Yasin AKTAY
2012 yılının ilk günlerinden itibaren siyasi durum ve gündeme dair kamuoyu yoklamalarının sonuçları bir bir yayımlanmaya başladı. Kamuoyu yoklamaları, kural ve yöntemlerine uygun yapılması şartıyla, siyaset yapıcıları veya toplum hakkında bir düşünceleri olanlar için çok önemli. Artık rahatlıkla "yeni" diyebildiğimiz Türkiye'nin bana göre en önemli parametrelerinden birisi uygulanan iç ve dış siyasetlerde toplumun sesine kulak verilmesinin tartışılmaz bir değer halini almış olması.
On sene öncesine kadar siyaset yapıcıları için halkın hangi konuda ne düşündüğünün hiç bir önemi yok gibiydi. Bir defa iktidara gelenin zaten bir sonraki sefer tekrar iktidara gelmek gibi bir umudu olamıyordu, çünkü siyaseti yapıyor görünenlerin yaptıkları siyaset üzerinde bir yetkileri yoktu. Çoğu önlerine halka hesap vermek zorunda olmayan vesayet odakları tarafından pişirilip konmuş programları uyguluyordu. O programların halk nezdinde kabul görmesi mümkün olmadığı için onları uygulayanların bir daha halktan yetki almaları mümkün olmuyordu. O yüzden her hükümet sadece vesayet odakları için tek kullanımlık araçlardan ibaretti. Dönemsel olarak yapılması gerekenler yaptırılıyor sonra halka geçici olarak umut aşılayan iktidar alternatifleri sonraki talepleri yerine getirmek üzere sıraya giriyordu.
Anlaşılması ilk anda zor olan "siyasi hayatlarına mal olacağını bile bile" (İHL'lerin orta kısımlarının kapatılması hadisesinde olduğu gibi) kendilerine emredileni yapmak durumunda kalan siyasetçilerin bu işgüzarlıklarıydı. Nitekim yaptıkları şeyler siyasi hayatlarına hemencecik mal oluyordu. Siyaset bir önceki seçimden bir sonrakine hiç bir partinin halk nezdinde en ufak bir güven hissetmediği bir alana dönüşüyordu. Öyle olunca kamuoyu yoklamalarının da pek bir anlamı olmuyordu. Durumu öğrenip morali erkenden bozmanın bir alemi yoktu. Bir dönemin kudretli paşasının Taha Akyol'a dediği gibi "sosyologlara danışıldığında azim ve kararlılık bozuluyordu", çünkü onlar yapılanların halk nezdindeki karşılığını göstererek kafa karıştırıyordu.
Askerlerde tam bir "kafa netliği ve kararlılık" olarak görünen bu şey siyasetçiler için çaresiz ve kaderci bir teslimiyet anlamına geliyordu.
Oysa şimdi yeni bir Türkiye var ve bu Türkiye'nin en önemli göstergelerinden biri halk ile devlet ricali arasındaki sürekli ve canlı iletişim. Yeni bir Anayasa için çalışmaları görülmemiş bir gayret ve heyecanla yürüten Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in halkın katılımını sağlamak, görüşlerini almak üzere açmaya çalıştığı iletişim kanalları başlıbaşına müthiş bir örnek. İlk başlarda sadece Turgut Özal Üniversitesi'nin katkısını almış olan çalışmalara bugün 65 kadar üniversite ve bir o kadar sivil toplum kuruluşu görüş bildirmiş durumda. Yeni Türkiye'nin siyaseti ve anayasası bu işte. Allah devamına erdirsin.
Yeni yılın ilk kamuoyu yoklamaları Andy & Ar, Metropoll, Anar ve Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından yayımlandı. Hepsinde de dikkat çekici olan özellikle sonuçların siyasi durumla ilgili sonuçların birbirine çok yakın çıkıyor olması, çok yakın zamanlarda yapıldığı için anketlerin birbirlerini sınayıcı bir işlevi de yerine getirmesi. Toplamda giderek halkın belli konulardaki görüşleri belli siyasetlere tepkileri hızla ölçülüyor ve bu da siyaset uygulamaları üzerinde ciddi anlamda belirleyici oluyor. Bu açıdan yeni Türkiye'de kamuoyu yoklamaları bir bakıma doğrudan demokrasinin en önemli kanallarından birini oluşturuyor denilebilir.
SDE'nin üç ayda bir Area Araştırma ile yaptığı çalışma bu sefer 2011 yılının olaylarının bir değerlendirmesi şeklinde oldu. Araştırmada, siyasi partilerin seçmen desteği, seçmenin oy verme davranışı, hükümetin ve politikalarının performansı, devlet adamları ve siyasetçilerle ilgili kanaatler, PKK –KCK ve terör operasyonları, 1938 Dersim olayları tartışmaları, Cumhurbaşkanlığı, dış politika ve AB ile diğer gündem konuları konu edilmiştir. NUTS-1 bölgeleme sistemine göre toplam 14 ilde 58 ilçe ve şehir merkezi esas alınmış bu merkezlerde 23 – 27 Aralık 2011 tarihleri arasında seçmen özelliğine sahip 2.102 kişi ile gerçekleştirilmiş.
Son seçimlerden 6 ay kadar sonra tablonun AK Parti lehine 3 puan CHP aleyhine 1-2 puan kadar değişmesinin dışında ciddi bir değişiklik yok. Toplamda yüzde 54,1 oranında beğenilmekte olan AK Parti'nin icraatları arasında sağlık ilk sırada (& 66,1), eğitim ikinci (% 56,7), dış politika üçüncü (% 56.1), ekonomi politikalarıysa dördüncü (53,8) sırada beğeni kaydediyor. Hükümetin terörle mücadele alanındaki politikaları yüzde 52,1; yolsuzlukla mücadele politikaları yüzde 44,1; demokratik açılım politikaları ise yüzde 40.4 oranında olumlu bulunuyor.
Araştırmada ilginç bir veri Kılıçdaroğlu haricindeki bütün liderlerin seçimlerde partilerinin aldıkları oyların üstünde bir oranda olumlu bulunuyor olması: Erdoğan (58,9), Kılıçdaroğlu (25.2), Bahçeli (20,4), Demirtaş (9,1). Liderlere yönelik olumlu intibalarda partiler arasında çapraz geçişlerin varlığı diğer bütün sorularda da ortaya konuluyor. Bu durum aslında partiler arasındaki geçişliliğin geçmişe nazaran bir hayli esnemiş olduğunu da gösteriyor. Seçmen tercihinin hala en büyük belirleyicisinin parti politikaları veya söylemlerinden ziyade liderler olduğu bir durumda bunun ne tür sonuçları veya anlamları olduğu üzerinde uzun uzun durulabilir tabi.
SDE'nin yıllık değerlendirme anketinden bir sürü başka çarpıcı sonuç var. Ama geçtiğimiz yılın en önemli olaylarından biri olarak Dersim tartışmasının ve KCK operasyonlarının toplum nezdinde bir hayli olumlu karşılanmış olduğu altı çizilmesi gereken önemli bulgulardan. Özellikle Dersim tartışmasını yüzde 56'lık bir kesim kısmen veya tamamen olumlu bulurken sadece yüzde 23,9'luk bir kesim olumsuz buluyor.
Halkın AB konusundaki tutum ve beklentilerindeki ciddi düşüş de kaydedilmesi gereken bir bulgu. AB desteği yüzde 50'nin epey altına düşmüş görünüyor. Kuşkusuz bunda AB'nin oyalayıcı tutumu kadar giderek Türkiye'de artan bir özgüven ve ihtiyaç hissetmemenin de etkisi artık bir etken olarak dikkat çekmeli (Araştırmanın detayları için www.sde.org.tr ).
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019