Mesut YEĞEN
Önce Ankara’da, ardından İstanbul’da yapılan intihar saldırılarının ardından sorulan iki sorudan bahsediyorum. İntihar saldırılarına, saldırıların yarattığı insani yıkıma, saldırıların ardından oluşan korku ve kapanma hallerine alışalım mı, alışır mıyız? Milletçe, memleketçe bu soruları soruyoruz şimdi. Lafı dolandırmadan kendi cevabımı vereyim: (Mümkünse) alışmayalım ve evet, elbette alışabiliriz, başkalarının ve aslında bizim de çoktan alışmış olduğumuz gibi.
Alışmayalım çünkü, alışmak, şimdiye kadar bildiğimiz haliyle insanlığımızdan çıkmamız demek. Sağda solda patlayan bombalarla, ölümlerle yaşamaya alışmak, hayattan vazgeçip, şiddete, korku ve tedirginliğe belenmeye razı olmak, etkileri sadece kendi fani hayatlarımızı değil, çocuklarımızın, torunlarımızın hayatlarını kuşatacak bir kötülük durumuna yuvarlanmak demek. Hayatın güvenlikte olmaya indirgendiği, herkesin bir diğerinden düşman yarattığı, herkesin bir diğerinden yarattığı düşmanı ezecek demir yumruğa bel bağladığı bir hale düşmek istemiyorsak alışmayalım hakikaten.
Lakin, alışabiliriz, başkalarının kolayca alışabildiği, hatta aslında bir kısmıyla bizim de çoktandır alıştığımız gibi. Çoklarına bir başka ülkede yaşanmış gibi gelebilir ama onbinlerce insan geride kalan otuz senede Türkiye’de yaşanan çatışmalarda öldü, keza binlerce köy Türkiye’de boşaltıldı, pek çok intihar bombacısı Türkiye’de kendini patlattı. Aslında geride kalan otuz yıla gerek yok, daha yeni, geride kalan birkaç ayda yine Türkiye’de şehirler yıkıldı, yüzlerce insan çatışmalarda hayatını kaybetti. Bir kısmıyla ‘bizim buralarda’, İstanbul’da, Ankara’da yaşanmadığından Türkiye’de yaşanmış gibi hissetmedik belki, ama aslında bir kısmıyla bunlarla yaşamaya usul usul alıştık da. Dolayısıyla, şehirlerimizde her gün birilerinin kendilerini patlatmasına da alışabiliriz.
Nitekim, bizim gibi başka insanlar, başka toplumlar çoktan alışmış görünüyor. Irak’ta, Suriye’de yüz binlerce insan daha düne kadar alışveriş yapıp, komşuluk ettiklerince öldürülüyor, bombalanıyor ve ama ‘hayat da devam ediyor’. Suriyeliler, Iraklılar çok değil belki birkaç sene sonra büyük bir utançla, büyük bir hayıflanmayla hatırlayacakları berbat bir hayata epey bir zamandır alışmış görünüyor. Çaresizlikten elbette, alışmaktan başka bir şansları kalmadığından. Dolayısıyla, evet, çaresiz kalırsak, biz de pekala alışırız bu türden bir zillet haline. Bizden önce başkalarının da alıştığı gibi. Toplama kampındaki hayata bile alışabilmiş bir fıtrata sahip mahluklarız ne de olsa.
Öte yandan, bundan seneler sonra, yaşamış olduğumuz, engelleyemediğimiz için utanacağımız, hayıflanacağımız bir hayata alışmak istemiyorsak eğer, bu patlayan bombalara, şehirlerin yıkılmasına, hiç bitmeyecekmiş görünen çatışma haline yol veren ve kendi ellerimizle inşa ettiğimiz vasatı ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu vasatın ne olduğu da sır değil: Kürd meselesi ve Suriye meselesinin iç içe girdiği bir vasat sebebiyledir ki alışırsak insanlığımızdan çıkacağımız bir günlük hayatın eşiğinde duruyoruz bugün.
İnsanlığımızdan çıkmak, hayatı güvenlikte olmaya indirgemek, çocuklarımızın, torunlarımızın hayatlarını kuşatacak bir kötülük durumuna yuvarlanmak istemiyorsak, Kürd meselesinde, Suriye meselesinde bir zamandır peşine düşülen yollardan nasıl dönülür, acilen bunun üzerine düşünmemiz gerekiyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2025
5.09.2025
24.08.2025
9.08.2025
19.07.2025
13.07.2025
29.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
18.05.2025