Sezin ÖNEY
Kaybediyoruz; çok fena kaybediyoruz zamanı.
CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılması ertesi, başına gelenleri, konuştuklarını samimiyetle anlatması sorun oluyor, “nasıl olur da ‘arkadaş’ der” diye mesele ediliyor da, kaçıran PKK’lıların“Bu anlamsız savaşı istemiyoruz” sözleri dert edinilmiyor.
Dünyanın neresinde, bir çatışma 35 yıl sürer, 50 bini aşkın insan ölür de, bir şiddet eyleminin sonu böyle sarılıp öpüşüp helalleşerek, “teröristlerin”, “Bizi unutma abi” demesiyle biter?
Türkiye siyaseti daha savuradursun barış fırsatlarını. Ülkesinin çocuklarını birbirlerini öldürmeye mahkûm etsin. Bir gün, bunda vebali olanları tarih öyle bir yargılayacak ki, öyle bir kara lekeyle geçecekler ki tarihe...
Geçen gün daha 20’lerinde bir arkadaşım, Gülçin Kocabuğa, “Savaşı bir çocukluk anısı sanmıştım” diyordu. Benim için de öyle, benden önceki kuşak için de... Bizden sonraki kuşaklar için de; oğlum için mesela, haberler, sadece “şiddet” demek. Şimdi, yeni doğanlar, bundan sonra daha doğacak birkaç kuşak için de böyle olacak.
Ben bunları yazarken şu an bulunduğum Budapeşte’de, bir Türkiye kanalında alay eder gibi bir “kamu spotu” televizyonda...
“Baba, sen yoksun yanımda, ama bütün Türkiye var, ilk kadın Cumhurbaşkanı olmayı hayal ediyorum” gibi sözler duyuluyor ekrandan...
Evet, elbette aynen böyle hayaller sözkonusudur; hem Türkiye’nin kimsesiz tüm çocukları, hem de savaşla yatıp kalkan “bölgenin” çocukları için...
Herhâlde, gerçekte, hayal etmeyi hayal bile etmiyor artık birçok insan; kayıpların arasında bir büyük kayıp da, hayallerin yok edilmesi...
Çok karmaşık ve karanlık bu dönemde, Türkiye’nin önündeki sınav çok ama çok zorlaştı. Bunu aşabilir miyiz?
Bunun yanıtını bulmak için, belki de, son 10 yılda, kim nerede nasıl hata yaptı, imkân varken Türkiye olarak, politikasından medyasına, sivil toplumundan iş dünyasına, neden bunları kullanmadık, kullanamadık, neden demokratikleşme şansını kullandırılmadık bunları sormak lazım. Sonuç olarak da, neden her şeyin daha da karmaşıklaştığı bu duruma düştük, bunu anlamaya çalışmak lazım.
Silahsızlanmanın mümkün olabileceği, kritik an yitirildi. Oslo Görüşmeleri olarak adlandırılan PKK ile diyalogun başlaması ve bu sürecin terk edilmesi, 2009-2010 dönemi yani; bir de, belki, en son bu yaz başı yaşanan gelişmeler, Leyla Zana’nın Erdoğan ile görüşmesi ve Murat Karayılan’ın Avni Özgürel röportajı dönemi... Belki 2012 yazının başı da, ETA ve IRA örneklerinde olduğu gibi, PKK’nın silahsızlanması için imkân sunabiliyordu.
Sonra birden Türkiye bir sis perdesinin içine girdi.
Eğer, Türkiye birden, mucizevî şekilde, kendini aşan bir siyasi olgunluğa kavuşmazsa; Kürt Sorunu’nu içinden çıkılmaz hâle getiren “çatışma meselesinin” artık çözülebilmesi neredeyse imkânsız. İnsanlara bunu yapmaya kimin hakkı var; her lafa “ama terör...” diye başlanırsa, asıl estirilen terörün, “terör” olarak adlandırılan şiddeti de besleyen bir devlet saldırganlığı olduğunu gözardı etmiş olursunuz.
Bu konuda farklı düşünen “sıradan vatandaşlar” da, bir yandan yaşanan acılar öte yandan bu acılara karşı körleştiren algı çarpıtmaları derken, birbirini yer gider.
Eskiden Genelkurmay ve derin devlet şimdi de, sivil ama ezici bir iktidar ve gene “iyi saatte olsun” güçleri de, kendi yolsuzluk ve çıkar düzenlerini memnuniyet içinde sürdürür gider.
Aygün’ün kaçırılması, bizi çok düşündürmeli. Nasıl iplik gibi ince bağlarla Türkiye’nin hayata tutunduğunu artık anlamamız gerek.
Aygün’ün kaçırılması ertesinde, “Muhabbetleri bol olsun” diyen Şamil Tayyar, insanların ölümüne yol açmış biber gazı için “yüzde yüz doğal” diyen İdris Naim Şahin ve daha niceleri; susun artık.
Nereden ne diploma aldıkları belli olmayan, uzmanlıkları kendi egoları olan “stratejistler2, “Biz bu kadar zırvalayıp gündemi boğduğumuz, bilgiden ziyade vıcık vıcık milliyetçiliğe dayanan söylemlerimizle gündemin felç edilmesine katkıda bulunduğumuz için mi acaba Kürt Meselesi’nin sürüp gitmesine, insanların ölümüne neden oluyoruz” diye bir sorsunlar kendilerine.
Kaybediyoruz; çok fena kaybediyoruz zamanı.
Bilinmeyen dil: Özgürlük ve insanlık dili
Vicdani reddi ve bundan ötürü askerlik yapmayı reddetmesi nedeniyle 9 hazirandan beri tutuklu olanTaraf spor yazarı, edebiyat eleştirmeni Ali Fikri Işık’ın ilk duruşması önceki gün Edirne’de yapıldı.
Sözü şimdi, mahkemeyi de izleyen yazar Fehmi Işık’ın, İlke Haber’de yer alan yazısına bırakıyorum.
“Ali Fikri mahkeme günü ısrarla Kürtçe konuştu.
Olağanüstü dönemlerde sivillerin yargılandığı sıkıyönetim mahkemeleri hariç, Türkiye’de ilk kez bir vicdani retçi savunmasını Kürtçe yapıyordu.
Mahkeme bilindik ezberini tekrarladı: ‘Mahkememizce bilinmeyen dil...’
En nihayetinde Ali Fikri, ‘Benim dilimi tanımayan mahkemeyi ben de tanımıyor ve mahkemede sadece kendi dilimle sorulan sorulara cevap vereceğimi belirtiyorum’diyerek vicdani reddini açıkladı. Ali Fikri’nin yaptığı tüm Kürtçe konuşmalar, askerî hâkimin itirazına rağmen mahkemede tercüman bulundurulması talepleri reddedilen avukatları tarafından tercüme edildi.
Ali Fikri’nin bir sonraki duruşması 10 eylülde.
Mahkeme, daha önce psikolojik durumunun tespiti için doktora sevk ettiği ve Ali Fikri’nin ‘Turp gibiyim’ diyerek, psikiyatristten sağlam raporu aldığı süreci yeniden işletiyor. Mahkeme bu kez bir sonraki duruşmada uzman psikologun da hazır bulundurulmasını karara bağladı.”
İnandığını, bildiğini yapan ve kendini savunurken de anadilini konuşmak isteyen bir insanın başına neden bunlar gelir? Dürüstlük bu kadar taşınması zor bir “yük”?
Özgürlük, haklar, insanlık; bu kelimelerin bizim buralarda karşılıkları ne?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024