Akın ÖZÇER
Uluslararası medyanın 23cüsü İstanbul’da yapılan Dünya Enerji Kongresi ve ikili çerçevede gerçekleşen Erdoğan- Putin ve Erdoğan- Maduro görüşmeleri hakkındaki yayınlarını üç dilde taradım. Görebildiğim kadarıyla konuyla ilgili en geniş haberler Rus ve ayrıca Venezuela iç politikası ağırlıklı olarak İspanyol/Latin Amerika medyasında yer alıyor.
Batı Avrupa medyası, genel olarak, Türk akımı anlaşmasını öne çıkararak, enerjinin Türkiye ile Rusya’yı, Suriye’deki derin görüş ayrılıklarına karşın yakınlaştırdığı değerlendirmesinde bulunuyor. Ama Türk-Rus yakınlaşmasının uluslararası arenadaki yansımaları konusunda ciddi analizlere rastlamak mümkün değil. Bazı medyaların, Enerji Kongresi’ni görmediğine bile tanık oluyoruz. Örneğin Türkiye’ye özel önem atfeden ve bazı yayınlarını bu köşeden paylaştığım The Guardian’ın eski editörlerinden David Hearst’in Orta Doğu’nun en büyük haber portalı olma iddiasıyla çıkardığı Middle East Eye. Dijital gazete Putin’den söz ediyor ama Erdoğan ile yaptığı görüşmeden ve İstanbul’daki açıklamasından değil, süresiz ertelediği Paris ziyaretinden. (http://www.middleeasteye.net/fr/reportages/poutine-annule-son-voyage-paris-alors-que-la-france-augmente-la-pression-diplomatique-sur) İstanbul Kongresi Orta Doğu için hiç mi önem taşımıyor ki gazete üzerine birkaç satır yazmıyor diye düşünüyor insan ve bu eksikliği dürüst, bağımsız gazetecilikle de bağdaştıramıyor ister istemez.
El País’in İstanbul muhabiri Andrés Mourenza’nın imzasını taşıyan “Enerji Rusya ile Türkiye’yi Suriye’deki görüş ayrılıklarına karşın yakınlaştırıyor” başlıklı haberdeNabucco projesinin unutulmuş olmasından duyulan burukluk dile getiriliyor. Bu bağlamda, Dünya Enerji Konseyi Direktörü Karl Franz Rose’a atfen, AB’nin İran gazını Orta Avrupa’ya taşımayı öngören bu projeyi Tahran’a uygulanan ekonomik yaptırımlar nedeniyle ABD ile ters düşmemek için bir yana bıraktığı vurgulanıyor. Avrupa için bir başarı öyküsü olmayan bu gerçeği okurlarından saklamak için mi MEE İstanbul’da neler olup bittiğini görmek istemiyor acaba sorusu akla takılıyor bu arada.
İspanya’nın hükümet yanlısı en büyük gazetesi ABC ise, 11 Ekim Salı günü F. De Andrés’in “Vladimir Putin, Nicolás Maduro y Tayyip Erdoğan’ı ne birleştiriyor” başlıklı analiziyle Erdoğan karşıtlığının 15 Temmuz ertesinde büründüğü yeni yüzü sergiliyor. İspanya ve Latin Amerika’da ne kadar güçlü olduğu yapageldiği İspanyolca yayınlardan anlaşılan FETÖ’nün etkisiyle mi bilinmez ama bu üçlü benzetmenin “otoriterlik” alt başlığında yer alan satırların özellikle Erdoğan’la ilgili bölümü Türkiye gerçeklerini yansıtmaktan çok uzak. “Erdoğan, Putin ve Maduro gibi, Batılı parlamenter sistem görünümü taşıyor olsa da, siyasi muhalefete alan bırakmayan bir tek partili sistem istiyor. Rusya’da yapılan son parlamento seçimleri ve Türkiye’de darbe girişimi ertesinde temizlik bahanesiyle muhalefetin sıkıştırılmasının, Venezuela’da görevden alma (revocación ) referandumunu geçiştirme ve muhalefet lideri Leopoldo López’in hapse mahkûm edilmesi çabalarının (…) gösterdiği gibi. “ (http://www.abc.es/internacional/abci-vladimir-putin-nicolas-maduro-y-tayyip-erdogan-201610110225_noticia.html)
Rusya ile Venezuela’nın “Chavist” rejimi arasındaki yakınlık bilindiğine ve MaduroNobel’e alternatif olarak oluşturduğu Hugo Chávez Barış Ödülü’nün ilkine daha geçen gün Putin’i lâyık gördüğüne göre, iki devlet adamı arasındaki yakınlık kimse için şaşırtıcı değil. Ayrıca iki ülkenin başkanlık sistemiyle yönetildiği ve federal sisteme sahip olduğu dikkate alınırsa aralarında bir ölçüde paralellik kurulabilir belki ama Rusya ve Venezuela’daki siyasi durum da birbirinden çok farklı.
Rusya Federasyonu’nda geçen 18 Eylülde yapılan genel seçimleri Putin’in Birleşik RusyaPartisi yüzde 54 oyla kazanmış, Duma’nın 450 sandalyesinden 343’ünü elde etmiş bulunuyor. Seçimlere hile karıştığına ilişkin söylentiler olsa da, Putin’in partisi tartışılmaz bir çoğunluğa ulaşmış durumda. Kısacası Putin’in arkasında sağlam bir parlamento çoğunluğu var.
Venezuela’da ise, Rusya’dan farklı olarak, 6 Aralık 2015 seçimlerinde muhalefet cephesi büyük başarı sağlayarak Meclis’teki sandalyelerin üçte iki çoğunluğunu (112/157) kazandı. Bu çoğunluk anayasayı değiştirmeye bile yetiyor. Ülkeyi kararnamelerle yöneten Maduro, anayasanın başkanlık sistemlerine özgü “impeachment” kurumu yerine öngördüğü görevden alınma referandumunun (referendum revocatorio) kıskacında zaman kazanmaya çalışıyor. (İmpeachment olsaydı Maduro Brezilya’da Başkan Rousseff gibi çoktan görevden alınmıştı)
El País, Maduro’nun İstanbul’da olduğu 10 Ekim tarihli nüshasında “ Venezuela otoritarizme doğru” (Venezuela, al autoritarismo) başlıklı bir başyazı yayımladı. Başyazıda ilk olarak, söz konusu referandum için zaman kazanılmak istenmesi eleştiriliyor. Çünkü 233. maddeye göre, referanduma Başkan’ın görev süresinin bitiminden iki yıldan daha az bir süre kaldığında (10 Ocak 2017 sonrası) gidilirse -ki kesinleşti- sonuç ne olursa olsun, seçimler normal zamanında yapılıyor; başka bir deyişle hemen yenilenmiyor. Bu durumda Başkan’ın yerini kalan süre için yardımcısı (Aristóbulo Istúriz) alıyor. Bu da, Chavist yönetiminin, Nicolás Maduro gitse dahi, Meclis’teki ezici muhalif çoğunluğa karşın 2019’a kadar iktidarda kalmaya devam etmesi demek.
Başyazıda Maduro ve yönetimine yöneltilen ikinci eleştiri, 2014’de rejime karşı yapılan protesto gösterileri ertesinde tutuklanan muhalefetin ünlü siması Leopoldo López’in, çıkarıldığı mahkeme tarafından gösterilerde çıkan olaylarda 43 kişinin ölümünden de dolaylı olarak sorumlu tutularak 13 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilmesi. (http://elpais.com/elpais/2016/10/09/opinion/1476032470_399614.html)
Maduro ’ya yönelik bir başka eleştiri de, geçen Ağustos ayında bürokraside yaptığı temizlik. Bu konuda gazetenin 24 Ağustosta yayımladığı “Venezuela’da temizlik” (Purga en Venezuela) başlıklı başyazıda, Maduro’nun referandum için imza vermiş olan (imza sayısı 233. maddenin işletilmesi için önem taşıyor) bürokratların (bürokrasinin üçte birine tekabül eden yaklaşık 19 bin kişi) görevden alınmasına dair kararı ve bu konuda yapmış olduğu açıklama eleştiriliyor. Maduro bu bağlamda, Sağ darbeye kalkışacak olursa, kendisinin Erdoğan’dan daha sert tepki göstereceğini açıklamıştı. Böylece Türkiye ile benzerliği ilk kuran bizzat Maduro olmuştu. Bu nedenle başyazıda, Erdoğan’ın yaptığı temizlik ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, Türkiye’nin anayasal düzene karşı bir darbe girişimine maruz kaldığı, Venezuela’da ise anayasal düzeni bozanın doğrudan Maduro hükümeti olduğu vurgulanmıştı. (http://elpais.com/elpais/2016/08/23/opinion/1471972764_933745.html)
Sonuç olarak belirtmek gerekirse, ne Türkiye’yi Venezuela ile anayasal düzeni açısından, ne kendisi büyük bir çoğunlukla seçilmiş, partisi de Meclis’te beşte üç çoğunluğa yaklaşmış olan Erdoğan’ı siyasi gücü bakımından Maduro ile karşılaştırmak mümkün. Buna karşılık genelde saçma bulduğum F. De Andrés’ in ABC’deki değerlendirmesinde doğru olan bir nokta var: o da Erdoğan’ın, Putin ve Maduro gibi, ABD’ye meydan okuyor olması. Bu ortak noktadan bakıldığında, üç liderin ABD’ye karşı güçlerini bir bakıma birleştirdikleri görülüyor.
Ne var ki bu birleşmenin zayıf halkasını Meclis’teki çoğunluğunu yitirmiş olan Maduro ve Chavist rejim oluşturuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ocak ya da Şubatta Caracas’a yapacağını açıkladığı ziyaret, Chavist rejimi yıkmak için bugüne kadar elinden geleni ardına koymamış olan Washington’a, Suriye politikasından ötürü duyduğumuz tepkiyi vurgulamak bakımından anlamlı bir mesaj olabilir. Ama 2019’da olasılıkla gidecek olan Chavist rejime fazla angaje olmamak kaydıyla. Çünkü küresel güç olma iddiasındaki bir ülke için, ABD’nin arka bahçesinde, Kerry’nin Kuba açılımı sırasında yaptığı açıklamanın aksine hâlâ bitmediği anlaşılan Monroe doktrininden yaka silken halkların seçtiği tüm siyasi güçlerle iyi ilişkiler içinde olmak öncelik taşıyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023