Markar ESAYAN
“Birer lağımcıyız biz. Tıkanan kanalları, sıkışan dirsekleri açacağız. Çünkü sifonu ne kadar çeksek de, pislik yukarı çıkıyor. Artık temizlik vakti. Artık arınma vakti...”
Böyle bir cümle kurmuşum Şimdi’nin Dar Odası’nda, metinlerarasındalıktan da faydalanarak...
Roman şu paragrafla başlıyor...
“Geçmişi olmayan bir insan olmak...
Bu takıntı yeni değil...
İsteyerek ve bilerek edinilmiş değil bu hastalık. Biz Doğulular ve biz Anadolulular, daha çok Şimdi’nin Dar Odası’nda yaşar, farenin kediden, kedinin köpekten korktuğu kadar korkarız geçmişten. Belirli olan geleceğin belirsizliğidir ama, adı ‘geçmiş’ olan o kara dulun utanmazca gölgede kalması, biz sahipsiz ademoğullarının taşıyacağı bir yük olmamıştır asla...”
Ve şöyle devam ediyor o paragraf...
“Başlangıçta Söz vardı...
Ancak insanların sırtlarında birer kambur gibi taşımak zorunda oldukları bir geçmişleri yoktu. Mazi, bir su birikintisi gibi üzerine kimin silueti düşerse onun resmini yansıtıyor. Bir açıyor, bir kapıyor, bir soluyor, bir gülüyor... Köşe kapmaca oynayan bir yosma, bir eski zaman tapınak fahişesi gibi, bir onun oluyor, bir bunun... İnsanları ağına düşürmeyi bir ibadet sayıyor. Gözü dönmüş, azgın ve homurtulu bir kalabalığın arasında tek başına dolaşan bir bakire gibi, sayısız zorbanın koynuna girip yine de kızoğlankız kalıyor. Geçmiş, güce saygı duyuyor; güçlülerin önünde cilve yapıyor. Utanmazca, bir ona sunuyor kendisini bir buna, ama kimsenin malı olmuyor yine de...
Belki bunda bir hikmet vardır.”
İnsanların çoğunun içine düştüğü büyük bir yanılgıdır geçmişin değiştirilemez bir şey olduğu. Geçmişi değiştiremediğiniz için de intikam ateşi hep harlı yanar yüreklerde. Telafi edilemez durur her şey ve sadece size yapılanların intikamını alabilecek gibisinizdir.
Çoğunlukla intikam almaya gücünüz, imkânlarınız yetmez, önce kendinize, sonra da aile, eş ve dosta hayat boyu kan kusturursunuz. Yaşadığınız bu anksiyetenin adını koymaktan dahi aciz halde.
Evet, henüz zamanda geriye giden bir makinemiz yok. İçime öyle doğuyor ki, bu makineyi bizim nesle de yetiştiremeyecekler, tembeller!
Ama olsaydı, eğer biz geçmişe gidebilme, hadi benden de bir bonus, bugünkü bilgilerimizle geçmişe gidebilme imkânına sahip olsaydık...
Anlamlı bir değişiklik olmayacaktı, emin olunuz.
Çünkü oraya kendimizi de götürecektik.
Geçmiş takıntısı, hayatın bir bölümünde iyidir, kendi arkeolojinizi yapmanız gerekir, ama belinizdeki ipten daha derin bir kuyuya inerseniz, geçmiş sizi hapseder, ömür boyu orada kalırsınız.
Modern ve sapına kadar ataerkil dünyanın bize öğrettiği zamanın doğrusal olduğudur, penis gibi... Onu dik tutacak kanı “madun”dan sağlar “muktedir”, bol bol kan akıtır, dik durmak için, ama hep yan yatar, en nihayetinde, kader...
Zaman doğrusal değildir.
Zaman rahim gibidir, dişidir. İçi içine döner, arada, yukarı, dikey bir hareket yapar. Aynı anda pek çok boyutu yaşarız, adını “şimdi” koyarız. Daha doğru olanı budur.
Evrende solucan delikleri var biliyorsunuz. Aklınızın almadığı o uzaklıklar, bir kâğıdı ortasından katlayıp, üstünden bir delik açtığınıza, yanı başınıza taşınabilir. Evet, aynı şey değil ama, geçmiş değiştirilebilir.
Sizi bugün tutsak eden yanlış bilgileri düzelterek geçmişe bakmaya hazır mısınız? Soru bu...
Üstelik bu iş o kadar karmaşık ki, insan haksız olmayı sindirebildiği kolaylıkla, haklı, mağdur olduğunu sindiremiyor içine.
Çünkü insanın içindeki adalet duygusu haksız olmayı uzun süre taşıtmaz; ama kibir, mağdur olduğumuz gerçeğini daha uzun süre bastırmaya muvaffak olur.
Bir insan, bir millet, üstelik geçmişi bu kadar unutturulmuş, anılarına bu kadar tecavüz edilmişler olarak, bizi aslında bugüne taşıyacak, sağaltacak bir tarafsızlıkla, geçmişle karşılaşmaya hazır mıyız?
Hazır mıyız, hazır mısınız, hazır mıyım bilemem, ama bu olmadan, huzur gelmeyecek.. ne yüreklere, ne de bu ülkeye. Yine romandan bir alıntıyla kapatayım o zaman bu pazarı...
“Dilinizin ucuna damlatmaya başladığım bu şarabın tadı daha şimdiden sert geldiyse size, içine su katmak sizin elinizde... Şarabımız her ne kadar yıllanmış gibi dursa da, bu yaptığımız aslında yeniden mayalamak onu. Yeniden ezmek üzümleri ve yeniden damıtmak, damla damla. Katakompların zifiri karanlığında gizlenmiş eski tulumlar, içlerine dolduracağımız taze şarapları bekliyor.
Bizim işimiz de bu değil mi? Eski tulumlara taze şarap doldurmak...”
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019