Cemile Bayraktar
Yazdığınızda ya da konuştuğunuzda eğer konu geniş kitleleri ilgilendiriyorsa ve o kitlelerle ilgili bir problemi dile getirecekseniz kitlenin tümünü hedef alamazsınız. Zira bu tutum probleme dikkat çekmek değil sadece itham etmek olur ki bu da eğer hakkı ve sabrı tavsiye etmek maksadınız varsa bu maksadınızın hakka girmekle sonuçlanmasına neden olur.
Müslümanların tüm dünya üzerindeki hallerini yazmak elbette mümkün değil çünkü meseleyi dünya boyutunda ele alırsanız içinden çıkamazsınız. Ancak Müslümanların nerede olduğu fark etmeksizin iktidar ile imtihanına bakmak gibi daha net görülebilen hallerine odaklanırsanız meseleleri görmek konusunda daha başarılı olabilirsiniz. Eğer iktidarla imtihanını kaybetmiş yığınlara bakıp canınız yanmıyorsa, o zaman buyurun bu yazı tam size göre…
Müslümanların dini tercihlerini yaşamak (başörtüsü yasağı, kamu personeline namaz kılma imkanı vermemek, ticarette adil katılımdan mahrum bırakmak, İslamofobik ve anti-İslamist tavırlara maruz bırakmak, ayrımcılık ve ırkçılık yapmak gibi…) konusunda çok ciddi problemleri vardı, bazılarının halen var. Ancak görünürde de olsa bu problemler kısmen çözüldü. Ancak bu problemin çözülmüş olmasının bir iyileştirme olduğunu değil de tamamıyla Allah’ın rızası boyutunda her gerekliliğin yerine getirildiği gibi kabul edenler var. Daha açık ifade edecek olursam; sanki Asr-ı Saadet’e kavuşulduğuna dair bir zan var. Oysa dini eğitim veren liselerin sayısının artması, cami inşa etmek, yöneticiler arasında “Müslüman dindar” olduğu düşünülen kişilerin olması gibi birkaç fazlaca görünür değişim, tamamıyla Allah’ın rızası ölçüsünde bir düzen kurulduğunu göstermez.
Müslümanların bir kesiminin iktidar olmakla dünya imtihanını kazandıkları zannı öyle yanıltıcı ki, Allah’ın kendilerine emrettiği her şeyi yerine getirdiklerini zannediyorlar. Dahası iktidarda olanların yaptığı birkaç olumlu tavrı kendileri yapmışçasına, Allah’a olan borç üzerlerinden düşmüşçesine bir rahatlık içerisindeler. Bu hal dile gelmese de Hz. Musa’ya “Biz savaşamayız, senin verdiğin nimetler içerisinde rahattayız, git Rabbinle birlikte sen savaş” diyenlerin durumu gibi bir durum.
İktidar nimetleri içindeki sefahat öyle yanıltıcı ki, nimet içinde ve sefahat halindeki yığınların tek gündemi, iktidar olmak, iktidarın devamını sağlamak, çoğunlukla maddi unsurlardan oluşan dünya nimetlerinin devamlılığını sağlamak. Yani keyfiniz biraz yerine gelince iman, cihat… ne varsa hepsi unutuluyor. Bu hal biraz da Tebük Seferi’ne mazereti olmadığı halde katılmayanları hali gibi bir hal.
İktidar ve toplum arasındaki ilişki her zaman hiyerarşik bir formda değil, bu aslında aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya devam eden bir karşılıklı ilişki… Yani iktidarda/yukarıda bir bozulma varsa bizlere/Müslümanlara; Müslümanlarda/bizlerde bir bozulma varsa iktidara/yukarıya yansıyor. Bu karşılıklı bozulma sürecinde birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye edecek imkan bulamıyoruz. Çünkü artık bize sadece gücü ve iktidarı işaret eden bir algımız var, bunun dışında hiçbir şey hedefimizde değil. Daha açık ifade edeyim; ırkçılık hortlamış, adaletsizlik kol geziyor, liyakatsizlik furyası almış başını gitmiş, torpil sıradanlaşmış… bunların hepsine kulaklar kapalı çünkü kendi içimizde Allah’a karşı sorumluluklarımızın hepsini yerini getirdiğimizden emin olduğumuz zannıyla kuşanmış durumdayız. Ve tekrar ifade ediyorum ki; bu durumda bize hakkı ve sabrı, adaleti, amel-i salihi tavsiye edecek kimse yok çünkü onlar Allah’ı hatırlatarak vicdanların kendini sigaya çekmesini hatırlatıp “sefahat içindeki rahatı bozdukları için” tasfiye edildiler. Artık etrafınız size sadece doğru, en doğru olduğunuzu söyleyenlerle doldu ya da hataları göremeyecek kadar gözlerin perdelendiği bir mertebeye varıldı.
Dünyayı çok anıyoruz, Allah’ın ise çok az… ama gariptir ki Allah’ı en fazla andığımız zamanlarda olduğumuzu sanıyoruz. Öyle olunca, şeytandan bir cuz olan ırkçılık ve onun çeşitli versiyonlarını İslam ile karıştırıp, bunu İslam gibi sunuyoruz. Adaletsizlik “biz gidersek başkaları gelir” diyerek örtülüyor. Rüşvet, adam kayırma ve liyakatsizlik “devir böyle, herkes yapıyor” diyerek meşrulaştırılıyor. Ve hala bunları Allah rızası için yaptığını söyleyenlerin savunmaları az sayıdaki itirazı da susturuyor. Nasıl tepe taklak olunduysa artık şu durumda hakkı ve sabrı tavsiye edenler fitne olmakla itham edilerek susturuluyor buna rağmen her gün ama her gün Allah’ın çokça anıldığı iddia ediliyor.
Kendinize biraz daha yakından bakın, gerçekten Allah’ı olması gerektiği gibi anıyor musunuz? Yoksa “Allah’ı unuttuğu için Allah’ın da kendilerine, kendilerini unutturdukları” gibi mi olundu? Bunun cevabı bende ya da başka bir yerde değil, bunun cevabı herkes için kendi içinde… Sadece şunu söyleyebilirim, dünya bu kadar çok ama Allah bu kadar az anılmasaydı ve etrafta bize Allah’ı hatırlatacakların sayısı gittikçe azalmasaydı emin olun bu kadar Allah’ın rızasından uzak bir pozisyonda olunmazdı. Herkes kendi kendisinin kurtarıcısı ancak bir diğerinden de sorumlu, kurtuluş isteyen iktidar olmanın, gücün ipine sımsıkı sarılmak yerine kendisine Allah’ı hatırlatacak ne varsa onu arayıp, bulup ona sımsıkı sarılmak zorunda, aksi halde kurtuluş mümkün değil. Benden hatırlatması, hem kendime, hem okuyanlara…
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
16.01.2025
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024