Markar ESAYAN
İkinci Dünya Savaşı’nda insanlık o kadar büyük bir yıkımla karşılaşmıştı ki bu dibe vuruşun daha iyi bir dünya düzeni için bir şok etkisi yaratması beklenirdi. Aslında böyle bir eğilim de yok değildi. Çok ilginç veya hiç ilginç olmayacak şekilde, toplum veya zamanın ruhu, muzaffer olsun veya olmasın, eski aktörleri tasfiye etmeye çalışıyordu. Nazilere karşı etkin mücadele veren Avrupalı komünistlerin yerine (İtalya’da durum biraz farklıydı) Sosyal Demokratlar veya sosyalistler öne çıkıyor, muzaffer Churchill sahneden iniyordu. Umut çok lazım olan bir duyguydu. Bunun için unutma ve yıpranmamış aktörler gerekliydi. Bir yandan da Amerikan çağı başlıyordu. Çünkü Amerikan doları ve askeri olmadan Avrupa’nın içine düştüğü utanç ve yıkımdan çıkması mümkün değildi.
Bir Avrupalı siyasetçi, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupası’nda yaşamakla ne kadar şanslı olduğunu ifade edecekti. İsmini hatırlayamadım. Bu söz bana çok dokunmuştur. Çünkü Avrupa gerçekten çok kısa bir sürede bir refah dönemine girmiş, kaynaklar tükenene kadar bu süreç devam etmişti. Ama bu geçici dönem sadece bir yanılsamaydı…
Daha da vahimi, bu sahte refah laboratuvarının sadece ABD ve Avrupa’yı kapsamasıydı. Sömürgecilikten vazgeçilmemiş, Batılı kardeşler arasında bir tür barış sağlanmış, egemenlik alanları ABD-SSCB dengesinin yardımıyla yeni bir tanzime tabi tutulmuştu. Sanki kardeşler, “dünyanın geri kalanını sömürmek varken, birbirimize düşerek hata yaptık” der gibiydi.
Arakan’da yaşanan vahşetin, oradaki doğalgaz ve petrol rezervleri olduğu açık olduğuna göre, zihniyet açısından değişen bir durum olmadığını sürekli görüyoruz. Türkiye’nin Arakan’a sahip çıkması ise takdir değil, öfke çekecektir. Çünkü ezberi bozmaktadır.
Öte yandan, BRIC ve Türkiye gibi ülkelerin dünya sahnesine güçlü bir şekilde dönmeye çalışmaları da darbeler, toplumsal olaylar ve etnik sorunlar kışkırtılarak engellenmeye çalışılıyor.
Bir önceki yazıda tarif edilen duruma Türkiye gibi ülkelerin eklemlendiği yer burası. Şüphesiz Batı’nın bir İslam, Osmanlı ve özellikle Avrupa’nın bir Türk alerjisi vardır. (Erdoğan’nın şahsında İslam ve Türk olgusunun birleşmesi devreleri yakmıştır.)
Ancak, Avrupa’nın göbeğinde Bosnalı Müslümanlar katledilirken, 800 bin Hıristiyan da üç ayda Ruanda’da palalarla kesilerek öldürülmüştü. Bosna’ya ABD müdahale etti ama Ruanda’ya kimse kulak asmadı. Bosnalı Müslümanlar Ruandalı Hıristiyanlardan daha “değerli” olduğu için değildi bu. ABD’nin Avrupa’nın polisi olduğunu hatırlatmak için bir tür fırsattı.
Türkiye bu paylaşım kavgasında hem ahlaki hem de aktör olarak varlık gösterdiğinde, hedef ülke olarak belirlendi. Brezilya ve diğer örnek ülkelerde olduğu gibi… Kontrol edilmek istemeyen ve bunun için anlamlı adımlar atan ülkelerin dini, ırkı, coğrafyasından bağımsız olarak hedef olacağı görülmeli. Ancak ana öteki olan İslam ülkelerinin işi çok daha zor olacaktır.
Mesele, dünyada adil paylaşıma uygun bir ahlak ve zihniyetin tesis edilememesidir. İki büyük dünya savaşının dersleri dahi bunda muvaffak olamamıştır. Bu başarısızlık, ülkeleri diğer karanlık alanda mücadele etmeye, o kurallara tabi hareket etmeye zorlamaktadır. Türkiye’nin yaratacağı fark da burada olmalıdır. Belki öfke çekmemizin bir nedeni de farklı bir ahlakın işaretlerini vermemizdir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019