Mustafa Karaalioğlu
Dış politikada girdiğimiz yeni kulvar, uluslararası alanda dostluk ve işbirliğine duyulan ihtiyaçtan önce içeride güçlü dayanışmayı gerektiriyor.
Ne var ki dışarıda imkansız hale gelen diplomatik işbirliği şöyle dursun içeride de kutuplaşmayı azaltıcı bir girişime tevessül eden yoktur. Tabiatıyla böyle bir manzara, hem ülkenin elini zayıflatıyor hem de meselenin netice almaktan ziyade kamuoyuna heyecan vermek olduğu iddiasını güçlendiriyor.
Oysa Türkiye özellikle Doğu Akdeniz’de bugün olduğu gibi onyıllardır haklı tezlere sahip bir ülkedir. Şimdilerde temposu biraz düşmüş olmakla birlikte Kuzey Suriye ve Irak sınırındaki operasyonlarında milli güvenlik meselesini bertaraf etmekte de yine son derece haklıdır. Ne Yunanistan Ege’yi kendisi için sınırsız bir çıkar alanı olarak kullanabilir ne de güney ve güneydoğu sınırımızdaki terör potansiyeline sessiz kalmamız beklenebilir. Her iki dosyanın içinde de Türkiye’nin haklılığını apaçık gösteren ve itirazı mümkün olmayan unsurlar vardır. Böyle olduğu içindir ki Irak-Suriye meselesi de Ege problemi de bütün hükümetlerin peşini bırakmadığı, zaman zaman askeri ve diplomatik hamlelerle Türkiye’nin varlığını gösterdikleri alanlar olmuştur.
Şimdi de öyle ama bir farkla. Yükümüzün bir kısmını alacak ve işimizi kolaylaştıracak diplomatik enstümanlar büyük ölçüde kullanım dışındadır. Türkiye’nin dünya ve Avrupa pazarındaki sempatisi iyiden iyiye azalmıştır. Böyle olduğu için de işin içinden sıyrılmak için “Zaten herkes bize düşman” kolaycılığına sığınmış haldeyiz. Madem herkes bize düşman o zaman teker teker gelsinler noktasına kadar geriledik, bekliyoruz.
Peki içeride? Burada da herkes düşman. Muhalefet zaten Yunan ağzıyla konuşuyor, destek verenlerin tamamı numaracı! Hepsi işbirlikçi, dış güçlerin adamı, karanlık oyunun piyonları vesaire…
Bir ucu hergün askeri seçenekleri telaffuz ettiren büyük ve ağır bir dış politika mesaisinde politik psikolojinin özeti bundan ibarettir. Hükümete ve hükümet sözcülerine göre dışarıda ve içeride düşmanlarla çevriliyiz. Söylemeye gerek yok; bu hal gayet tabiidir ki ülkenin bu çok önemli meselelerinin mücadele ve çözüm potansiyelini zayıflatıyor. Hepsinden önce de gerçekçi değildir.
Dış politikada dostluklar -buna Avrupa Birliği’nin Yunanistan lehine tavrı da dahil- kara kaş kara göz hatırana teşekkül etmez. Geçerli olan kural, ortak çıkarlar ve sürdürülebilir işbirliğidir. Tıpkı Türkiye ile AB ülkeleri arasında bu iktidarın ilk 14-15 senesinde gerçekleşen ve hem ekonomik hem de politik alanlarda bize çok faydası olan iyi ilişkiler gibi. Bütün eksen değiştirme girişimlerine rağmen hâlâ en büyük ticari pazarımız Euro bölgesidir. Nasıl görmek isterseniz öyle görün ama Avrupa her zaman aynı Avrupa’dır. Haçlıysa Haçlı, düşmansa düşman. Tıpkı bugün olduğu gibi o zaman da tek ses, tek tavır yoktu. Türkiye’yi seven ülkeler çoktu ama istemeyenler hep vardı. Bugün de sevmeyenler çok ama isteyenler, destekleyenler yine var.
Hamasetin ve içeriye konuşmanın ömrü bir yere kadar… Kimseyi sevmek zorunda değiliz ama oyun kuralına göre oynanmalıdır. Ege ya da başka bir sahada avantaj elde etmek için ilişkileri diri, canlı ve verimli tutmaktan geri durmamalıyız. Dost artırıp düşman azaltmak budur ve en çok şimdi lazımdır.
Çık oradan gel içeriye. Türkiye, söylendiği gibi beka mücadelesi veriyorsa içeride de bütün siyasi kesimleri bu sürecin parçası yapmak, düşmanlaştırmamak, hedefe oturtmamak zarureti vardır. Bu çapta bir girişim için Türkiye’nin ileri sürdüğü pozisyonun saflarını içeriden ve dışarıdan güçlendirmekten daha etkin ve işe yarayan bir yol yoktur.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025
18.08.2025
16.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025