Kurtuluş TAYİZ
Abdullah Öcalan 1998’de Suriye’yi terk edip Avrupa’ya gittiğinde ayağının tozuyla İtalyan gazetecilere PKK’dan istifa edebileceğini açıklamıştı. Avrupa’da kalma şansı olsaydı belki de sözünün arkasında durup örgütten istifa edecekti. Ancak Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesiyle Kürt hareketinin kaderini değiştirebilecek bu deneme yarım kaldı.
Öcalan’ın “PKK’dan istifa” resti, aslında kurucusu olduğu örgütün geçmişinden kurtulma ihtiyacını yansıtıyordu. Avrupa’ya ayak bastığında ilk defa bu örgütün aynadaki gerçek yansısıyla karşılaştı. Ve o görüntü pek iç açıcı değildi, Öcalan’ı “kanlı bir örgütün lideri” olarak gösteriyordu.
Türkiye’ye teslim edilip İmralı’ya konduğunda da Öcalan’ın devlet ve topluma çarparak yansıyan görüntüsü parlak değildi.
Öcalan, 40 bin insanın hayatını kaybettiği savaşın sorumlusu ve “bebek katili” olarak niteleniyordu.
İmralı’da yargılandığı mahkemede, PKK lideri olarak çocukların da dâhil olduğu sivil katliamlar için emir vermediğini ve başında olduğu örgüte karşı mücadele ettiğini, hatta bazı önemli isimleri bu yüzden cezalandırdığını ya da örgütten uzaklaştırdığını anlattı.
Anlattı ama bunun yeterli olmayacağını galiba kendisi de biliyordu; kalktı kurduğu örgütü, neredeyse dünyaca ünlü bir marka olan PKK’yı fesih etti.
Bu kararın ardında hangi politik amaç olursa olsun, kesin olan Öcalan’ın savaşta fazlasıyla kirlenmiş olan bu isimden kurtularak, temiz bir sayfa açma isteğiydi.
Bu değişim denemesi devletten karşılık bulamadığı için de Öcalan yeniden silahlara ve PKK adına geri döndü.
Bunca zaman geçti, Öcalan Kürtlerin önemli bir bölümü için “halk önderi” oldu, PKK’nın toplum içinde desteği arttı, Kürt hareketi siyasallaştı; ama örgütün adı yine bebek ve sivillerin öldürüldüğü resim kareleriyle yan yana geliyor.
İşte bu tabloyu görünce İmralı’nın yeniden PKK’dan istifa etmeyi düşünüp düşünmediği merak etmeye başladım.
Zira her gün “yanlışlıkla” kadın, çocuk öldüren bir örgütün liderinin de “Kürt Mandelası” olması çok zor.
Türkiye’nin barış için, Kürt sorununun çözümü için “Kürt Mandelası”na ihtiyacı var.
Buna Öcalan’dan başka aday şimdilik gözükmüyor.
Ama PKK ne Öcalan’dan vazgeçiyor ne de Öcalan’ın istediği gibi siyasal bir örgüt oluyor.
Siyasallaşama şansını teptiği için de sürekli şiddet üretiyor.
Tabii bunun faturası doğal olarak İmralı’ya ve Kürt siyasetçilere kesiliyor.
Bu gidişata Öcalan’ın dışında dur diyecek bir aktör henüz yok.
Kürt hareketi “yanlışlıkla” öldürülen çocuk ve sivillerden dolayı hiçbir sorumluluk üstlenmediği gibi sadece devleti, hükümeti ve medyayı suçlamakla yetiniyor.
Toplumsal sorumluluk gereği az-biraz itiraz eden, sesini yükselten sivil toplum kuruluşları ile Taraf’ı tehdit ediyorlar.
Bu gazetenin kurulduğu ilk günlerde Ergenekon çetesinin, onun siyasi ve sivil uzantılarının yaptığı gibi tıpkı, Taraf’ı hedef yapıyor, karşı kampanyalar düzenliyor, tehditler savuruyorlar.
Kürt hareketinin bugünkü durumu, 1999’daki devlete benziyor.
O günlerde Öcalan PKK’yı fesih edecek kadar ileri adımlar attı; örgütünü sivil/siyasi bir harekete dönüşmeye ikna etti. Silahlı güçlerini beş yıl boyunca sınır dışına çıkarttı. Geçmişteki hatalardan dolayı özür diledi. Kürt hareketini değişime zorladı. Ancak devletten karşılık bulmadı.
Bugün ise devlet değişim geçiriyor ama PKK’dan karşılığını bulamıyor.
O gün devlet değişmediği için PKK değişim sürecini tamamlayamamıştı; bugün de PKK değişmediği için devlet değişim sürecini belki de tamamlayamayacak.
Son aylarda sıkça duyduğumuz “eskiye dönüş” korkusu, bu olmalı.
Her şeye rağmen Başbakan Erdoğan’ın “PKK’yla görüşmeler yeniden başlayabilir” sözü, hükümetin eski hatalara düşmeyeceğini göstermesi bakımından ümit verici bir gelişme. Başbakan, bu önemli çıkışı, sanırım MİT/PKK görüşmelerinin Kürt hareketi içinde yarattığı olumlu etkiden güç alarak yaptı. Savaşı durdurmanın yolu, İmralı/PKK/BDP ile görüşmekten geçiyor. Bu görüşmeler sistematik hale geldikçe silahların yeniden konuşması da zorlaşacak, hatta kısa sürede imkânsız hale gelecektir. Kandil bu fırsatı bir daha teperse Kürtlerin desteğini yitirebileceği gibi, Öcalan’ı da kaybedebilir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019