Mustafa Karaalioğlu
Dünya ile ilişkilerimizin hal ve gidişinin pek makbul olmadığı aşikardır. Birçok ülkeyle ve bir o kadar da müttefikle aramız bozuldu ve telafi edici bir politika da tatbik edemiyoruz. Kimileriyle ciddi çıkar çatışması, kimileriyle politik faktörler, kimileriyle karşılıklı gerilimin kaçınılmaz sonucu olarak aramız açılıyor. İçinde bulunduğumuz durumun birden çok sebebi vardır ama bizim bakmamız gereken tek sebep kötü ilişkilerde problemin ne kadarının bizden kaynaklandığıdır.
***
Öte yandan, Türkiye’nin dünyadan vazgeçmek şöyle dursun herhangi bir ülkeyi kaybetmek lüksü olmadığını da biliyoruz. Sadece bizim ligimizde bulunan ülkeler için değil demokrasiyle idare edilen bütün ülkeler için, uluslararası finans ve diplomasi düzeniyle iyi ilişki sürdürmek kaçınılmazdır. ABD için de Fransa için de İngiltere için de Mısır için de Katar, Hindistan, Çin için de…
Bilhassa Türkiye… Hem uluslararası ticaretten daha fazla pay almak zorunda olan hem de içerideki ve çevresindeki güvenlik problemleri nedeniyle ittifaka lüzum duyan bir ülke olarak her dostluk, refah ve güvenliğe tekabül etmektedir. İşlerin yolunda gittiği zamanlarda bazı ülkelerle özellikle güvenlik işbirliği konusunda tatminkar ilişkiler kuramamış olmamız bile bu kuralı değiştirmez. Her halükarda iyi diplomatik ilişki kötüsünden iyidir ve güven vericidir. Bu kanaati hükümet yetkilileri paylaşıyor olmalı ki, en sert açıklamaların ardından bile bu düzeni korumayı amaçlayan sözler duyuyoruz. Yani her şeye rağmen, her türlü kızgınlığa karşı bizim için de gerilimin sürdürülemez bir boyutu vardır.
Son günlerde Almanya ile tatsız bir dönem yaşıyoruz. İki ülke arasında karşılıklı olarak bugüne kadar duyulmamış ağır sözler ve tavırlara şahit oluyoruz. Öncesinde Hollanda ve Avusturya ile de bunları yaşadık ve o sorunlar da hâlâ masada duruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet sözcüleri sık sık bu konuya değiniyor ve mealen “Bizim bir yanlışımız olmadı. Almanya seçime gittiği için bizimle sürtüşmeyi bir seçim malzemesi olarak kullanıyor” diyorlar. Doğrudur…
Problemin bu yönünü teslim edelim. Seçime giden Almanya, Hıristiyan Demokratlardan Sosyal Demokratlara, Yeşillerden ırkçı partiyle kadar bütün siyasi üniteleriyle Türkiye’ye yükleniyor. An itibariyle Almanya siyasetinde Türkiye’ye sempati sözleri söyleyen, söyleyebilen bir unsur bulunmuyor. Bununla birlikte Almanlar da gerilimin tümden ilişkileri koparma aşamasına gelmemesi gerektiği konusunda hemfikirdir.
Almanya’nın bize karşı tutumunun tek gerekçesi seçimler değil ama bütün bu gürültüyü eylül ayında yapılacak seçimler için kopardıklarını varsayalım. O zaman sorun ve soru şudur: Türkiye neden Avrupa için bir seçim malzemesi haline geldi? Bugüne kadar olmayan şey neden olmaya başladı?
***
Türkiye, yakın zamana kadar Avrupa’nın hayranlık ifade ettiği, yükselen yıldız diye payelendirdiği bir ülkeydi. Aynı partiler hatta aynı liderler yaşadığımız demokratik ve ekonomik sıçramayı takdir etmekle meşguldüler. Avrupa medyası da bugün yansıttığı nefretin zıddına hikayemize övgüler diziyordu. Ve mesela Almanya’da liderler üç beş Türk seçmenin oyunu almak için çabalayıp duruyorlardı. Avrupalı politikacılar için “Türk dostu” olarak tanınmak bir sorun değil avantajdı…
Bugün ise tablo farklı ve tatsızdır. Bu yeni durumu muhakkak surette aşmalıyız. Türkiye’ye düşman olmayan partilerin ve politikacıların seçimlerde sıkıntı yaşaması bize yaraşan bir durum değildir. Birlikte görünmekten kaçınmaları, kabul ve tahammül edebileceğimiz bir tavır da değildir.
Dünyada birçok ülke dururken “Neden Türkiye?” diye kendimize soralım ve hem muhataplarımıza koz vermeyelim hem de görüntümüzün bozulmasına müsaade etmeyelim.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025