İbrahim Kiras
Anlaşılan o ki Muharrem İnce kendisini Cumhurbaşkanı adaylığına taşıyan siyasi taktiği ikinci kez kullanmak istiyor. Aynı şansı ikinci kez elde etmesi bu sefer daha zor göründüğü için de vites büyütüp “parti kurarım” tehdidiyle isteğine ulaşmaya çalışıyor. Ama galiba cumhurbaşkanı adaylığı kozunu kullanmayı sürdürerek parti içindeki etkinliğini arttırmaya da razı. İşin özeti bu.
Peki neydi İnce’yi Cumhurbaşkanı adaylığına taşıyan siyasi taktik? CHP tabanında -ve partinin habitatında- sağcı bir adaya oy verilmesi talebine karşı oluşma ihtimali bulunan direnci masaya sürmek.
Bu anlamda son seçimde İnce’nin eli güçlüydü ve Kılıçdaroğlu bu resti görmemeyi tercih etti. “Gel bakalım Muharrem Bey” dedi. Zaten o sırada “çatı adayı” konusunda Millet İttifakı’nın diğer üyesiyle de uzlaşma sağlanamadığı için CHP liderinin hamlesi birçok bakımdan isabetliydi.
İnce seçimi kazanabilse Kılıçdaroğlu bu zaferin gerçek mimarı olarak tarihe geçecek, bu durumda partideki koltuğunu da kürsüde elini tutup kaldırdığı kişiye bırakması gerekse bile -gerçek anlamıyla- “onursal lider” olacaktı. Aksi durumda ise hem parti içindeki bir “çıban” ortadan kalkacak hem de CHP liderinin siyasi stratejisini benimsemekte zorlanan kesimlere “Bakın işte, başka türlü olmuyor” denebilecekti.
Neticede ikinci durum gerçekleşti.
* * *
Türkiye’de sağ kesimin soldan bir adaya, sol kesimin de sağdan bir adaya oy vermesi kolay değil. Dünyanın her yerinde böyle. Ancak iki turlu seçimlerde belli ölçüde bu tutumlardan geri adım atılabiliyor. Sözgelimi yakın zamanda Fransa’daki seçimlerde bunu gördük. Bizdeki son yerel seçimlerde de buna benzer sayılabilecek adımlar atıldı. Bilhassa sağ seçmeni rahatsız etmeyecek profildeki CHP adayları “muhalif sağ”dan oy alabildiler. Millet İttifakı’ndaki uyum bunu sağladı. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş başta olmak üzere CHP adayları bu sayede seçildi.
Ancak sağdaki bu “stratejik oy kullanma” esnekliğinin sol kesimdeki karşılığı tartışma konusu. CHP’nin sol kanadı gibi görünen bazı siyasetçilerle aydınların ve bu partiyle ilgileri olmasa bile “sol siyaset evreni”nin üyeleri olmaları hasebiyle CHP’nin siyaseti hakkında söz söyleme hakkına sahip görünen kişi ve grupların direnci malum. Kılıçdaroğlu yönetiminin bu yöndeki stratejik yaklaşımlarının hayata geçirilmesinde karşılaştığı en büyük zorluk ve engel bu direnç.
Mamafih “stratejik oy kullanma” esnekliği bakımından sağ ve sol kesimler arasındaki nispi farklılaşmanın temel sebebi Türkiye’nin sağ bir iktidar tarafından yönetilmekte oluşu. Türk toplumu kolektivist karakteri gereği hadiseleri bireyler üzerinden değil grup mensubiyetleri üzerinden değerlendirme eğiliminde olduğu için sözgelimi sağcı bir siyasetçinin günahını o siyasetçiye değil sağ siyasetin bütününe fatura etmek doğal bir refleks durumunda. Çünkü bizde suç bireysel değildir.
Dolayısıyla meseleye CHP seçmeninin AK Parti’ye bakışı üzerinden yaklaşırsak, vaktiyle iktidar partisi bünyesinde siyaset yapmış olmak da somut anlamda bireysel olarak ne yapıldığından bağımsız olarak değerlendirme ölçütü oluyor.
* * *
Kemik oyu yüzde 25 olan CHP’nin yüzde 50 çıtasına yerleştirilmiş bulunan cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı olma şansının sağdaki muhalif siyasi guruplarla ittifak ve işbirliği yapmaktan geçtiğini söylemeye bile gerek yok. Buna rağmen “gerçek sol bir siyasetle halkın karşısına çıkarsak başarılı olabiliriz” veya “gerçekten Atatürkçü bir söylem geliştirebilirsek seçimi kazanırız” diye ileri sürülen “sağ siyasetle ittifaka ihtiyacımız yok” iddiaları ve itirazları eksik olmuyor bu parti etrafındaki okur yazarlar arasında.
Bu çevrenin en popüler argümanı “Ekmeleddin İhsanoğlu hatası tekrarlanmasın” şeklinde. 2014’te CHP ile MHP’nin ortak çatı adayı olan İhsanoğlu isabetli bir tercih değildi. Siyasi kimliği ve toplumsal karşılığı olmayan bir adaya sadece dindar profilinden dolayı AK Parti seçmeninin koşup oy vereceğinin düşünülmesi saçmalıktı. Ama unutmamak lazım ki İhsanoğlu aşağı yukarı CHP ve MHP’nin toplam oyu kadar oy almıştı. Adayı boykot edip oy vermeyen CHP’li seçmen sayısı ihmal edilebilecek kadar düşük sayıdaydı. Dolayısıyla önümüzdeki seçim için muhalefet partileri kendi aralarında uzlaşabilirlerse adayın sağ veya sol kökenli olmasının tabanda sonucu değiştirecek derecede bir tepkiye yol açması beklenmemeli.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
25.11.2025
11.11.2025
25.10.2025
14.10.2025
7.10.2025
2.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
18.09.2025