Markar ESAYAN
Her insanın içinde bir kuyu vardır.
Kendi bencilliğimizin kuyusudur.
Genellikle içine düşmekten alamayız kendimizi.
Kendi içimizde gönüllü biçimde kayboluruz.
Bir süre sonra yolumuzu kaybettiğimizin bilgisini de kaybederiz.
Kaybolduğumuz yer, bildiğimiz yer haline dönüşür.
İşte aslında asıl kaybolduğumuz gerçek an, o andır.
O kayboluşun geri dönüş ümidi yoktur.
Kendi kendinin gardiyanı olana her yer zindandır.
***
Bencillik...
Yapısında üç element bulunur.
Korku, korku ve korku.
Korkuyu insanın nasıl göğüslediği daha doğrusu.
Korku insani bir duygudur.
Her duygu gibi, ona da ihtimam göstermek gerekir.
Onu kaybetmemek, istismar etmemek gerekir.
Bir dostum, korkularımdan şikâyet ettiğimi görünce bana bir soru yöneltmişti.
“Bir gün karşına aniden bir aslan çıksa ne tepki verirsin?”
“Ne bileyim!” dedim. “Herhalde ya dönüp kaçarım, ya da korkudan olduğum yere çakılırım.”
“Doğru” demişti. “Emin ol, her insan bunlara yakın bir tepki verir. Ama senin korkularınla kurduğun ilişkiye göre, aslanı gördüğün anda üzerine atlayıp, onu öldürmeyi bekliyorsun kendinden.
Bu mümkün mü?”
Evet, böyle formüle edince değil tabii.
***
Evet, korku insani bir şey.
Hatta insan olmanın gerekli duygularından birisi.
Sorun korkmakta değil zaten.
Ona nasıl tepki verdiğimizde.
Emin olun, tarihe “korkusuz” sıfatıyla geçen pek çok insan o büyük işleri yaparken korkuyordu.
Ama korkularını, ondan daha ağır basan başka değerlerle dengelemeyi başarmışlardı.
Hayran olduğum çok insan var; ünlü İngiliz düşünür, yazar ve devlet adamı Thomas More onların başında gelir.
Erasmus’un Encomium Moriae’yi, yani Deliliğe Övgü adlı başeserini ithaf etti yakın arkadaşı, Kral VIII. Henry’nin danışmanı, sonra Lordlar Kamarası Başkanı, sonra da İngiltere’nin Papalıktan ayrılmasına karşı çıktığı ve VIII. Henry’ye bağlılık yemini etmeyi reddettiği için idam edilen ilke adamı.
İdam sehpasına çıkarken cellâda bir altın verir, emeğini karşılamak için.
Son sözleri “Kellesi uçmakla insanın başına felaket gelmez” olur.
Sizce, acaba biraz sonra kafası kesilecek bir insan korkmaz mı?
Bence korkar. Korkmalı.
Ama bu korkuyu dengeleyen bir şey olmalı bu insanlarda.
Sevgi gibi, erdem gibi, inanç gibi...
***
İşte o zaman taşlar yerine oturur.
Korku, sizi içinizde açtığınız o dipsiz kuyuya yuvarlamaz.
Her şeyden kaçan, korkan, paylaşmayan, hayatı ıskalayan, bencil biri olmazsınız.
Sonunu düşünmeden âşık olur, geri almayı düşünmeden borç verirsiniz mesela.
O küçük sokak kedisi var ya hani, işte onu düşünmeden evinize alırsınız.
Sokak sokak kedi köpeğe mama dağıtanlar alaylık olmaktan çıkar sizin için.
Çünkü sevgi paylaştıkça artar, korku ise azalır.
Sonra o kuyu, içinizdeki kuyu, yavaş yavaş dolar, düz hale gelir.
Ne mi olur?
Gerektiğinde korkan, gerektiğinde üzülen, sevinen, kızan, hatta gerektiğinde hayatını bile gözden çıkaran, ama yaşayan, hür bir insan olursunuz.
Yaşamın hakkını veren bir hayat zanaatkârı olursunuz.
Mutlu olursunuz, huzurlu.
Yediğinizden, içtiğinizden, gördüğünüz güzelliklerden tat alırsınız.
Çevrenize mutluluk, güven saçarsınız, dostsuz kalmazsınız.
***
En önemlisi de, ölümden korkmazsınız.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019