Murat BELGE
Türkiye'de siyaset hayatını uzunca denecek bir zaman gözlemlemiş birinin ilk öğrendiği, bir ders olarak çıkardığı şey, olanlar karşısında şaşırmamaktır. Gözlemlediği olaylar bunun için gerekli "antrenmanı" vermiştir zaten. Burada çalışan, sanırım Amerikalı bir gazeteci, "Bu ülkede siyasi yorum yapmak için önce olup bitenleri dikkatle izlemek gerekir" demişti. "Bu incelemeyi yaptıktan sonra bunun akli sonucunu çıkarırsınız ve ‘tahmin' olarak bunun tersini söylersiniz. O zaman doğru tahminde bulunmuş olabilirsiniz."
Merkezinde Meral Akşener'in yer aldığı karmaşa, bu gözlemcinin gözlemini "doğruluyor" diyemeyeceğim, çünkü, evet, doğrulamasına doğruluyor ama onun içinde olmayan yeni ögeler de sunuyor. Çünkü, örneğin "dayatma" diyor, bir "oldu-bitti"den yakınıyor. Yahu, bir yılı aşkın bir zamandır Kılıçdaroğlu'nun "aday" olabileceği konuşuluyor; siz de iki günde bir toplanıp aranızda konuşuyorsunuz; şimdi "şaşılacak" bir olaydan söz etmenin alemi var mı?
Daha tuhaf olanı, Meral Akşener (ve belli ki partisinden birileri) Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş'tan birinin aday olması gerektiğini ileri sürüyor. Şimdi, bir "şaşırtıcı" haber de o canipten gelir mi, bilmem ama, şimdiye kadar bir parti önderinin başka bir parti üyesinin aday olmasını (böyle dramatik gelişmelere yol açarak) önermesi görülmemişti. Akşener'in önerdiği iki kişi de Kılıçdaroğlu'nu çiğneyerek böyle bir serüvene atılmayacaklarını birkaç kere söylemişti. Bunlar bir araya gelince ortaya karmakarışık bir manzara çıkıyor.
Ne diyordu Amerikalı uzman? "En rasyonel" ihtimali hesapla, sonra bunun tersinin olacağını söyle, diyordu. Bu oldu mu? Oldu. Neresinden tutsan ayakta duramayan bir yapı. Gelgelelim, tarihimizde bolca rastladığımız benzer olayların büsbütün "irrasyonel" olduğu kanısında değilim. Böyle bir kanıya varmak için önce neyin "ratio" olduğunu saptamak gerek diye düşünüyorum. Bir olayı izliyorum, "şöyle şöyle olmalı" diyorum; ama tersi oluyor. Peki olayı meydana getirenler, işin benim istediğim yere varmasını sahiden istiyorlar mı? Benim istediğim "ratio" değil de, onların aslında istediği çok başka şeyin "ratio"suna uygun bir davranış gösteriyor olamazlar mı?
Benim elimde hiçbir bilgi yok, ama böyle bir ihtimal olduğuna işaret eden epey kötü koku alıyor burnum. Bu davranış İyi Parti'nin bundan sonraki başarısı çerçevesinde olumlu bir izlenim yaratmıyor, tam tersine, bir "fatiha" öncesinin haberini veriyor. Ama sorun, aranan şeyin "İyi Parti'nin bundan sonraki başarısı" mı, yoksa başka bir şey olduğu mu.
Bu konuyu tarihe bırakalım; tarih, kendi sırlarının çözümünde Türkiye'ye yardımcı olmamıştır ama ne yapalım, elimizde başka bir ölçü de yok.
Olay oldu; bu, "olan oldu" anlamına mı geliyor? İki buçuk ayı bulmadan kendimizi seçim ortamında bulabiliriz. Bu önemli olay, bu yarılma, böyle bir seçimin sonucunu nasıl etkiler?
İlk ağızda akla gelen, bunun AKP'ye ve Erdoğan'a yarayacağı. Evet, mantıken, onlara yarayacağı beklenir. Onlara muhalefet eden "cephe" parçalandı. Hem öyle efendi efendi bir üslupla değil, yemesi yutulması zor suçlamalar, nitelemelerle parçalandı. Millet ittifakı için zor bir durum. İktidarla ideolojik mücadelesi bir yana, kendi başına geleni nasıl açıklayacak? Başkalarının da benzer biçimde kopmayacağının güvencesini nerede bulup gösterecek?
Ve böyle bir olayın o muhalif cephede yaratacağı moral bozukluğu nasıl onarılabilecek? Bu kesim, kıvançla, en büyük kıvançla, böyle bir ittifakı kurmuş ve bu kadar zaman bunu başarıyla sürdürmüş olmalarının keyfini sürüyorlardı. Şimdi "Türk karamsarı" (kendisi oldukça sık rastlanır bir şahsiyettir) çıkıp "Al işte! Bu da buraya kadar! Bizim yapıp yapacağımız bu kadardır!" dediğinde buna karşı ne söylenebilir?
Göreceğiz. Ben kendi hesabıma bununla "İş bitti" aşamasına gelmediğimizi düşünenlerdenim. Bir kere, zaten genel olarak "iş bitmez". Ama "genel olarak" değil de, bu özgül olay çerçevesinde de işin bittiğini düşünmemekten yanayım. Akşener'in yaptığı iş, davranış, tavır ortalama insan vicdanının, aklının, ahlakının, değerlerinin kabul edeceği bir şey değil. Dolayısıyla ters tepmesi de mümkün. Toplumun AKP ile yaşadığı "duygusal" durumu ne zamandır izliyoruz. Toplum her gün bu iktidarın yeni bir marifetini görüp öğrenmek, bu adamlarla söyledikleri arasındaki uçurumu değerlendirmek durumunda. Bu gördükleri arasında çeşitli karakuşi davranışlar da hatırı sayılır bir yer tutuyor. Bunlar, bu ilişkinin erken dönemlerinde genellikle olduğu gibi "Vay be! Bunu da becerdiler!" şeklinden çok "Yuh ulan! Bunu da mı yaptılar?" şeklini alıyor. "Becerikli" olmanın bu türlerinden gitgide soğuduklarını da söyleyebiliriz. Çünkü başlangıçta bu çeviklik topluma yabancı bir bürokrasinin koyduğu "yasaklar" duvarını delmek için yapılıyor ya da öyle olduğuna inanılıyordu; zamanla bunun öncelikle kişisel çıkarlar için yapıldığı anlaşıldı.
Daha ince hesaplara bakıldığında, örneğin Akşener'in partisinin kompozisyonunu gözden geçirmek gerekiyor. Bunların bayağı büyük bir kısmı öncelikle Erdoğan rejimine karşı oldukları (ve kafalarına uyan başka parti bulamadıkları) için İyi Parti'ye oy vereceklerini söyleyen kimseler. Yani şimdi bunlar Meral Hanım böyle dedi diye AKP'ye oy mu verecek?
Bu bir yanı ya, bir de "Altılı Masa" dediğimiz gruplaşma içinde İyi Parti'nin oynadığı "tıkaç" rolünü düşünmek bana çok daha önemli görünüyor. Bu rolün başında da HDP'ye, yani sonuçta Kürtler'e karşı alınan tavır geliyor. Bu "tavır" bir ayıptır; bizi bir araya getiren konu demokrasidir iddiasını yutulması zor bir lokma haline getiren bir tavırdır ve bunun bir "tavır" olarak sürdürülmesinde masanın bütün "sakin"leri bence "suç ortağı" olmuştur. Ama öyle de olsa bunu zorlayan İyi Parti olmuştur. Bu çerçevede, Bu partinin ya da orada bu anlayışı bayrak edinenlerin gitmeye karar vermesi bir kayıp değildir; bir safradan kurtuluştur. "Demokrasi cephesi" olma iddiasıyla biçimlendirilmiş bir birliktelik içinde, şu depremlerde görmeye alıştığımız "sahte kolonlardan" biri gibiydi İyi Parti. Aslında, bütün yapmacıklığıyla, sindirilmemişliğiyle, gene de bir şanstı orada bulunmak orada bulunanlar için. Ama bu kapı kapandı.
AKP —bu ekşi olayın da yardımıyla— seçimi kazanabilir. Bunun için yapmayacakları hiçbir şey olmadığını tekrar tekrar görüyoruz. Olabilir, ama "iş bitmez". Demokrasi kültürünün büyük kısmı, demokrasi için mücadele verirken edinilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025