Eser KARAKAŞ
Son senelerde en çok duyduğumuz lafların başında milletin değerleri lafı geliyor.
Bu lafın hemen arkasından da birilerinin milletin değerleri ile kavga içinde olduğunu işitiyoruz.
Biraz serinkanlı düşünürseniz tüm bu lafların gerçekten tümüyle anlamsız laflar olduğunu görürsünüz.
Türkiye’de tanım vermeden, belirli tanımlar üzerinde mutabakat sağlamadan tartışmak çok yaygın bir alışkanlık.
Belirli tanımlar, belirli kavramlar üzerinde mantıklı bir mutabakat sağlamadan yapılan tartışmalar ise bizi çok sevimsiz yerlere götürüyor.
Bu tanımsız, anlamsız lafların başında da muhtemelen “milletin değerleri” lafı var.
Bir adım geriye giderseniz de bu tanımsız kullandığımız lafların başında “millet” kavramı var.
Türkiye’mizde yaygın bir alışkanlık bir kavramın bir zamanlar kullanılış biçimi üzerinde seneler sonra dahi sanki bu kavram hala doğru imiş gibi ısrarcı olmak.
Millet ne demek?
Millet kavramının çağdaş bir tanımı üzerinde anlaşmadan “milletin değerleri” sözü de çok havada kalıyor.
Faşist kavramını rasgele kullanmak çok doğru olmayabilir, bu kavram belirli bir dönemin, 20. Yüzyılın otuzlu senelerinin özel bir toplumsal tanımı olabilir ama baskıcı yönetim tabiri çok daha genel, zaman ve mekandan daha bağımsız kullanılabilecek bir kavram.
Baskıcı yönetimlerin en sevdikleri lafların başında da homojenlik çağrıştıran millet kavramı geliyor.
Millet tanımını homojenlik çağrışımı hata zorunluluğu ile kullanan baskıcı yönetimlerin en büyük ortak paydaları bu tanımları hukuk referanslarından tamamen bağımsız kullanmaları.
Oysa, millet kavramını belirli bir hukuk temeline oturtarak kullandığınız zaman muhtemelen bir dizi sorunu aşmak çok daha kolaylaşabilecek.
Çok da ileri gitmeden, hatta ulus devlet modeli içinde millet kavramını hukuk referanslarından ve matematikten sapmadan da kullanmak mümkün.
Millet demek bir devlete hukuksal vatandaşlık bağı ile bağlı olan bireylerin, yurttaşların oluşturdukları küme demek.
Bu tanım son derece objektif, gerçekçi ama daha da önemlisi hukuk temelinde oluşturulmuş bir tanım.
Bir devlete hukuksal bir yurttaşlık tanımı ile bağlı iseniz siz bu yurttaşlar kümesinin bir elemanısınız ve bu kümenin hukuksal yurttaşlık bağı dışında ortak özellikler taşıması hiç ama hiç gerekmiyor.
Zaten çağımızda mümkün de pek değil.
Seksen milyon elemanlı bir kümede hukuksal ortak payda dışında ortak özellikler aramak, kıvanç ve tasa ortaklığı aramak, kültürel homojenlik aramak hem anlamsız, hem de mümkün değil.
Ulus devletleri krize sürükleyen sürecin bir ayağı da, başkalarıyla beraber, tanım gereği heterojen bir kümeyi homojenmiş gibi algılamak, algılatmak istemek ve bu homojenlik serabı üzerinden beklentilere girmek.
Daha da vahimi bu seraba uygun olmayanları türlü yöntemlerle cezalandırmak istemek, yurttaşlar kümesinin eşit haklara sahip bir elemanı olarak görmek istememek.
Rahmetli eski bir devlet büyüğümüz giyim kuşam kültürü konusunda devlet saptamaları, dayatmaları dışında davranış kalıpları benimsemek isteyen genç kızları yani yurttaşlar kümesinin doğal elemanlarını Suudi Arabistan’a göndermek istiyordu.
Bu günlerde de Sayın Erdoğan, Türkiye’nin içinden bu ülkeyi, yönetimini çok eleştirenleri, buraların geçici olarak yaşanmaz hale geldiğini öne sürenleri ellerine biletlerini verip bir yerlere göndermek istiyor.
Daha da önemlisi aynı Sayın Erdoğan kendisini, partisini, hatta çoğunluğu eleştirenleri milletin değerleri ile uyumsuzluk ile suçluyor.
Başka bir ifade ile Erdoğan varlığı iddia edilen bir çoğunluğun değerlerini kümenin bütünün değerleri olarak algılıyor, algılatmak istiyor.
Bu hata sadece siyasi, hukuki bir hata değil, özünde matematik bir hata.
Sayın Erdoğan keşke üniversite senelerinde biraz daha matematik öğrenebilse idi.
Yurttaşlık hukuku ve gerekleri, mesela millet kümesinin tüm elemanlarının beyannameli gelir vergisi mükellefi olma mecburiyeti istenmiyor, tarihe bakış konusunda ise mutabakat arzulanıyor.
Yurttaş olalım, vergimizi verelim, kayıtdışı ekonomide çalışmayalım, çalıştırmayalım, hazine arazilerini işgal etmeyelim, kaçak elektrik kullanmayalım, gelir seviyeniz düşükse devletten negatif vergi talep edelim, vatandaşlık hukukunun bir gereğidir, evrensel hukuku talep edelim ve uyalım, yolsuzluk yapmayalım ve yapanları mutlaka cezalandıralım, milleti de bu yurttaşların bir kümesi olarak kabul edelim, mehter marşını beğenmezseniz, sevmezseniz de bal gibi vatandaşsınız, hem de en verimlisinden.
İşin ilginç tarafı da vatandaşlık ile mehter arasında bağ kuran ve kurdurmak isteyenlerin çok önemli bir bölümünün evrensel vatandaşlık tanımının, mesela verginin çok dışında olmaları.
Vatandaşlık hukuki bir kavramdır.
Millet bu vatandaşların oluşturduğu yine hukuki bir küme, hukuki bir tanımdır.
Baskıcı rejimler ise nedense bu temel tanımı sevmiyorlar, illaki de vatandaşların tümünün paylaşmakta, sevmekte, aidiyet ilişkisi kurmakta zorlandıkları değerleri, hiç biri hukuki değil, dayatmak istiyorlar.
Seçmen çoğunluğunun üzerinde şöyle ya da böyle mutabık kaldığı bir değerler kümesi olabilir ama lütfen kimseyi bu çoğunluk değerler kümesinin bir elemanı olmaya zorlamayalım, bu yöntemle toplamsal barış mümkün değildir.
Sorunu tartışmaya eğitimden başlamaya var mısınız?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025