İhsan DAĞI
Kısa dönemde seçimler, uzun dönemde ise yeni anayasa, gündemin ana maddesi olacak.
Siyasi partilerden sivil toplum kuruluşlarına ve baskı gruplarına kadar çeşitli kesimler yeni anayasa konusunda pozisyon almaya başladılar bile. Ancak bu çabaların önemli bir kısmının sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapmak yerine böyle bir anayasanın önünü kapatmak için olacağını da bilmek gerek.
Anayasa deyip geçmeyin; bir devletin tüm iktidarının tasarlandığı, paylaşıldığı bir düzenekten söz ediyoruz. Yüz genel seçimden daha önemli... Siyaset, devlete hükmetmek, devleti yönetmekse, anayasa, devlet denilen şeyin kurumları ve gücüyle tecessüm etmiş halidir. Siyaset, toplumun devlet üzerinde egemen olmasının yoluysa, anayasa halk egemenliğinin mekanizmalarının kurulduğu, devlet gücünün sınırlarının çizildiği 'en üst düzey' siyaset metnidir. Yani anayasa, siyasetin 'baba'sıdır.
Böylesine temel ve kurucu işlevi olan bir düzeneğin kolayca, güle oynaya, tam bir uzlaşmayla tesis edileceğini düşünmek hayaldir. Anayasa yapmak siyasetin en keskinleştiği noktadır. Şimdiye kadar bütün anayasalar tepeden, mutlak iktidar sahiplerince ve onların iktidarlarını muhafaza etmek adına dikte edildiklerinde 'sivil ve özgürlükçü' bir anayasa yapmanın ne menem bir mücadele anlamına geldiğinin pek farkında değiliz.
Uzlaşma şart ama daha az demokrasi, daha zayıf bir insan hakları rejimi ve daha kırılgan bir hukuk devleti üzerinde de uzlaşma asla olmaz, olamaz, olmamalı... Demokrasiyi, halk egemenliğini 'müzakere' edeceksek zaten yeni bir anayasa yapmaya gerek yok. Askerlerin yaptığı anayasada bunun âlâsı var.
Dolayısıyla niyeti yeni Türkiye'nin tam demokratik anayasasını yapmak olanların işi zor. Ama zorluğu, temel ilkelerden, değerlerden ve hedeflerden taviz vererek aşmanın da bir anlamı yok. Yeni anayasa çalışmalarının, önerilerinin ve girişimlerinin nasıl bir taarruzla karşılaşacağını TÜSİAD'ın açıkladığı son taslak vesilesiyle gördük. Aylardan beri bu hazırlıkları düzenleyen, defalarca bu konuda çalıştaylar düzenleyen TÜSİAD sonunda hazırlanan metne bile sahip çıkamadı. 'Milli burjuvazi'miz işte bu kadar ürkek, demokrasi taleplerinde işte bu kadar tereddütlü. Geri çekilerek bütün eleştiri oklarının taslağı hazırlayan akademisyenlere, özellikle de Profesör Ergun Özbudun'la Profesör Turgut Tarhanlı'ya yönelmesini sağladılar. Eminim bu değerli akademisyenler için eleştiri ve hatta saldırıları göğüslemek işten bile değil. Ne yazdıklarını, neyi savunduklarını bilen akademisyenler bunlar sonuçta. Ama sorun, TÜSİAD'ın tutumu... Her neyse, ne mutlu ki demokrasi düzeyimiz TÜSİAD'ın tutumuyla değil, toplumsal talepler ve dinamiklerle yükselecek.
Ancak TÜSİAD'ın son taslak çalışması bir şeyi gösterdi; ciddi her değişikliği boğmaya, hazırlayanları sindirmeye kalkacaklar. Bu net olarak anlaşılıyor; yola çıkanların da bunu bilmelerinde fayda var. Tıpkı 2007'de Profesör Özbudun'un başkanlığında hazırlanan taslağın başına geldiği gibi... Önce parça parça hedef alıp taslağı hazırlayanları ve hazırlatanları parçalamaya çalıştılar sonra da AK Parti'ye kapatma davası açtılar.
Sonuçta değişim, tedrici bir şekilde devam etti. Son anayasa değişikliği ve referandum dersiyle yeni anayasa taleplerinin ve sivil anayasa hedefinin geri çevrilemez olduğu anlaşıldı. Şimdi, 'madem yeni anayasa yapılacak, sulandıralım; ileri gidenleri sindirelim' stratejisi izlenecek. Son taslağın başına gelenler bundan. Şimdi dillerine doladıkları şey, 'değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen' maddelerin durumu. Değiştiremezmişiz. Millet yeni bir anayasa yapacak; askerin yaptığı anayasayı 'çağdaş', sivil ve özgürlükçü bir anayasayla değiştirmek istiyor, ama birileri çıkıp hemen 'şu şu maddelere dokunamazsınız' diyor.
Türkiye'nin mevcut sorunlarının çözümüne yarayacak bütün düzenlemelerin önünü şimdiden bloke etmeye çalışıyorlar. Bu blokaj sonuç verir mi? Sanmıyorum. İdeolojiden arındırılmış, bürokratik vesayetin tüm kurumlarını ortadan kaldırmış bir anayasa yapmadan 'yeni anayasa' sözü gerçekleştirilmiş olmaz.
Talep net; yeni Türkiye için, yeni anayasa.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Suriye’de Türkiye’nin öncelikli hedefi ne?
13.01.2025 - Neden normalleşme?
10.05.2024 - Seçimin kazananları, kaybedenleri
11.04.2024 - AKP’nin ve Türkiye’nin Çıkış Yolu: Yeni Anayasayla Parlamenter Rejime Dönüş
8.04.2024 - Atatürk realitesi ve Atatürkçülük: Yeniden düşünmek mümkün mü?
3.01.2024 - İYİ Parti ne yapmaya çalışıyor?
25.12.2023 - Medeniyetler çatışması, Batı karşıtlığı ve İslamcılığın yeniden inşası
13.12.2023 - Erdoğan’ın AKP’ye ihtiyacı var mı?
16.10.2023 - Dört yanımız düşmanlarla çevriliyse ne yaparız?
9.10.2023 - Muhalefet nereye?
17.06.2023
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































y.tasdelen
her yazisi sahane olan bir yazarimiz,Sayin A.Altan saygi ve hurmetler
Ahmet KAYA
Kahretsin!... Çok can yakıcı bir durum. Devletin insana gösterdiği bu yetersiz değeri şiddetle kınıyorum. Lanet olası sistem değişmedi gitti...
tuncay demirtaş
sağlık bakanı istifa edecekmi? siyaseten değil, utandığı için. sizde sağlığın ve eğitimin bile piyasa malı olması için bu kadar "sivil" destek verirken şimdi niye "suna hanıma"ağlıyorsunuz. fransadaki oylamanın bu kadar "piyasa malı" yapılması memleketin bütün acıtıcı sorunlarını ertelemek ve perdelemek için değilmi? hangi toplumsal yaramız "insani" bir anlayışla ele alınıyor? kapitalizme övgüler yağdıranların "suna hanıma" ağlamaya hakkı varmı. üstelik artık fransada da çok "suna hanım"var.
BELLO
BU MEMLEKETTE ÖYLE COK VATAN SEVER VARKI?????HERKES VATAN SEVER?BU YÜZDEN HER SEY HARIKA ?HERSEY YERLI YERINDE?FRANSAYA KAFA TUTMAK KOLAY NASIL OLSA BIZDEN UZAKLARDA ?
Halis kara
Evet çok ülkemizde bir insani kaybetmek çok basit. düşünsenize van depreminde nice insan yanarak öldü...