Aydın ENGİN
Sonunda CHP de kayyımlandı. Urla Belediyesi'ne kayyım atandı.
Türkçe'ye kazandırılan bu yeni fiil, "kayyımlanmak" Kürt illerini aştı ve ülkenin en batısına uzandı. Keza HDP’yi aştı, CHP’nin kapısını araladı.
Kayyımlamak Urla ile sınırlı mı kalacak, yoksa Urla bir başlangıç, yeni bir saldırının ilk adımı mı?
Bu soruya cevap bulmak için henüz erken.
Bir kasaba ya da kentin belediye başkanı ölürse ya da tutuklanırsa ya da istifa ederse bu güne kadarki uygulama, bugüne kadarki gelenek belediye meclisinin toplanıp içlerinden birini bir sonraki "olağan" yerel seçimlere kadar başkan seçmekten ibaretti. Bunun bir çok örneği var.
Vardı.
31 Mart’ta HDP’nin beklenenin çok üstünde belediye seçimini kazanması, yerel seçim sloganı olan "Kentlerimizi kayyımlardan kurtaracağız" hedefine büyük ölçüde ulaşması AKP’nin (AKP Reisi’nin diye okumalısınız) bu geleneği çöpe atıp, seçilmişlerin yerine memurları belediye başkanlığı iskemlesine oturtmasını adeta kurumlaştırdı. Bugün Kürt illerinde kayyım atanan belediye başkanlarını saymaktansa, hâlâ görevde olan seçilmiş HDP’li belediye başkanlarını saymak çok daha kolay ve liste çok daha kısa…
Demokrasi tanımını "Demokrasi sandıktır ve sandıktan ibarettir" gibi sığ bir düzleme indirgeyen AKP Reisi’nin artık sandığı da umursamaması, demokrasi tanımını "Benim istediğim sonuçları veren sandık demokrasidir"e dönüştürmesi sanırım artık hiç birimiz için şaşırtıcı değil.
* * *
31 Mart’ı izleyen günlerde art arda gelen tutuklama ve kayyımlama operasyonları sırasında CHP yönetiminin açıkça onaylamasa bile ciddi bir itirazı olmadı. Utangaç demeçlerin bile esirgendiği, seçilmişliğin önemini ve değerini savunurken vurgulu bir muhalefet çizgisinden uzak durması epey eleştirildi. Bu eleştiriler parti içinde, özellikle genç tabanda da gözlendi; ama CHP tabanı kös dinlemeyi yeğledi.
Şimdi Urla örneğine bakıp, CHP’ye dönüp "Oh işte, gördünüz mü, sıra size geldi" diye eleştirenin yüreğini serinletmekten öte değeri olmayan cümleler kurmak marifet değil. Dahası "Bir musibet bir nasihattan evladır" diyen halk deyişini hatırlatmak da çok anlamlı değil. O "musibet" artık demokrasiye yönelik ağır bir saldırıya işaret ediyor. Urla örneğinin seçilmişliği umursamayan despotik tercihlerin yaygınlaşması olarak değerlendirmek ve demokrasiye ilişkin kaygıları daha da artırmak doğru tutum olsa gerek.
* * *
Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz'un tutuklanması, ceza hukuku sınırları içinde bir sonuç. Ama yerine kayyım atanması katıksız bir siyasal tercih. AKP iktidarının tercihi…
CHP yönetimi Urla’nın da kayyımlanmasına ciddiye alınır bir tepki gösterdi mi?
Ben görmedim.
Siz görüyor musunuz?
Mesela tutuklanan belediye başkanını hapishanede ziyaret etmek, ona sahip çıkmak birkaç CHP milletvekili ile mi sınırlı kalmalıydı? Mesela Genel Başkan Kemal Kılıaçdaroğlu’nun sıcağı sıcağına Urla’ya gidip seçilmiş belediye başkanını hapishanede ziyaret etmesi ve çıkışta kayyım atamanın demokrasiye taban tabana zıt olduğunu, sözcükleri sakınmadan dillendirmesi, kendini "sosyal demokrat ve ana muhalefet" olarak tanımlayan bir partiye daha çok yakışmaz mıydı?
Böyle uysal bir muhalefet bulan bir iktidarın Urla’yı bir ilk adım olarak görmesinin ve arkasını getirmek için cesaretlenmesinin önünde bir engel var mı?
"Sırada çok daha büyük rantlara kaynaklık eden büyük kentler, büyükşehir belediyeleri var" desem çok mu kötümser bir gazeteci sayılırım?
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021