Alper GÖRMÜŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz darbe girişimine katıldıkları gerekçesiyle müebbet hapse mahkûm edilen askeri okul öğrencileriyle ilgili inisiyatifini ilk duyduğumda, bunun iktidar adına ne kadar akıllıca bir hamle olduğunu düşündüm. Sadece ‘akıllıca’ ama, daha fazlası değil.
Neden öyle düşündüğümü anlatacağım, fakat önce yeni başlayanlar için ‘inisiyatif’i kısaca anlatmalıyım.
‘İnisiyatif’, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatına askeri öğrencilerin dosyalarının bir daha incelenmesi için talimat vermesi… Haberi kamuoyuna ilk duyuran gazeteci Bünyamin Güler (Milli Gazete ve TV5), Cumhurbaşkanı’nın “Askeri öğrencilerle ilgili alınan kararların toplum vicdanını yaralaması ve adalete olan güveni zedelemesinden dolayı” böyle bir girişimde bulunduğunu yazdı.
Davaları en başından itibaren titizlikle izleyen HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ertesi gün Deutsche Welle’ye (DW) verdiği demeçte ‘talimat’ı doğruladı ve büyük bir ihtimalle bunun askeri öğrenciler lehine sonuç doğuracağını söyledi. Gergerlioğlu’nun, bunun yargıya müdahale olarak yorumlanacağı imasına verdiği cevap ise düşündürücüydü:
“Evet, yargıya müdahale anlamına geliyor ama biz bunun zaten yapıldığını, yürütmenin yargıya zaten çok yoğun bir müdahalede bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Yürütmenin kararı olmadan kararların alınamadığını da çok iyi biliyoruz. Böyle bir ülkeyiz. Yargı kararlarından ziyade yüksek tepelerden gelen bakışların, talimatların geçerli olduğu bir ülkeyiz.”
Yargıdan ümidi kesmişliğin, onun yarattığı çaresizliğin Gergerlioğlu’na söylettiklerini okuyunca, buna bir de askeri öğrenci ailelerinin haklı sevincini ve Erdoğan’a teşekkürlerini ekleyince, aklıma bir arkadaşımın bazı ‘bilinçli’ insanların kullandıklarını söylediği bir taktik geldi: Böyle insanlar haksız, hukuksuz işler yaparken bir yandan da artık durmaları (ya da haksız-hukuksuz işlerinin yanı sıra ‘iyi şeyler’ de yapmaları) gereken noktayı kollarlarmış. Çünkü bu insanlar bilirlermiş ki, haksızlığın hukuksuzluğun iyice yoğunlaştığı bir noktada devreye sokulan ‘iyi şeyler’in marjinal faydası çok, çok büyüktür.
Arkadaşım, “bazı insanların aklettiği bu taktiği baskıcı iktidarlar neden akletmesin” demişti son cümlesinde. Mantıklı gelmişti, hak vermiştim kendisine.
Erdoğan’ın askeri öğrencilerle ilgili inisiyatifinin nasıl bir manevi atmosfer yaratacağını ve onun bundan ne kadar büyük bir ‘marjinal fayda’ sağlayacağını şimdiden görebiliyorum.
İnisiyatifteki ‘akıl’dan söz ederken bunu kast ediyorum.
‘Bilmiyormuş gibi yapma’ taktiği de devrede olacaktır
Erdoğan, doğacak atmosferde daha önce başarıyla kullandığı ‘bilmiyormuş gibi yapma’ taktiğini de devreye soktuğunda, kullandığı inisiyatiften elde edeceği kazanç daha da büyüyecektir.
Bu taktiği iki yıl önce (18 Ekim 2018) “Erdoğan’ın ‘bilmiyor(muş) gibi yapma’ pratiği ve McKinsey hadisesi” başlıklı bir yazıda örneklerle uzun uzun anlatmıştım.
Burada kısaca özetleyeyim: Bu taktik en temelde, kamuoyunu huzursuz eden bazı gelişmelerde ‘savunma’yı tamamen ‘yardımcılar’a bırakmayı, huzursuzluğun tepe noktasında ise olan bitenden hiç haberi yokmuş gibi devreye girip huzursuzluğu izale etmeyi ve puan toplamayı anlatıyor.
Başlıkta geçen “McKinsey hadisesi”ni de muhakkak hatırlıyorsunuzdur: 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak McKinsey firmasıyla Türk ekonomisini izleme anlaşması yaptıklarını açıklamış, bu da iktidara yalnız muhalefetten değil kendi tabanından da büyük bir tepkinin doğmasına yol açmıştı.
Böyle bir anlaşmanın Cumhurbaşkanının haberi olmaksızın yapılmış olamayacağı kesindi ama, kamuoyunda haftalar süren hoşnutsuzluğun ardından Erdoğan bir gün çıktı ve bu anlaşmayı ilk defa duymuş gibi yaparak tanımadığını söyledi.
Elde tek başına bu olay olsa dahi buna inanmak akla zarar bir şeydi ama, benim çetelesini tuttuğum, Erdoğan’ın ‘bilmiyormuş gibi yaptığı’ önceki örneklerle birlikte düşünüldüğünde, bunun işe yarar bir taktik olarak Erdoğan tarafından bilinçli bir biçimde kullanıldığı sonucuna varmamak mümkün değildi. (İsterseniz dönüp zikrettiğim yazıyı okuyun, bana hak vereceksiniz.)
Demek ki elde iki işe yarar taktik var:
Birincisi: Toplumda adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk algısının zirvede olduğu bir anda ‘iyi bir şey’ yaparak bunun ‘marjinal fayda’sından nemalanmak.
İkincisi: Toplumsal huzursuzluğa yol açan şeyle ilgili olarak, olan bitenden hiç haberi yokmuş gibi devreye girerek huzursuzluğu izale etmek ve puan toplamak.
Haksız hukuksuz dosyalar denizinde birincilik adayımdı
Ben Cumhurbaşkanı danışmanı olsam, tarif ettiğim taktikleri kullanarak maksimum faydayı sağlayacak yargı olayı olarak Cumhurbaşkanı için seçeceğim örnek işte bu müebbetlik askeri öğrenciler davaları olurdu. Yani, tam isabet. Çünkü bu davalar, 70 Harbiyeliye müebbet hapis cezasının verildiği son Harbiyeliler davasını konu ettiğim yazıda anlattığım türden bir davaydı. Sabrınıza sığınarak biraz uzun olsa da tamamını okumanızı istiyorum.
30 Ocak (2020) tarihli, “İktidarın ‘bize tuzakmış’ diyeceği davalarda 1 numara adayım: Harbiyeliler” başlıklı yazımın final bölümü şöyleydi (iktidarın bazı davaları neden, ‘tuzakmış anlayamadık’ diye savunmak zorunda kalacağını burada anlatamam, işi çok uzatır, isterseniz şuradan tamamını okuyabilirsiniz):
“15 Temmuz gecesi, Yalova’da mutat yıllık kamplarını yapmakta olan Harbiyeli öğrenciler, mahiyeti açıklanmayan bir görev için üstlerinden aldıkları emir uyarınca hazırlanıp, kendilerini bekleyen otobüslere binerek yola çıktılar. Harbiyeli öğrenci dolu otobüsler dört farklı bölgeye yöneldiler. Bunların bir kısmı (Boğaz’ı aşan iki köprüye götürülenler), bulundukları konum nedeniyle halkla karşı karşıya kaldılar ve aralarından ikisi linç edildi. Davaları geçtiğimiz haftalarda sonuçlanan 70 Harbiyeli ise Ümraniye’de biriken halkın arasında otobüsleri içinde mahsur kaldılar. Sabaha kadar ölüm korkusu içinde beklediler ve nihayet kendilerini almaya gelen 7-8 polise teslim oldular. Tamamının tüfekleri ve yedek fişeklikleri doluydu, ancak halka ya da polislere tek bir kurşun bile sıkılmamıştı. Suçları, mesleklerinin altın kuralına (emre itaat) riayet etmekti. Ettiler ve bedelini müebbet hapis cezasıyla ödediler.
“Günü geldiğinde, delillerle kararlar arasındaki inanılmaz uçurumlar kamuoyu bilgisi haline geldiğinde… Böylece iktidarın, bir zamanlar ölümüne savunduğu birçok dava için ‘bunlar bizi zor durumda bırakmayı amaçlayan yargı tuzaklarıymış, fark edemedik, aldatıldık’ bahanesine sığınmaktan başka çaresi kalmadığında, hukuk-akıl-vicdan dışı davalar yarışmasında birincilik için çok sayıda aday olacak. Osman Kavala, Ahmet Altan isimleri ‘vay canına’ nidaları arasında telaffuz edilecek. Birinciyi belirlemenin çok güç olacağı o günlerde, öyle hissediyorum ki kamuoyu en çok Harbiyelilerin davalarını konuşacak, ‘bu delillerle bu kararlar nasıl verilmiş’ soruları en çok onların davaları için dile getirilecek. Fakat bunlar, zamanında sorulmamış bütün haklı sorular gibi pek az işe yarayacak. Her şey zamanında…”
Böyle bir davadan ve dosyadan söz ediyoruz işte… Onu seçmek ve ‘adalet’ adına dört yıldır süren açık haksızlığa son vermek çok akıllıca bir hamle değil mi?
Fakat işte, öyle bir noktadayız ki, ben de bu çok büyük haksızlığı giderecekse Cumhurbaşkanı’nın yargıya müdahalesine takılmayacak bir ruh halindeyim, tıpkı Gergerlioğlu gibi…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025