Mehmet TEZKAN
İki kadim arkadaş, AKP’nin iki kurucusu, iki ağır topu, halef/selef başbakan, halef/selef cumhurbaşkanı son noktayı koydu. Köprüleri attı, gemileri yaktı, yollarını ayırdı.
Henüz birbirlerini açıkça suçlamadılar.
Henüz birbirlerine eleştiri oklarını yönetmediler ama kılıçlarını çektiler, bekliyorlar. Sıcak örnek; Gül gezi eylemleriyle gurur duyduğunu, çevreci protesto olduğunu söylemişti. Erdoğan dün yanıt verdi. "Her kim Gezi’yi masum çevreci hareket olarak tanımlıyorsa ya gafildir ya da taammüden bu ülkenin ve milletin düşmanıdır" dedi.
Sözün adresini sormaya gerek var mı?
İadeli taahhütlü mektup gibi..
Gezi davası, Rusya ile İdlib atışması, Şam ordusuyla konvansiyonel harp ihtimali ister istemez 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün sözlerini arka plana attı. (Yeri gelmişken sormak isterim. Tayyip Erdoğan kaçıncı cumhurbaşkanı? 97 yıllık TC’nin 12. Cumhurbaşkanı mı, 1.5 yıllık yeni Türkiye’nin 1. Cumhurbaşkanı mı? Saray çevresinin yaklaşımını merak ediyorum) Oysa sadece AKP daha doğrusu Erdoğan ile yollarını ayırdığını ilan etmedi. Bugünkü yönetimin birçok kararına da karşı çıktı.
Temel ayrılık rejim/sistem konusunda.
Gül, Türk tipi başkanlık modeline karşı olduğunu parlamenter sisteme dönmenin şart olduğunu savunuyor.
Cumhurbaşkanıyken de parlamenter sistemin Türkiye için daha doğru olduğunu belirterek bir anlamda günah çıkartıyor ama!..
Aması şu; Gül referandum öncesi AKP/MHP ortaklığının önerdiği rejime/sisteme açıkça karşı çıkmadı. Önerilen sistemin yanlışlarını anlatmadı. Referandum sürecinde televizyona çıkıp konuşmadı. Mikrofonu eline almadı. Halka hitap etmedi. Seçmene yol göstermedi.
Tavrını net biçimde ortaya koysaydı, AKP seçmenine hitap etseydi, bu model yanlış deseydi bugünkü Türkiye farklı olurdu..
Tek adam rejimi kurulmazdı.
O günlerde davaya ihanet etmemek daha önemliydi! 40 yıllık uğraşıyı heba etmemek de diyebiliriz!
Gül, Suriye politikasını da S-400 füzelerinin alınmasını da yanlış buluyor. TBMM’nin önemsizleştiğine dikkat çekiyor.
Uzun söyleşinin sonunda; Ali Babacan’ın kuracağı partiyi destekliyorum diyerek noktayı koydu.
İlginç olan Gül’ün bu mesajları Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen Karar gazetesi üzerinden yapması.
Gül, ilk seçimde cumhurbaşkanı adayı olmaya soyunur mu bilinmez. Ama bilinen bir gerçek var, siyasetti ayrışma yönetim biçimi üzerinde şekilleniyor.
Gerisine şimdilik teferruat olarak bakılıyor.
Türk usulü başkalık rejimini isteyenler bir cephede...
Parlamenter sisteme dönmek isteyenler öteki cephede yer alacak.
Belli ki; Kürt meselesine bakış, Suriye politikası, ABD/Rusya ilişkileri, ekonomi de izlenecek yol, yöntem konuşulmayacak bile.
Erdoğan yeniden seçimi kazınıp devlet başkanı ve iktidarın yegane temsilcisi olmayı sürdürürse hayat böyle devam edecek. Erdoğan o günün koşullarına göre yeni politikalar inşa edecek.
Parlamenter sistemi isteyenler kazanırsa (CHP/İyi parti/ HDP/ Saadet/ Gelecek Partisi ve Babacan’ın kuracağı parti) ister istemez geçiş süreci yaşayacağız.
Çünkü o ittifak da aday çıkaracak. Kazanırsa parlamenter sistem sözü veren o ittifakın adayı da bir süre yürütmenin yegane temsilcisi olacak.
Anayasa'dan Kürt meselesine, ekonominin rotasından dış politikaya kadar Türkiye’nin ana sorunları o süreçte masaya yatırılacak.
Bu işin ikinci safhası. Bugünden şu söylenebilir: Seçim sürecinin iki ana aktörü olacak.
Erdoğan ve Gül..
Gül cumhurbaşkanı adayı olsa da olmasa da atışma, çekişme, sürtüşme, polemik ikisi üzerinden yürüyecek.
Gül’ün çıkışı bunun işaretlerini verdi...
Onlar artık rakip...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.09.2025
24.09.2025
18.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
3.08.2025
7.07.2025
13.01.2025
6.01.2025
27.02.2023