Akın ÖZÇER
“Büyük komplo” ya da özgün adıyla “La gran conspiración” Moisés Naím’in El Pais’te yayımlanan son köşe yazısının başlığı. Yazının ilk paragrafı şöyle: “Vladimir Putin, Recep Tayyip Erdoğan, Beşar Esat, Nicolás Maduro ve Robert Mugabe, büyük bir uluslararası komplonun yürütüldüğünü açıkladılar. Onlara göre, Kiev, İstanbul, Halep, Caracas ve Harare sokaklarında protestolar yapanlar, karanlık yabancı çıkarların hizmetindeki vatan haini paralı askerler. Ya da aynı güçler tarafından manipüle edilen kullanışlı aptallar. Bu otokratlara göre bu küresel ölümcül komplonun arkasında kimler mi var? Batı demokrasileri.”
Moisés Naím’in “Batı demokrasileri” kavramıyla kastettiği evrensel demokrasi ilkelerine dayalı demokratik devletler değil aslında. Başta ABD’de olmak üzere demokratik ülkelerde yerleşik, kendilerini dünyada demokrasinin geliştirilmesine adamış sivil toplum kuruluşları. Kabul etmek gerekir ki demokrasi giderek temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye doğru bir evrim geçiriyor. Devletlerin egemenlik alanları yurt içinde ve dışında sivil toplum lehine daralıyor. Naím, bu gerçekten hareketle, bir parçası olduğunu saklamadığı Amerikan sivil toplum kuruluşlarının (ve doğal olarak lobilerinin) birçok ülkedeki iktidar karşıtı komplolar ve darbe girişimlerinin arkasında olduğu iddialarıyla dalga geçiyor.
Dünyada demokrasiyi geliştirme misyonu olan sivil toplum kuruluşları
Moisés Naím yazısına şöyle devam ediyor: “Kuşkusuz, Putin, Erdoğan, Mugabe ve diğerleri onları istikrarsızlaştırmak, hatta iktidardan düşürmek için her türlü gizli çabanın harcandığını düşünüyor. Ama tuhaf olan şu ki otoriter liderler, açıkça ve kamuoyu önünde hareket eden uluslararası örgütlerden kaygılanıyorlar. Oysa bunlar insani amaçlı vakıflar ve demokrasiyi geliştiren, insan hakları ihlallerini belgeleyen ya da hile olup olmadığına bakmak için seçimleri izleyen aktivistler. Ama demokrasiyi boğmak, muhalifleri hapsetmek, seçimde hile yapmak isteyen hükümetler için bu örgütlerin asil amaçları istikrar bozmaya yönelik gerçek misyonlarını gizleyen bir maske. Bunun için onları yasaklıyor ya da var olmalarını güçleştiriyorlar.”
Moisés Naím, yazısında bu tür örgütlerden ikisinin hiçbir ödeme almadan gönüllü üyesi olduğunu söylüyor. Ulusal Demokrasi Fonu NED’in (National Endowment for Democracy) ve Açık Toplum Vakfı (Open Society Foundation) OSF’nin. Şöyle yazıyor: “Her ikisi de dünyada demokrasi ve insan hakları mücadelesi veren sivil toplum kuruluşlarını destekliyor. Hal böyle olunca her iki örgüt ve onların sempatizanları otoriter hükümetlerin saldırısına uğruyor. Söylemeye gerek yok ki ne bir hükümetin servisindeyiz, ne de hükümetlerden talimat alıyoruz.”
Naím, komplo teorilerine inananların bu söylediklerini kabul etmemesinden yakınıyor. Bu şikâyetini de demokrasinin olmadığı ya da yeterince gelişmediği ülkelerde yetkililerin demokrasi için mücadele edenleri susturmak ve sindirmek için yaptıklarına tanık olmasına dayandırıyor. Susturma ve sindirme yollarının çok çeşitli olduğunu vurgulayan Naím, bu yollardan en etkilisinin hükümetlerin yasama ve yargı üzerindeki denetimleri olduğunu yazıyor. Bir hükümetin yasama çoğunluğuna dayanmadan hükümet olması mümkün olmadığı için yukarıdaki cümlenin neden yazıldığına akıl, sır erdirmek kolay değil ama devamından Naím’in bazı hükümetlerin ülkedeki hükümet-dışı kuruluşların (NGO) yabancı kuruluşlardan fon almalarını yasaklayan kanunlar çıkarmasından rahatsız olduğu anlaşılıyor.
Naím, yazısında devamla birçok ülkenin (12) STK’lara dış yardımı tümüyle yasakladığını, birçoğunun da (39) kısıtladığını ortaya koyan bir araştırmadan söz ediyor. Demokrasi için mücadele eden STK’lara fon girişini kısıtlayan ülkelerden birçoğunda hükümete yakın siyasilerin ise karanlık kartellerden finanse edildiklerini öne sürüyor. Bu ülkeler arasında kendi ülkesi Venezuela’nın yanı sıra Rusya ve Türkiye’yi de sayıyor.
Naím otoriter rejimlerin demokrasi için mücadele eden STK’ların dışarıdan finansmanını yasalarla olmazsa yargı yoluyla engellediklerini vurguluyor. Bu konuda biri Mısır, diğeri Ekvador’dan iki mahkeme kararını örnek veriyor. Neyse ki Türkiye bu grupta bulunmuyor.
Naím’in yakındığı bir başka konu, demokrasiyi geliştirme misyonunu üstlenmiş üyesi bulunduğu NED ve OSF’nin seçimleri izlemek ya da insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukları araştırmak için gönderdiği uzmanlara gittikleri ülkelerde “milliyetçi yaklaşımlarla”çalışma imkânı tanınmaması. Bu konuda güçlük çıkaran ülkeler arasında kendi ülkesi Venezuela’nın yanı sıra, Rusya, Malezya ve Bengladeş’i sayıyor.
Moisés Naím’in yazısı özetle bu hususları içeriyor. Demokrasi sorunları yok sayılamayacak Türkiye’nin gerçek sorunları (Kürt sorunu, çözüm süreci, yargı reformu, yeni anayasa) ana hatlarıyla es geçilirken, siyasi partiler kanunundan çok iktidara yakın partilerin finansmanı üzerinde duruluyor. Ama asıl en büyük sorun olarak Erdoğan’ın nasıl oluyorsa artık yan yana gelmesinin mümkün olmadığı liderle eş değerde otoriterliğinin altı kalın çizgilerle çiziliyor.
Anımsanacağı gibi, “Batı medyasından siyaset arenamızdaki anomaliye desteğe devam” başlıklı bir önceki yazımda özetini aktardığım 27 Şubat tarihli The Guardian’da Simon Tisdall imzasını taşıyan yazıda da Başbakan Erdoğan, Ukrayna’nın devrik Devlet Başkanı Yanukoviç ve şimdi Naím’in de yaptığı gibi Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile aynı kefeye konulmuştu. Moisés Naím yazısında, benzetmeyi çok daha ileri götürerek Erdoğan’ın ismini Suriye diktatörü ve Zimbabwe’nin yolsuzluktan insan hakları ihlallerine, hatta beyaz azınlığa karşı ırkçılığa kadar uzanan iddialarla suçlanan lideri ile birlikte anıyor.
Yazarların dünya kamuoyundaki ağırlıkları
Bu köşe yazarlarının kendi gazetelerinin ötesinde dünya kamuoyunda ağırlıkları olmadığını düşünebilirsiniz. The Guardian’da 1979’dan beri yazan deneyimli gazeteci Simon Tisdall için bu düşüncenizde haklı da olabilirsiniz. Ama 1952 Caracas doğumlu Moisés Naím sadece bir dönem Ticaret ve Sanayi Bakanlığını üstlendiği ülkesi Venezuela’da değil, başta yaşadığı ABD ve Latin Amerika olmak üzere dünyada tanınan ve etkisi tahminlerin ötesinde büyük olan bir isim.
Geçmişte Caracas Yüksek İdari Etütler Enstitüsü’nde (IESA) profesörlük ve dekanlık yapmış olan Moisés Naím Bolivar Devrimi’ne ve bugünkü rejime muhalif bir isim. Bir dönem Dünya Bankası’nda çalışan Naím 1996’dan 2009’a kadar Samuel Huntington’un kurduğu Amerikan Foreign Policy dergisinin genel yayın yönetmenliğini de yaptı. Dergiyi satılana kadar çıkaran ünlü “think thank” Carnegie Uluslararası Barış Fonu’nun (Carnegie Endowment for International Peace ) uzun süredir üyesi olan Naím’in İngilizce kaleme aldığı birçok kitabı var. 2005’te Washington Post’tan özel ödül alan İllicit (Yasak)ile geçen yıl çıkan “The End of the Power” (İktidarın sonu) bunların en önemlileri.
Moisés Naím sadece İspanyol El Pais’te değil aynı zamanda İtalyan La Repubblica’da da düzenli olarak yazıyor ve The Financial Times’a katkıda bulunuyor. Zaman, zaman kaleme aldığı makaleleri The New York Times, Le Monde, Berliner Zeitung ve saygın Latin Amerika gazetelerinde yayımlanıyor. Ayrıca 2011’den beri her cumartesi NTN 24kanalından Latin Amerika’ya dönük İspanyolca “Efecto Naím” isimli siyasi ve ekonomik gelişmeleri ele alan bir televizyon programı yapıyor.
Kabul etmek gerekir ki Moisés Naím, ABD, Avrupa ve İspanyolca konuşan Latin Amerika ülkeleri kamuoylarını etkileyecek ağırlığa sahip yazarlardan biri. Onun gibi daha birçok yazar olduğu düşünülürse, demokratik ülke kamuoylarında Başbakan Erdoğan’ın birçok diktatörle birlikte anıldığı, kuşkusuz hoşlanmayacağı, kötü bir imajı oluşuyor. Moisés Naím’in yukarıda özetle aktardığım yazısı, bu imajın iyileştirilmesinde komplo teorilerinin, gerçeklik payı olsa bile, pek yararlı olmayacağını ortaya koyuyor.
AK Parti’nin yerel seçimlerden birinci parti olarak, hatta anketlerde görüldüğü gibi 2009’a oranla oylarını büyük oranda arttırarak çıkmasının ülke içinde güven tazelemek anlamına geleceğine kuşku yok. Bu, belki siyaset arenasında belirli bir normalleşmeyi beraberinde getirecek. Ama dünya kamuoyunda oluşmakta olan otoriter lider imajının iyileştirilmesi için pek yeterli olmayacak. Bunun için başta hızlı bir demokratikleşme olmak üzere uluslararası kamuoyunun nabzını tutmak olarak özetleyebileceğim daha başka adımların atılması da gerekiyor kuşkusuz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018