Fehmi KORU
Almanya’nın Hanau kentinde ‘ırkçı terörist’ Tobias R.’nin genellikle Türk gençlerin devam ettiği iki kafeye düzenlediği silahlı saldırıda dokuz kişi hayatını kaybetti.
Bu olay önceki gün yaşandı.
Dün de, Londra’da Regent’s Park’taki merkez camiine giren bir saldırgan, o sırada namazını eda etmekte olan yaşlı bir zatı boynundan bıçakladı.
Acaba o da ‘ırkçı bir terörist’ eseri mi?
Sorum boşuna değil. Batı Dünyası başına ‘İslami’ sıfatı yerleştirilmiş terör olaylarını olağanüstü ciddiye alıyor; ancak o tür terör eylemleri artık Batı’yı değil daha çok İslam Dünyası içerisinde yer alan ülkeler halklarını hedef alıyor.
New York’yaki ikiz kuleler ile Pentagon’u hedef alan 11 Eylül (2001) uğursuz eylemleri sonrasında başlayan global tedirginlik el-Kaide ve IŞİD (DEAŞ) türü örgütlerin varlığını herkesin zihinlerine kazıdı.
O uğursuz eylemlerden bugüne kadar (2001-2020 arasında), ABD’de, el-Kaide veya IŞİD türü örgütlere sempati duyanların gerçekleştirdiği eylemlerde hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 107. Aynı süre içerisinde, yine ABD’de, Almanya’nın Hanau kentindeki kıyımı gerçekleştiren Tobias R. türü ırkçı teröristlerin Müslüman ve Yahudi hedeflere saldırarak öldürdükleri kişi sayısı daha fazla: 110.
Irkçı teröristler ABD’de -ve Avrupa ülkelerinde- can alıcı eylemler yapıyorlar; buna pek aldırılmıyor.
Batı toplumlarını ve oralarda yaşayan Hıristiyan olmayan insanları hedef alan ‘beyaz ırkın üstünlüğü’ sapık inancıyla diğer ırklardan insanların yok edilmesi gerektiğine şartlandırılmış fanatiklerin teşkil ettiği tehdit giderek büyüyor.
Önceki gün Almanya’da görülen eylem tam bir ‘ırkçı terör eylemi’. İngiltere’deki de muhtemelen öyle. Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da ‘ırkçı’ teröristlerin yaptığı eylemler çok sayıda insanın hayatına mal oldu.
Yeni Zelanda’da Avustralyalı bir ırkçı fanatiğin iki ayrı camide namaz kılanları hedef alan silahlı eyleminde bir yıl önce (Mart 2019) tam 51 kişi ölmüştü.
Eylemleri yapanların ilişkilerine bakıldığında, farklı ülkelerden olmalarına rağmen, aralarında ortak noktalar bulunduğu fark edilebiliyor.
Avustralyalı ırkçı terörist, eylemini gerçekleştirmeden önce, herhalde hedef seçmek düşüncesiyle olacak, Türkiye’ye de gelmişti, fakat esas dikkat çeken uğrak ülkesi Ukrayna’ydı.
Ukrayna’da ‘Azov Taburu’ adlı beyaz ırkçı bir örgüt var ve dünyanın değişik köşelerinden fanatikler eylemler konusunda eğitilmek üzere iç-savaş halindeki Ukrayna’yı mutlaka ziyaret ediyorlar.
Yeni Zelanda’daki iki camiyi hedef seçen Avustralyalı terörist Brenton Tarrant, eylemini, ‘Azov Taburu’ simgeli üniformasıyla gerçekleştirmişti.
Amerika’da da varlığı bilinen ırkçı terör örgütleri var. Bunlardan en bilineni ‘Base’ ve onun bir uzantısı olan ‘Atomwaffen Division’. Bir diğeri de ‘Vanguard America’. ‘Vanguard’ın bir kolu olan ‘National Action’ örgütü de İngiltere’de eylemler yapıyor.
‘Vanguard’a mensup biri iki yıl önce Charlottesvill’de bir protesto eylemi sırasında kalabalığın üzerine aracını sürmüş ve bir kişinin ölümüne yol açmıştı. ‘National Action’ örgütü de, 2016 yılında, İngiltere’de, parlamento üyesi genç bir kadın olan Jo Cox’u öldürdü.
Her dört örgüt de sempatizanlarını silahlı eylemler konusunda eğitim almak üzere Ukrayna’ya gönderiyor.
Bu yazıdaki bilgilerin büyük bölümünü yakınlarda New York Times’ta yayımlanan bir makaleden öğrendim ve size oradan aktarıyorum. Makalenin iki yazarı var: Eski bir asker olan Kongre üyesi Max Rose ile vaktiyle FBI’da görev yapmış bir terör uzmanı olan Ali H. Soufan.
Rose Yahudi, Soufan da Müslüman.
Makalelerinin en başında örgütlerini mercek altına aldıkları için ‘ırkçı teröristler’ tarafından alenen hedef seçildiklerini özellikle belirtmişler. ‘Base’ örgütü her iki yazarın görüntülerini içeren bir video yayınlamış. Kuzey Avrupa ülkelerinde faal bir ırkçı örgüt olan ‘Nordic Resistence Movement’ da ‘Yahudi Max Rose’ ile ‘Arap FBI ajanı Ali Soufan’ diye sıfatlarıyla adlarını da bir açıklamalarında ifşa etmiş. [Anders Behring Breivik adlı Norveçli ırkçı terörist 2011 yılında 77 kişinin hayatını kaybettiği bir eylem gerçekleştirmişti. Adların ifşası bu yüzden önemli.]
Verdikleri en önemli bilgilerden biri de şu: 1980 sonrasında el-Kaide’yi de doğuracak bir gelişme olarak değişik ülkelerden Sovyetlere karşı savaşmak üzere işgal altındaki Afganistan’a gidenlerin sayısından çok daha fazla yabancı savaşçı şu sıralarda Ukrayna’daki iç-savaşa katılmış durumda.
Ukrayna’ya bilhassa dikkat çekilmesinin sebebi bu. El-Kaide türü örgütlerin 1980’ler ve 1990’larda gürbüzleşmesine Afganistan, Bosna-Hersek, Suriye gibi savaş alanları nasıl sebep olmuşsa, Rusya’nın müdahalesinin yol açtığı Ukrayna’daki iç-savaş da Batı dünyasındaki ırkçı örgütler militanlarının yetişme alanı oldu .
El-Kaide ve IŞİD hem ABD’de hem de Avrupa Birliği ülkelerinde ‘terörist örgüt’ olarak tanımlanmaktalar; buna karşılık ABD de dahil olmak üzere Batı ülkelerinin hiçbiri kendi vatandaşlarını hedef alan ‘ırkçı’ terör örgütlerini resmen ‘tehdit’ olarak tanımlamış değil.
Böyle olduğu için de, aslında örgütsel ilişkiler içerisinde gerçekleşen eylemlere bireysel gözüyle bakılıyor ve bu yüzden büyük resim gözden kaçıyor.
[NYT yayınladığı makalenin internet sitesindeki versiyonuna sonradan şu notu ekledi: “Bu makalenin yayımlanmasından bir gün sonra, Temsilciler Meclisi’nin güvenlik ile ilgili komitesi, üyelerinden Max Rose’un ‘Ülkeler arası beyaz ırkın üstünlüğü aşırılığıyla ilgili gözden geçirme’ teklifini oybirliğiyle kabul etti. Tasarı şimdi yasalaşması için Temsilciler Meclisi’nin dikkatine sunulacak.]
Almanya’daki dokuz cana mal olan son eylem Avrupa’yı da sarssa ve ‘ırkçı terör eylemleri’ Avrupa’da da ciddiye alınmaya başlansa iyi olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025