Bayram ZİLAN

YERLİ YÖNETİM, GÜÇLÜ TÜRKİYE
23.09.2014
1817

 Türkiye, tarihinin en önemli operasyonlarından birisini gerçekleştirdi. Paralel yapı mensuplarını, yeminli iktidar düşmanlarını ve mavi kanlıları saymazsak, yaşlısı genci, Alevisi Sunnisi, Türkü Kürdü, 77 milyon Türkiyeliyi sevindiren “49 rehinenin burunlarının bile kanamadan kurtarılması olayı” başlı başına “tarihi bir olay”dır.

Aynı zamanda hem diplomasi zaferi, hem siyasi zafer, hem de istihbarat zaferidirde.

Özellikle Amerika, Fransa, İngiltere ve İtalya vatandaşlarının uzun süredir IŞİD tarafından rehin olarak tutuluyor olması ve bu hususta uzunca bir zamandır mezkur ülkelerin girişimlerinin sonuçsuz kalması da düşünüldüğünde, Türkiye’nin karmakarışık bir coğrafyada 49 kişiyi burunlarını bile kanatmadan kurtarması, bu operasyonu daha da anlamlandırıyor.

Doğrusu, MİT “yerlileştikçe” böyle başarılar daha da artacak.

Hatırlayın, MİT daha önce Libya’dan 5.500 vatandaşımızın sorunsuz bir şekilde Türkiye’ye tahliye edilmesini sağlamıştı.

Hakeza Çözüm Süreci tam 21 aydır sorunsuz bir şekilde devam ediyor. Sınırlarımızdaki hareketlilikler ve de-facto gelişmeler, yurt içindeki provokasyonlar ve süreci akamete uğratma girişimlerine rağmen süreç durmadan devam ediyor. Bu başarı hikâyesinde de MİT’in çok önemli payı var.

Bizim “Yeni Türkiye” diye kavramsallaştırdığımız, tam olarak bu değişime tekabül ediyor. “Eski Türkiye”nin MİT’ini aklınıza getirin.! “Beyaz Toros”larla insan avına çıkan, faili meçhul cinayetlerin “baş faili” olan, istihbarat bilgilerini gayri-milli unsurlarla paylaşan bir MİT, bugün tamamen yerli menfaatler için ter döküyor.Bu bile başlı başına “Yeni Türkiye” ile “Eski Türkiye” arasındaki farkı gözler önüne seriyor.

101 gün önce, Musul Başkonsolosluğu’ndan kaçırılan 46 personel için ne senaryolar, ne iddialar gündeme geldi. Rehinelere karşılık Süleyman Şah Türbesi’nin verileceğinden tutun (ki bu bile verilebilir, netice itibariyle insan hayatından bahsediyoruz) aşağılık, oryantalist kompleksle, “kurtarılırlarsa eşek gibi anırırım” analizlerine kadar neler söylenmedi ki?

Ne var ki bütün bu iddia ve senaryolar boşa çıktı. Çünkü MİT,  hiçbir karşılık vermeden, vaatte bulunmadan, şart kabul etmeden ve herhangi bir fidye vermeden tereyağından kıl çeker gibi rehineleri kurtardı.

Aslına bakarsanız Başkonsolosluk’taki personelin kaçırıldığı günden beri, onları sağ salim kurtarmak için istihbari, diplomatik ve siyasi birçok girişimde bulunuldu. Özellikle bölgedeki aşiretlerle, farklı etnik gruplarla çok yakın ilişkiler kuruldu. Bu ilişkiler ve girişimler neticesinde 6 kez kurtarma girişiminde bulunuldu. Ancak koşulların uygunsuzluğu nedeniyle bu operasyonlar başarısızlığa uğradı veya operasyondan vazgeçildi. Ama bütün bunlara rağmen hiçbir zaman vazgeçilmedi. IŞİD tarafından defalarca yerleri değiştirilen rehineler, GPS ve İHA marifetiyle an be an takip edildi. Uygun zaman beklendi. Ve koşullar uygun olunca düğmeye basıldı ve kurtarma operasyonu gerçekleştirildi.

Rehinler IŞİD’in elindeyken muhtelif zamanlarda rehinlerle ilgili soru soran gazetecilere “uykularım kaçıyor” diyerek her defasında üzüntüsünü dile getiren ve vatandaşlarımızı kurtarmak için gece-gündüz çalışanBaşbakan Ahmet Davutoğlu’ndan, 101 gündür konunun takipçisi olan, gelişmeleri an be an takip edenCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, bu başarı öyküsünün arkasındaki en önemli aktör olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a kadar herkes övgüyü ve teşekkürü ziyadesiyle hak ediyor.

Son kertede Türkiye değişiyor.

Türkiye, gün geçtikçe yerlileşiyor. Yerlileştikçe, başarı öyküleri yazmaya devam ediyor.

Bugüne kadar emperyallerin gasp ettiği ve yakıp yıktığı Ortadoğu’yu, Türkler ve Kürtler el ele vererek aslına uygun biçimde restorasyona tabi tutuyor. Ve yeniden inşa edecek.

Bu coğrafyada “yerlileşme direnişi”ni ve “restorasyon çabaları”nı hiçbir oryantalist, hiçbir mavi kanlı ve hiçbir ithal yönetici durduramaz artık.

Ortadoğu’yu yerli yöneticiler yönettikçe, devletlerin “geleneksel aklı” değişecek, sivilleşecek ve bağımsızlaşacak.

Bu bir değişim ve dönüşüm süreci. Birleşik kaplar kanunundaki gibi bu coğrafyada gerçekleşen olaylar herkesi etkiliyor, etkileyecek. Müspet değişimlerden de etkilenmemek mümkün değil.

İşte tam da bu noktada Yeni Türkiye, en etkileyici ve en örnek ülke olarak alnının akıyla duruyor.

Görebilene…

Twitter: @bayramzilan

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar