bırakmıyordu. Meğer havadan sonra toprak da biliyormuş. Süraka’nın atının ayağını tutan herhalde Cebrail olmalıydı. Cebrail de yanlarında idi.
Sahi, Resulullah, Suraka ve arkadaşlarına nasıl davranmıştı.
İşin daha da ilginci Resulullah Medine’ye geldiğinde, herkes onu evine davet ediyordu. O ise devesinin yularını devesinin boynuna attı ve “o nerede durursa orada ineceğim” dedi. Deve Eyyub Sultan’ın evinin kapısında durdu. Meğerse deve de yolu biliyormuş. O Eyyub Sultan İstanbul’un manevi olarak fethine açılan en önemli kapıdır. Bilad-ı Şam’dan Kıbrıs’a, oradan Rodos’a, Çanakkale üzerinden İstanbul’a giden yolun ucu Medine’den Mekke’ye uzanır.
Biliyor musunuz, İstanbul’dan yüzünüzü Kıble’ye döndüğünüzde, aynı zamanda Mescid-i Aksa’ya dönmüş olursunuz. İstanbul bu anlamda Kâbe’ye açılan bir kapıdır. Onun için Üsküdar’daki Sürre alaylarının hareket noktası olan bir semtin adı “Harem”dir.
Buradan çıkaracağımız bir ders var. Allah, cahil ve zalim bir topluluğa yardım etmeyecek. Ankebut suresi ve diğer birçok ayet üzerinden bunu anlatır. Biz aklın gerektiği şartları eksiksiz olarak yerine getirmeliyiz, ama bunlar Allah’ın iradesi önünde zorlaştırıcı ve kolaylaştırıcı bir etkiye sahip değildir. Kuyudaki Yusuf örneğini hatırlayın. Örümcek ağını hatırlayın, Davud (a.s)’nin sapan taşını hatırlayın. Maddi şartları, gerekleri ihmal etmeyelim, ama bunların sonuç olarak Allah’ın iradesi karşısında hiçbir etki gücüne sahip olmadığını bilelim. Sayınızın azlığından endişeye kapılmayın ya da sayınızın çokluğuna güvenmeyin. Aday belirlerken, bürokrat tayin ederken, düşmanlara karşı meydana çıkarken bunu aklımızdan çıkartmayın. Sizin en gizli bilgilerinizi, hatta aklınızdan, kalbinizden geçenleri bilen bir Allah var. Dilerse Allah iradesini gerçekleştirmek için Süleyman Mabedi örneğinde olduğu gibi “Bukağılı şeytanlar”ı mabedin inşasında işçi olarak çalıştırır. O faydalı iş karşılığı onlara hiçbir hayır yoktur. Şeytanların dostlarının hayırlı gibi gözüken işlerinden de onlara bir fayda yoktur.
Bizimle Allah’ın yardımı arasında perde oluşturacak, Allah’ın yardımını engelleyip, Allah’ın gazabını bize çekecek olan cahil, zalim, fasık topluluklardan, müfsit insanlardan, içimizdeki beyinsizlerden uzak duralım. “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur” denmiştir.
Herkes Allah’ın iradesi içindedir. Şeytan da! Biz ise Allah’ın rızasına talibiz ve hüküm Allah’ındır. O kadir-i mutlaktır ve O “ol” der ve o şey hemen olur. Başarı için zalimlerden, fasıklardan cahillerden, müfsitlerden yardım ve tavassut bekleyenler yanılırlar. Başkalarının yardımlarını almak isterken Allah’ın yardımından mahrum olurlar. Unutmayalım ki, Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay ve zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022