Akın ÖZÇER
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hafta başında sadece İspanya’yı değil terörle mücadele eden tüm ülkeleri ilgilendirebilecek bir karar aldı. Strasbourg Mahkemesi zaten daha önce kanlı terör eylemlerine katıldığı için toplam 3 bin yıl ağır hapis cezasına mahkûm edilen ve 1989’dan bu yana Murcia Cezaevi’nde tutulan ETA militanı İnés Del Río Prada’nın tahliyesinin “Parot doktrini” olarak adlandırılan Yüksek Mahkeme içtihadıyla geciktirilmesi nedeniyle İspanya aleyhine yaptığı başvuruyu kabul etmişti. Bu kez İspanya’yı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 7. ve 5. maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle 30 bin avro manevi tazminat ödemeye mahkûm etti ve adı geçen teröristin en kısa sürede salıverilmesini istedi.
Kabul etmek gerekir ki AİHM’in kararı 2006’dan bu yana ETA mahkûmlarının korkulu rüyası Parot doktrininin bundan böyle uygulanamayacağı anlamına geliyor. Daha önceki yazılarımda izah etmiş olduğum gibi, bu içtihat kaç yıla mahkûm olunursa olunsun hapiste kalınacak süreyi 30 yılla sınırlayan Ceza Kanunu’na, birden çok cinayet işlenmesi halinde, mahkûmlar aleyhine bir istisna getiriyor. Ceza Kanunu’nun öngördüğü azami mahkûmiyet süresi iyi hallerin hesaba katılmasıyla fiilen 16 yıla kadar inebilirken, Yüksek Mahkeme’nin 2006 yılında 82 cinayet sanığı Fransız Henri Parot için aldığı karar uyarınca, ceza indirimleri azami mahkûmiyet süresi üzerinden değil, her mahkûmiyet için ayrı ayrı hesaplanıyor ve çıkan mahkûmiyet süreleri toplanıyor. Hal böyle olunca da iki defa 30 yıla mahkûm olmak, ceza indirimli mahkûmiyet süreleri toplamı 30 yılı geçtiğinden (16+16) cezanın indirimsiz çekilmesi için yeterli oluyor.
İnés Del Río, 2 Temmuz 2008 tarihi itibariyle tahliye edilmeyi beklerken, kendisine Parot doktrini uygulanarak tahliye 27 Haziran 2017’ye ertelenince Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM kendisine ulaşan bu tür başvurulardan şimdiye kadar üçünü olumlu karşılarken, İnés Del Río’nunki dâhil 31’ni reddetti. Oysa bu içtihadın öncelikle anayasanın 9 maddesinin 3. fıkrasına aykırı olduğunu fark etmeliydi. Zira bu fıkra özgürlükleri kısıtlayan ve kişinin aleyhine olan ceza hükümlerinin “geriye işlemezliğini” tereddüde mahal vermeyecek şekilde güvence altına alıyor. AYM anayasadaki temel ilkeyi atlayınca, iç hukuk yollarını tüketen ETA mahkûmlarının AİHM’e başvurmalarının ve İspanya’nın Strasbourg Mahkemesince mahkûm olmasının yolunu açmış oldu.
AİHS’in 7. Maddesinin ilk fıkrasının ikinci cümlesi diyor ki “Hiç kimseye, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” AİHM İnés Del Río’nun 2008’de tahliye edilecekken, Yüksek Mahkeme’nin yorumuyla 9 yıl daha ceza almasını bu cümlenin açık ihlali olarak görüyor. Buradaki 9 yıllık ilave cezanın kanunda olmayan, dolayısıyla “kanunsuz bir ceza” olduğunun altını özellikle çiziyor. Strasbourg Mahkemesi ayrıca ETA militanının maruz kaldığı uygulamayı sözleşmenin özgürlük ve güvenlik hakkına ilişkin 5. Madde hükmüne de aykırı buluyor. AİHM böylelikle, en başta içtihadı oluşturan Yüksek Mahkeme ve bozmayan AYM olmak üzere, kan dökmüş teröristlerin cezaevlerinden kamu vicdanını yaralayacak kadar erken (16-17 yılda) çıkmalarını engellemek noktasından hareket eden İspanyol devletine hukuk dersi vermiş oluyor. Peki, şimdi ne olacak?
İçişleri Bakanı Jorge Fernández Díaz, hükümet olarak üzüntü verici olarak niteledikleri AİHM kararını Büyük Daire’de temyize götüreceklerini açıkladı. Fernández Díaz, İnés Del Río Prada’yı (bu aşamada) serbest bırakmalarının ve tazminatı ödemelerinin söz konusu olmadığını da söyledi. Ancak dayandığı temel ilkeler itibariyle bozulma olasılığı bulunmayan AİHM kararının öncelikle AYM’nin önünde bulunan 58’i ETA mensubu toplam 62 mahkûmun Parot doktrinine karşı yaptığı başvuruları etkileyeceği açık. AYM bu başvurularda AİHM kararını göz önünde tutmak zorunda kalacak ki bu da sadece İnés Del Río’nun değil, aynı durumdaki tüm ETA mahkûmlarının erken tahliyesi sonucunu doğuracak. Zira AYM’nin artık AİHM’den ardı ardına gelecek mahkûmiyet kararlarına cevaz verecek -ayrıca anayasanın 9. Maddesine aykırı- kararlar alması pek ihtimal dâhilinde görünmüyor.
Bask milliyetçiliğinin kurucu partisi PNV’nin Genel Başkanı Iñigo Urkullu, ilk tepkiler pek öyle olmasa da, AİHM kararının hükümet üzerinde (teröristlerin daha ağır biçimde cezalandırılması yönünde) mevcut kamuoyu baskısını ortadan kaldıracağını düşünüyor. AYM’nin AİHM kararına uyacağı varsayımından hareketle Urkullu’nun görüşüne katılmamak elde değil. Zira bu durumda teröristleri erkenden tahliye eden hükümet değil yargı olacak elbette.
Parot doktrinini sürdürme ya da teröristleri 30 yıl cezaevlerinde tutma olanağı ortadan kalktığına göre, hükümetin artık ETA’nın sonlandırılması sürecine ilişkin tutumunu da gözden geçirmesi şart. Bu süreçte hareketsiz kalmak suretiyle yönetici ve militanlarının büyük çoğunluğu dünyanın dört bir yanındaki ceza evlerinde bulunan ETA’nın kendini feshedeceğine inanmak, Luis Aizpeola’nın altını çizdiği gibi, zaten illüzyondan başka bir şey değildi. ETA’nın taleplerinin başında gelen Parot doktrininin ortadan kaldırılması için gerekli yasal düzenlemeye Rajoy hükümeti yanaşmadı belki ama AİHM kararıyla bu talep şimdi dolaylı yoldan karşılanmış oluyor. Hal böyle olunca da iktidar partisine ataleti bir tarafa bırakıp bu süreci biran önce gerektiği gibi yönetme sorumluluğu kalıyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Yeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün?
6.05.2023 - Maduro’nun tartışmalı seçim zaferi
24.05.2018 - ETA artık yok
9.02.2018 - ETA makas değiştirirken
24.04.2018 - Brezilya’nın utancı
11.04.2018 - NATO’nun bozgundan hara-kiri ‘ye açtığı yelken
28.03.2018 - NATO’nun Afrin bozgunu
22.03.2018 - Macron nasıl bir reform peşinde?
15.03.2018 - Fransa’nın Suriye’de ne işi var?
1.02.2018 - Adalet Divanı ABD’yi nasıl mahkûm etmişti?
7.02.2018
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Evet, ufukta yepyeni ve daha güzel bir Türkiye görünüyor. Bundan böyle, Kemalist ideolojinin on yıllarca zulmettiği, en temel ve insani haklarından mahrum bıraktığı Kürt kardeşlerimizle yeniden kucaklaşma, kırılan kalplerini kazanma zamanı... Ayrıca böyle bir zulmün bir daha ortaya çıkmasını engelleyecek anayasal düzenlemenin bir an önce yapılması gerekiyor. Belki yıllar sürecek ve muhtemelen çok da kolay olmayacak, ama eninde sonunda bu topraklarda barış ve kardewşlik egemen olacak...