Aydın ENGİN
Çağlayan İstanbul’da bir semt. Başlangıçta bir gecekondu semtini anlatırdı. Sonra Çağlayan deyince akla 1 Mayıs’ların kutlandığı bir alan gelmeye başladı. Onun da ardından “saray” meraklısı bir ülkede “Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük adalet sarayı” olarak ünlendi.
Ama iki gün önce Çağlayan deyince akla şiddeti siyasal mücadele yöntemi olarak benimsemiş örgütlerle devlet şiddetinin yarıştığı, kapıştığı bir bina azmanı anlaşılır oldu.
Bence dünden bu yana da “pis siyaset üretme” kavramına dönüştü...
Evet pis siyaset. Yürek yakan bir terör eyleminden siyasal çıkar sağlamak üzere lafa sarılmış siyaset bezirgânlarının, klavyeye yumulmuş medya silahşorlarının ürettiği pis siyaset...
Çağlayan’da bir savcı hayatını yitirdi.
Çağlayan’da bilinçleri örgüt tapıncıyla dolmuş, 20. yüzyıldan kalma siyasal şiddeti 21. yüzyıla da taşıyan, sosyalizm ülküsünü namluların ucunda arayan bir “sol sapma”nın temsilciliğine soyunan DHKP-C’nin saflarında yer almayı seçmiş, öldüren ve kendileri de ölüme giden iki genç de öldü.
“Devrimcilik” olarak tanımlanmak istenen ve iki genci öldürmeye ve ölmeye yollayan bu karar, buram buram provokasyon kokan bu eylem nerede, nasıl, kimler tarafından planlandı ve uygulamaya sokuldu bilemem. Şu aşamada kendilerinden başka bilen olduğunu da sanmıyorum.
Ancak şunu söylemek mümkün ve kanımca yanlış değil: Haziranda çok, ama çok önemli bir genel seçime hazırlanan bir ülkede siyasal literatürdeki deyimiyle söylersek “destabilizasyon”a, yani istikrar ortamını yok etmeye hizmet edeceği kesin.
Keza zaten kör topal yürüyen, öfkelendirici zikzaklar, neredeyse sil baştan dedirtecek gitgellerle yürüyen “barış süreci”ni daha da zora sokacağı da kesin.
Sadece seçimler göz önüne alındığında böyle bir eylemden seçimde yarışacak olan siyasal partilerin hiçbirinin çıkar sağlamayacağı belli. AKP de dahil siyasi partilerin hepsi de olaysız, çatışmasız bir seçim ortamından yana olsalar gerek.
***
Ancaaaak, bu eylemden siyasal çıkar sağlamak için kolları sıvayanlar, uzatılan mikrofonlara konuşanlar var.
AKP tepeleri bir yandan bu eylemi öncelikle CHP’ye vurmak için bir bahane olarak kullanıyorlar. Gezi olaylarına kadar geri giderek bu tür eylemlere CHP’nin yeşil ışık yaktığını ileri sürebiliyorlar.
Tek kelimeyle ayıp. Ama bu tür ayıplar o siyasal hareketin sabıka dosyasında ilk değil.
Ama Çağlayan’dan “pis politika” üretme kendini asıl İç Güvenlik Yasası denen ve ülkeyi sahici bir polis devletine dönüştürme potansiyeli taşıyan konuda gösteriyor. Bu yasa Meclis’ten geçti. Uygulanışına ilişkin tutum ise hem Cumhurbaşkanı’nın, hem Başbakan’ın demeçlerinde belirginleşiyor. Başbakan’ın “sokak”a ilişkin cümlesini “Protesto etmek bir haktır. Ama sokak kesinlikle yasaktır” diye özetlemek hiç de abartı değil. Bu ise “Hayvanat bahçesini gezmek serbesttir ama aslanların kafesi de açıktır” demekten farksız...
İç Güvenlik Yasası’nın barış sürecini çıkmaza sokacak bir adım olduğu HDP sözcülerince defalarca vurgulandı. Şimdi ise İç Güvenlik Yasası’nın uygulamada daha da şiddetlendirileceği “müjdesi” iktidarın en tepelerinde açıkça dillendiriliyor. Mazeretleri de “Çağlayan eylemi”, onu izleyen “Vatan Caddesi” eylemi...
Bu mazeretler de yetmezse kamuoyunu ikna etmek, polis devleti uygulamaları karşısında diz çöktürmek için yeni provokasyonlar beklemek kimi şaşırtacak?
Çağlayan’dan pis siyaset üretmek dediğim de zaten bu...
***
Okurlara not: İzin meselesini biraz yanlış anlamışım. Önümüzdeki pazartesiden itibaren başlıyormuş. “İtiraz yok. Pazartesiye kadar çalışmaya devam” dediler.
Elimden ne gelir?
Zalim felek...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021