Osman CAN
Türkiye 1963’ten beri yurtdışına kitlesel göç vermiş bir ülke. Bu tarihten beri Türkiye nüfusunun hatırı sayılır bir kısmı, bugün itibarıyla %4-6 arasında değişen bir oranı, yurtdışında yaşıyor.
Anayasa gereği egemenlik millete ait. Demokrasi gereği de bu egemenliğin yine milletin katılımıyla kullanılması gerekir. Bunun ilk ve asli yolu seçimler ve halk oylamalarıdır. Anayasanın egemenliği tarif eden 6. Maddesi’nde yazmasa da bu böyle.
Anayasanın 6. Maddesi egemenliğin “Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle” kullanılacağını söyler, ancak bu yetkilendirmenin sadece hukuki değil, aynı zamanda demokratik usullerle millete dayandırılması gereğinden bahsetmez. Bu da bu anayasanın antidemokratik ve vesayetçi özelliklerinden biri.
Bu bir tarafa...
Yine Anayasanın 79. Maddesi seçimlerin yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında gerçekleşeceğini söyler. Pek çok ülkede bunu parlamentolar yapar. Ancak Türkiye gibi, siyasal kararları “bağımsız” yargıya havale/delege etme takıntısının hâkim olduğu az sayıda ülkede, seçimlerin yönetim ve denetimi yargı organlarına verilir. 79. Madde bunun için Yüksek Seçim Kurulu diye bir kurul oluşturmuş. Üyeleri, 7 asıl ve 4 yedek olmak üzere, Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşuyor. Bu Kurul’un kararlarına karşı başka mercilere başvurulamaz. (Böyle denmiş olmasına rağmen geçen yerel seçimlerde YSK kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldığı ve mahkemenin de, başvuruları reddetmiş olmasa da “YSK kararlarına karşı başka mercie başvurulamaz” demediğinin altını çizelim).
Türkiye elitlerinin yargı ve siyaset ilişkisine yaklaşımı, demokratik siyasal kurum ve süreçlere karşı kuşkulu duruşları ve mümkün olduğunca tüm temel siyasal kararları demokratik siyasetten bağımsız kurumlara devretme sevdasının ürünü olarak YSK’nın pek çok sorunlu karara imza attığına şahidiz. Özellikle kritik dönemlerde, kritik isimlerin seçimlere katılmasının engellenmesi bu bağlamda unutulmayacak icraatlardan sayılır. Anayasa Mahkemesi’nin bu süreçlere katkısı da unutulacak cinsten değil.
Oy verme ve sayımı konusunda bugüne kadar istikrarlı ve güven verici bir tutumu olduğu şüphe götürmese de, aynı şeyi, YSK’nın seçimlerin öncesine kadarki uygulamaları konusunda ileri sürmek zor gözüküyor.
Bu uygulamaların en çarpıcı olanı yurtdışında yaşayan vatandaşlar (YDYV) konusunda mağduriyetlere yol açıyor. Anayasanın 67. Maddesi devlete yurt dışında yaşayan vatandaşların oy kullanması için gerekli tedbirleri alma yükümlüğü yüklüyor. Bu çerçevede hatırlanırsa 2008 yılında YDYV’nin mektupla o kullanması için yasal düzenleme yapılmış, ancak bu imkân CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru üzerine iptal edilmişti. Gerekçe ise gizli oy ilkesinin ihlal edilme ihtimali...
Bu yüzden sonraki yıllarda yapılan seçim ve referandumlarda YDYV oy kullanamamış ve egemenlik hakkından mahrum bırakılmıştı.
2012 yılında yapılan yeni düzenlemeyle 1963’ten bu yana ilk defa yurtdışında yaşayan vatandaşlar oy kullanma hakkı elde ediyor. Lakin gelen rakamlara bakıldığında seçmenlerin sadece %6,5’i oy kullanabilmiş. Nedeni ise çok açık: YSK anayasada ve yasalarda zorunlu olmayan ve yurtdışında uygulanma kabiliyeti bulunmayan randevu sistemindeki ısrarı.
Gerek Anayasa Mahkemesi, gerekse de YKS uygulamalarını, anayasal ilke ve kurallarına sıkı sıkıya bağlılık ile gerekçelendiriliyor.
Aynı ilke ve kuralların geçerli olduğu Avrupa ülkelerinde hem mektupla hem de elektronik yolla oy kullanmak mümkün. 298 sayılı yasanın 94/A maddesine göre bu da mümkün, ancak uygulanmıyor.
Sorun anayasal kuralların, öngörüldükleri temel hedefleri imkânsızlaştıracak şekilde yorumlanmasıdır. Seçim kurallarını, oy vermeyi imkânsızlaştıracak şekilde yorumlamak, seçim kurallarının amacı olmasa gerek.
Anayasada öngörülen “gerekli tedbirleri almak”, yasama ve yürütme ile birlikte aynı zamanda yargının da görevi.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015