Cihan AKTAŞ
Bunu daha önce İranlı reformistlerle ilgili bir yazımda ifade etmiştim: Siyasal mücadele bağlamında kendini yenik hisseden aydınlar, hayatın yavaş akan kanallarına çekilerek Heideggerize oluyorlar. Bunun anlamı nedir? Siyasal mücadeleye inançlarını yitirip, kendi meşgaleleri içinde, gündelik hayatın ayrıntılarında Heideggervari bir varoluş arama yolunu tutuyorlar. Türkiye’de de muhalif aydınlar arasında şimdilerde bu eğilim kendini duyuruyor. Kimileri gitme planlarından dem vuruyor, kimileri yazmayı terk ediyor. Mücadeleyi ancak somut başarıyla birlikte kabul etmenin büyük bir konfor olduğu muhakkak. Daha ilginci ise başarıyı kaosa bağlayan kinik yaklaşımlar. Kimi aydınların seçimden önce yayımladığı bir bildiride yer alan bir cümle bu açıdan çarpıcı: “Zulmün artsın ki sonun çabuk gelsin.”
Mesihçi veya Mehdici bu çağrının normal karşılanmasına şaşırmalı mıyız? Hani, Evangelistler gibi Mehdici kimi gruplar da kaosun mucizesine inanır. Kendini “aydın” diye çağıran kişilerin aydınlanmaya çağırdıkları halkı işte bu şekilde apar topar terk etme hali ne şaşırtıcı ne de yeni. İşte bu güvenilemez tavır acaba AK Parti’nin seçimlerdeki beklenenin üstündeki oy oranının sebeplerinden biri olamaz mı?
Halk istikrarın yanı sıra somut ekmeğe oy veriyor. Seçimden önce çarşıda pazarda, toplu taşıma araçlarında gezinirken, insanlarla sohbet ederken edindiğim izlenim, halkın güvenlik arayışı yanı sıra mevcut ekonomik durumu konusundaki endişeleriydi. Patlayan bombalar konusunda sayısız yorum yapıldı. Ancak muhalefet partileri gibi aydınlar da “özyönetim” iddia ve uygulamalarının yol açtığı genel kaygıyı okumayı önemsemediler. Kendini duyuran –ve sürekli telkin edilen- kaosa karşılık mehdi beklentisini de halk kesimleri değil, aydınlar cenahı dillendirdi.
***
Yazımın başında İran siyasal ortamında farklı kamusallıklar geliştirme sebebi olan umutsuzluğa değindim. Umutsuzluk ise sadece dünyada cennet hayali kuranlara özgü olsa gerek. Toplumun geniş kesimlerinin duyarlık ve taleplerine sağır olmak bir yana, adeta bir parya sınıfı oluşturmak üzere bu duyarlık ve talepleri bastırarak Batılılaşmayı hedefleyen ulusçuluğun bünyemizde oluşturduğu tahribatın onarılması o kadar kolay değil. Bunun yanı sıra toplumun ve siyasetin ihtiyaç duyduğu (zorunlu) dönüşümle ilgili büyük dalgalanmanın bir rövanş kısır döngüsü içinde heba olmaması gerektiğine dair eleştirimi zaman zaman dile getiriyorum. Mesele elbette bir zamanlar birileri size “paçoz” demişse, şimdi sizin bunu onlara söyleyecek kadar güçlü mikrofonlara sahipliğiniz olmamalı.
Sorunlu bir paradigma içinde salih ameller gerçekleştirmenin öyle kolay olmayacağı açık. Beri taraftan bu sorunları dert etmemek veya hafife almak, bir paradigma sıkışmasının önemini de göz ardı etmek anlamına gelir. Bu köşede sıklıkla AK Parti hükümetlerinin çeşitli uygulamalarına eleştiriler getirdim. Özellikle taşeron işçiler, maden ocakları, polis şiddeti, sosyal adaletsizliğin çeşitli göstergeleri, inşaat sektöründeki istismarlar, AK Partili siyasetçilerin kadın meseleleri etrafındaki söylemlerinde öne çıkan zaaflar, kültürel planda dostlar alış verişte görsün kabilinden, belediyecilik alanında ise savruk ve müsrif işler konu ettiğim hususlardan bazıları. Yerine adil ve hakikatli bir anlam, bir amaç teklif etmediğiniz takdirde hiçbir köhnemiş yapı öyle kolay değişmiyor.
Bu konularda yazarken bazen Sultanbeyli’yi, bazen de Maltepe Park’ı örnek veriyorum: Şehir bazen hoyrat bir şekilde değişse de “mustazaflar” artık bir şekilde katılmayı, tanınmayı, muhatap alınmayı yaşıyor ve bunu yitirmek istemiyorlar. Maltepe Park mimari açılardan eleştirilebilir, ancak sosyolojik okumalara göre bir hayli çarpıcı sahneler sunuyor. Yılın neredeyse altı ayı boyunca dar konutlara mahkum geniş bir nüfus, kadın-erkek, çoluk-çocuk, genç-ihtiyar, akın akın buraya gelerek gece geç saatlere kadar deniz kenarında vakit geçiriyor. İstanbul gibi bir deniz şehrinde yüz binlerle ifade edilecek hiç deniz görmemiş insanın yaşıyor olması, Maltepe Park’ın kalabalığını doğru okumanın önemini ortaya koyuyor. Sultanbeyli sıklıkla gittiğim ve üzerine yazılar yazdığım bir semt, bir “kaçak” Anadolu. 30 yıl boyunca otoyola çıkışı olmadan, yasalarca namevcut sayılarak kendi yağında kavrulan semtin varlığı, halkın sürüp giden seçimlerindeki aydınlara irrasyonel gelen sebebin metaforu olarak okunabilir.
***
Aydının öne sürdüğü misyon, bir tür çileciliğe açık; ne de olsa iktidar galibiyeti talep etmeksizin, kendi kamusunda sözünü söylemeyi gerektiriyor. İslami kesimin okur-yazarları şu süreçte iktidar ilişkilerinin muhasebesinde savrulmalar ve dağılmalar yaşıyor.
Şu var ki ulusalcılığın tanımladığı aydın, iktidarı elinden kaçırılmış tabii bir hak olarak görmeye yatkın. Onun narodnik projesi halka öğretmekten ibaret, halktan öğrenmeyi gerekli bir öğrenme saymamakla malul. Kritik zamanlarda geleneksel usullere yabancı bir dille halkı kavrama konusunda gerçekçi cümleler kurulamıyor. O nedenle de gurbete meylediyor kişi, mehdiye hazırlanacak kaos ortamına umut bağlıyor. İran’da 'devrim'le birlikte gerçekleşen –ve süreç içinde Heideggerize olma halinde kendini gösteren- aydın sürgünü bizde uzun erimli bir devrimle yaşanıyor; bir bakıma aydınlar daha hazırlıklı olmalıydı. Birçok açıdan çöküşe geçen sistemin onarılmasının “mürteci” damgasıyla atıl hale getirilmek istenmiş kesimlerin ellerine bırakılması elbet talihin bir cilvesi değil. Siyasetçilerin elli yıllıkplanlardan yoksun hamleleri sırasında eksik ettikleri özeleştiri duyarlığını aydınlar da kendilerinden esirgiyorlar. Halka gitmek, halktan öğrenmek yerine, halkı suçlamanın, sokağın seslerini hafife almanın ezberlerini tekrarlıyorlar.
Muhalif bir “aydın” kesim “yüzde elli”nin tercihini “makarnacı” örneğinde olduğu üzere sırf çıkara yorarak işin kolayına kaçıyor. Oysa “çıkar” dediğiniz sadece hiç olmadığı kadar insan yerine konulmayı yaşamanın biriktirdiği bir sezgi veya güven telkin etmeyen karşısında az çok bilinenin tercihi olabilir.
Siyasetin pragmatizmle yetinmeyen sistemli bir açılıma, Heideggerize olmayı tek yol sayan aydınların ise “şimdi ve burada olan”larla ilgili samimi bir tanımaya ihtiyacı var. Eleştirel düşünce olguları daima yeni baştan görüp tarif etmeyi gerekmez mi? Kuşkusuz bu irfani derinliği göz ardı eden “aydın” bakışı İslami kesimde kendini duyuran söylem fukaralığının ve paradigma şaşırmasının sebebi. Fıkıhla hayat, olayla zaman ve mekan arasındaki bağları kurmakta yetersiz kalan yorumlarla fikir, siyasetin dümen suyunda derme çatma bir varlık edinmeyi umuyor. Oysa adil muamele her zaman vakurdur, hakkı teslim eden için yenilgiden söz edilemez zaten.
İrfan ehli olguları sürekli yeniden okumakla mükellef, gurur meselesi yapmadan, kibre kapılmadan. AK Parti’nin seçim galibiyetini toplumsal uzlaşma ihtiyacı ve zorunluluğunun gel-gitlerinden kopararak açıklayamayız. HDP hendeklerine itiraz, birlikte yaşama azmine dönük değil, tersine, bu azmi ihlale çalışan yapılara dönük bir itirazdır. Beri taraftan faili meçhullerin azabı, katliam kurbanlarıyla ilgili sorular, öncelikli –ve çözümünü hissettiren- bir gündem maddesi olmak zorunda. Birlikte yaşama sebeplerimiz ve bununla ilgili ufkumuz üzerine sağlam başlıklarla yol almak için köklü bir muhasebeye ihtiyacımız var. Toplumun istikrar talebinin takdiri ise, liyakat, tevazu ve hakkaniyet kavramlarının uygulamada bulduğu karşılıkla ifade edilebilir ancak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016