Markar ESAYAN
Dünkü yazımda, Türkiye'de 'Erdoğan nefreti' üzerinden farklı bir 'vicdan' türü yaratılmaya çalışıldığından ve bunun bir avantaj olabileceğinden bahsetmiştim.
Toplum mühendislikleri dönemin özelliklerine göre değişik stratejiler benimser. Devlet ne kadar ceberut olursa olsun, halkın ikna edilmesi önemlidir. Mesela Kemalizm, gayrımüslümleri, gayrıtürkleri ve dindarları tasfiye etmek, devşirmek istedi. Önce onların itibarsızlaştırılması gerekliydi. Bu itibarsızlaştırma, aslında 'komşusuzlaştırma'dır. Çok kültürlü bir yapıda, çeşitli kesimlerin iç içe yaşadığı bir ortamda onların arasından bir kesimi öylece alıp tepegöze veremezsiniz. 'Onları' 'bizden' ayırır, bir tehdit olduklarına dair efsaneleri üretir, tüm dezenformasyon gücünüzle 'komşular'ın buna inanmasını sağlarsınız. İnanmayanlar için de şiddeti denklemden eksik etmezsiniz.
Şimdi, bizler de böyle bir geçmişten geliyoruz. Birbirimiz hakkında birçok efsaneye inandırılmışız. Öyle çok da temiz değiliz. Devletin bu uygulamalarından faydalanmışız. 'Madem talana, yalana karşı çıkamıyoruz, bari faydalanmayalım, ortak olmayalım' diyenimiz olmuş, ama demeyenimiz de olmuş. Ne iyi ki, bunun aslında ülke üzerinde bir 'lanet' olduğunu şimdi görüyoruz. Çözüm Süreci, başörtüsü mücadelesi, taziye, bu anlamda da çok önemli. Ahlaksız bir zihniyeti terk ediyoruz.
Askeri vesayetin sinmesi ve demokratikleşme, özgürlük ve eşitlik söylem üstünlüğü kazandığından beri, strateji değişti. Mesela 'İrtica tehlikesi' artık cari olamadığından rafa kaldırıldı, yerine 'yaşam biçimleri tehlikede' söylemi piyasaya sürüldü. Aslında ikisi de aynı imalatçının aynı zihniyetinden türetilmiştir. Çoğulcu yaşam biçimleri anlayışını değil, totaliter laik yaşam biçimi diktatörlüğünü ima eder.
Ancak bu da yeterli olmadığı için, mecburen, yüreklere taş basarak, Kürtler, Aleviler, gayrımüslimler, kadınlar, çocuklar ve son olarak da maden işçileri keşfedildi. 40 bin yoksul Kürt ve Türk'ü öldüren, Çözüm Süreci'nden nefret eden, ataları 1915'in müsebbibi olan İttihatçı zihniyet, bugün Uludere, Berkin Elvan ve maden işçilerini önemser oldu. Anlayacağınız, bizim yine yaşayanlarımız değil ölenlerimiz değerli. Kürt hep savaşsın, Alevi hep sokaklarda ölsün, dindar sinsin, Ermeni tacizcilerinin dizinin dibinden ayrılmasın isteniyor.
Ben de diyorum ki, bu stratejinin de doğası gereği ciddi zaafları ve amacının tersi bir potansiyeli var. Çünkü kibir herkesi küçük görür ve her şeyi kontrol edebileceğini sanır.
Başarısız her müdahale muarızın gücüne dönüşür.
İlki, bu kesimler, demokratikleşmenin iklimi değiştirmesiyle, Ceylan Önkollar öldürülsün diye değil, sözüm ona 'hesap sorulsun' diye yayın yapmaya başladılar. Büyük gelişme! Sahtekârlıkları önemli değil. Erdoğan'ı hal etmek üzere mecburen bu yola saparken, Gezi'de, Berkin Elvan'da, Uludere'de ve nihayetinde Soma'da, bizzat kendi eserleri olan toplumsal nefretin altını oymaya başladılar. Beyaz Türkler, Erdoğan nefreti sayesinde ülkenin 'ötekilerini' keşfetti. 'Tepenin' strateji olarak uyguladığı bu ikiyüzlü duyarlılık, aşağıya doğru kontrolü yitirip, sıradan insanda farklı süreçlere yol açabilir.
'Vicdan koalisyonu' diye pazarlamaya çalıştıkları şey bir siyaset mühendisliğidir. Ama tepede öngörülen plan tabanda başka türlü çalışır. Onlar, mecburen saptıkları bu yolda, laikler ile ötekiler arasındaki keskin sınırları yıkıyor ve bizzat kendi eserleri olan monolitik yapıyı melezleştiriyorlar. 19 Mayıs'ta baret takıp, yüzüne siyah makyaj malzemesi sürenler, evet Erdoğan nefreti ile suiistimal ediliyorlar, ama bir yandan da bir madencinin, bir Kürt'ün, bir Alevi'nin acısına da ortak olmaları engellenemiyor.
Eh peki, şimdi Çözüm Süreci'ne nasıl karşı çıkacak, Alevi, açılımına, taziyeye nasıl toplumsal nefret üretecekler? Ama 'Nasıl olsa Erdoğan devrildikten sonra fiili durum yaratırız' diye teselli buluyor olmalılar.
Toplumsal nefret, kaos ve çatışma yaratmak için 'vicdanı'ın sömürülmesi konusunun bir diğer avantajı ise, ne olursa olsun Soma gibi felaketlerin gündemde daha çok tutulmasıdır. Artık bundan sonra, Kürt'ün, Alevi'nin, Ermeni'nin, çoluk çocuğun, kadının, eşcinselin, işçinin başına gelen bir haksızlığın üzerine akbaba gibi daha çok üşüşülecek. Bundan bir mühendislik üretilmeye çalışılacak. Bu ise bu konuların gündemde kalması demek. Hükümet, vicdanlı toplumsal hareketler, yazarlar doğru bir strateji tutturabilirse, darbecilerin negatif enerjisi tersi bir amaç için kullanılabilir.
Bu durumda, düne kadar önlemek için ellerinden geleni yaptıkları reformlar için kontrol dışı daha geniş bir toplumsal talep ortaya çıkabilir. Burada önemli olan hükümetin dezenformasyon ve siyaset mühendisliği ile toplumun taleplerini aynı kefeye koymamaya özen göstermesi. Tabii, bunun yanında zihniyetin, acilci ilerlemeciliğin merkezine insan ve çevrenin alınmasıyla dönüşmesi gerekiyor.
Soru şu: Bu kadar sert bir mücadele ortamında, bunca ahlaksızlık içinde biz, bize lazım olanı tartışma ve seçme hikmetini gösterebilecek miyiz?
Sonucu bu tayin edecek.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019