Murat BELGE
AKP'nin Millet Meclisi'nde görev yapan kadroları patırtılı ama etkisiz bir muhalefetin çabalarına karşın anayasa değiştirme prosedürünün birinci aşamasını tamamladılar. Bunun arkası da uzun boylu arıza çıkmadan gelecektir diye tahmin ediyorum.
Anayasa değişikliği bir ölçüde yeni bir şey olmayacak; söylendiği gibi, de facto olmakta olan şeyin onaylanması olacak. Yani "yasa" arkadan gelip kendi yokluğunda zaten yapılmış ve olmuş şeyleri yasallaştıracak. Dünyada "normal" kabul edilen prosedürlerin tam tersi, ama, olacak o kadar, "Burası Türkiye!"
Gene de "hiçbir yenilik" getirmeyecek diyemeyiz. Şu ana kadar yürürlükte olan tarzı değiştirmeyen ama derinleştiren bir yeni evreye gireceğiz. Şimdiye kadar bir çok olay "keyfî" miydi? Bundan böyle "keyfî" olmak kural haline gelecek. OHAL'in "olağanüstü"sü olağanlaşacak. Bunları "olacak" diye, "gelecek zaman" kapsamında söylüyorum, çünkü amaç böyle, plan böyle. Planı gerçekleştirmek için gerekli fiziksel kapasite de var gibi görünüyor.
* * *
AKP'nin ve önerinin şu anda iki bir yol haritası var; iki yol, birbiriyle sık sık kesişerek devam ediyor:
-
Toplumu dönüştürmek;
-
İktidarı korumak.
Birinci, ikincinin amacı gibi görünüyor ama aslında her şey ikinciye bağlı.
"Toplumu dönüştürme" denince bundan bütün bir "Batılılaşma tarihi"nin silkelenmesini anlayabiliriz. Onun için, şu sıra bir yandan süren "sistem değişikliği/rejim değişikliği" tartışması çok anlamlı değil. Çünkü tasarlanan değişiklik bu terimlerin anlattığından daha geniş kapsamlı; "rejim" falan değil, bütün bir kültürün değişmesi söz konusu.
Ama aynı zamanda, bütün bunlar bildiğimiz "iktidar" konumuna bağlı. Yani son analizde bir "kol güreşi" söz konusu.
AKP "sistem değişikliği" diye ısrar ediyor. Ama öyle olmadığını da en iyi bilen AKP.
Bu arada anlamadığım tartışmalar oluyor. Birileri AKP'ye, "Bunları Erdoğan için yapıyorsunuz. Ama ya ileride başkası seçilirse ne olacak?" diye sordu. Bu konu şimdi geldi, bu "ya seçilirse" denen meçhul kişiye dayandı. Herhangi bir meçhul kişinin bu yetkilerle neler yapabileceğini bugünden görmemiş gibi, "ya seçilirse" diyorlar.
* * *
Geçenlerde Abdullah Gül'ün bir beyanatı her nasılsa medyaya "sızdı." Gül, hatırladığım kadar, saldırıları, suikastları vb. kınıyor, ama aynı zamanda, bunların olamayacağı bir siyaset yapmanın önemine değiniyordu.
Çok doğruydu söylediği.
* * *
İşin tuhafı, üç dört yıl öncesine kadar Türkiye onun dediği türden bir siyasette yürüyordu yolunda. Bu yürüyüş tarzı ona Türkiye içinde destek kazandırıyordu. Yüzde otuz iki gibi bir oranla ilk seçimini kazanmış ve bunu istikrarla yükseltmişti. Başından beri, ciddi bir muhalefeti göğüslemek durumundaydı, çünkü bu muhalefet daha AKP yokken de vardı.
Bu yıllarda AKP demokratik meşruiyet sınırları içinde kalmasını bildi; sınırları zorlayan bu muhalefet oldu.
Yalnız "Türkiye içinde" değil, dünyanın büyük bir kısmında (demokratik dünyada) takdirle izleniyordu AKP'nin gidişi. Beklenmedik bir fenomenle karşılaşmanın verdiği şaşkınlık vardı. Sevinçli bir şaşkınlıktı bu.
Gezi'ye kadar böyle geldi. Herhalde değişeceği vardı, değişti; yoksa bu 180 derecelik dönüş bir tek o olaya bağlı olamaz. Neyse, şimdi konumuz bu değil. Konumuz, AKP iktidarının bunu bir zaman yapmış, ama şimdi bundan vazgeçmiş olması.
Vazgeçince ne olmuş? İktidara bakarsak, ortalık düşmanlarla kaplanmış, sürekli saldırı altındayız vb. Bu lafları da gayet iyi biliyoruz, çünkü her gün yeniden dinliyoruz. Ve en azından bazılarımız bunların gerçeklikle hiçbir ilişkisi olmadığını gayet iyi biliyor.
Ama "önceki" ve "şimdiki" arasındaki farklılık gerçekten çarpıcı. Öyle yürüyen bir toplum şimdi ne oldu, nasıl oldu da böyle yürümeye geçti, akıl alır gibi değil.
Ekonominin kötü gitmeye başlaması (ve daha da kötüye gideceğinin sinyallerini vermesi) ekonominin kendinden önce siyasetin sonucu.
* * *
Haziran seçiminde uğranan kayıp bu yeni siyaseti perçinledi. "Toplumu dönüştürmek/iktidarı sürdürmek" ikileminden söz ettim. Şimdi asıl önemli iş iktidarı sürdürmek. Bunun en iyi yolunun gerilimi sürdürmek olduğu yolunda bir kararlılık oluşmuş gibi görünüyor. Böylece dediğim o iki yol, iki makas, birbirinden ayrılmaya başladı. "İktidarı sürdürmek" büyük bir önem kazandı. Ama öyle anlaşılıyor ki bunun için seferber edilecek araçlar tek bir geleceğe işaret ediyor. Totalitarizm.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025