Abdurrahman Dilipak
Bugünden itibaren 15 gününüz var. Ardından ertelenen seçim.
Her seçim “büyük seçim”in bir parçasıdır ve aslında her seçimde insan kendi geleceğini seçer.
Bu dünyada yapıp yapmadıklarımız ya da söyleyip söylemediklerimizle ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun taşırız.
Bu süreçteki asıl sorumluluğumuz, bu tercihi yaparken, yüzümüzü nereye döndüğümüz, ölçümüzün ne olduğu ile ilgilidir.. Bir mü’min için temel tercihi Allah’ın rızası olmalıdır.
Tek başına “iyi niyet” yetmez. Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Onun için Allah cahil ve zalimlere yardım etmeyeceğini söylüyor. Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağacağını söylüyor.
Bakın eğer Allah’ın rızasını gözetmeden doğru karar da verseniz, bunun size faydası yoktur.
İyi düşünelim: Bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde Allah hayır murat etmiş olabilir.. O, bizden adil olmamızı ve düşünerek bir tercihte bulunmamızı, yüzümüzü O’na dönmemizi istiyor.
Bunu yaparken, istişare ve şûra da yapacağız, ama aklımızı kiraya vermeyeceğiz. Adil olacağız. Bir yönetim ve yöneticiden ne bekliyoruz biz. Bana kalırsa asıl sorun burada. Ondan doğru ya da yanlış, işimizi halletmesini istiyoruz. Bakın o zaman seçtiğimiz kişi yarın başınıza dua ile istediğiniz bir belaya dönüşebilir.
Şehr-emaneti’ni seçiyorsunuz. Şehrin emanetini, bir bakıma evinizin anahtarını kendisine teslim ediyorsunuz. Ölçü bu “evinizin anahtarını kendilerine emanet etmekte sakınca görmedikleriniz”. Eğer başka türlü davranırsanız, sonunda hem kendi helakinize, hem seçtiğinizin helakine sebeb olursunuz ve de seçtiğinizin yediği haltlar, size vekaleten yenildiğinden siz de onun vebaline ortak olursunuz.
Ucuz ve kolay çözümlere itibar etmeyelim.
Tercihte bulunurken, merhametimiz öfkemizden, sevgimiz nefretimizden büyük olsun. Adil olalım.
Kural şu: Ya iyilerden en iyiyi, ya da kötülerden iyiye en yakın olanı. Herhangi bir konuda mutlaka bir şey alacaksanız, bir tercihte bulunacaksanız da, aslında böyle yapmıyor musunuz.
Merkeze HAK’kı, “Hakkı rızası”nı koyacağız. Buna uymayan hayat da olsa reddedeceğiz.
Sonuçla ilgili kamuoyu araştırmalarından önce şunu düşünün: Tencere yuvarlanır, kapağını bulur. Her topluluk layık olduğu gibi idare olur. Bizler toplum olarak kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmez.
Şunu bilelim, sonuç ne olursa olsun, o sonuç Allah’ın iradesi içindedir. Ve bil gaderi hayrihi ve şerrihi minellahu teala. Onun, bizim için hayır mı, şer mi olduğunu bize zaman gösterir.
Ben ısrarla, seçim kampanyasını doğrudan sonuca yönelik kampanya değil, İlahi ölçülere uygun bir anlayışla, yüzümüzü halka dönerek onun kendini değiştirmesi yönünde bir dil kullanmamız gerektiğini söyledim, Allah’ın bereket ihsanı oradadır. Bizimkiler hep sonuca ve hedefteki kişi ve kuruluşa yöneldiler. Bakın girdileri kontrol ederseniz, çıktı da o ölçüde mükemmel olur. Biz atadıkların liyakatindeki özensizliğimizi burada da gösterdik, birilerinin sadece bir anlık bize desteğinin değişim için yeterli olduğunu zannettik. “Bir oy” zafere giden yolda çok değerli diye düşündük. İşte orada görmediğimiz, Hades’in bir hilesi vardır. Herkes için söylüyorum: Beklediğiniz sonuç, dua ile istenen bir belaya dönerse ne olacak! Biz hayırlısını isteyelim. “Hayırlısı ile benim istediğim olsun” demek, Mümin bir kula yakışmaz. O, “Rabbım beni bana bırakma” der. “Hakkı Hak, Batılı Batıl göster bana ve bizi Hakta topla. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil” der. Bize güç ver, üstümüze sabır yağdır der! Haşa, “Hem Sen benim dediğimi yap, hem de onu hayırlı kıl” demez!
Allah, “dualarınız olmasaydı ne işe yarardınız ki” der kitabında. Ama yukarıdaki gibi bir dua olmaz. Dikkat edin, Resulullah da “Kabul olmayan duadan Allah’a sığınırım” der. O dua zannettiğiniz şey “Rıza”ya uygun değilse, döner sizi vurur! Mahrum bırakılırsınız.
Sonuç için, Allah’ın iradesi nerede ve ne şekilde tecelli edeceğini merak ediyorsanız, bizleri neyle meşgul ettiğine bakın. Sonuç ne olursa olsun, Allah’ın halis kulları üzerlerine düşenleri yapmışlarsa, memleketteki beyinsizlerin heva ve heveslerine alet olmaktan yakalarını kurtarmışlarsa mahzun olmayacaklar. Tedirgin olmaya gerek yok. Hayır da, şer de Allah’ın iradesi içindedir. Biz Allah’ın rızasına talibiz. O, her hal ve şartta bizi sabreden, şükreden, direnenlerden bulacaktır inşallah.
Fecr 27’deki Ey dünya’ya dalan nefs! “Sen O’ndan razı, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön” denilenlerden olmak ve mutmain bir nefsin sahibi olmak için her an bir seçimle karşı karşıya olduğunu bilerek. Önündeki seçim, hem diğer seçimlerinin bir sonucu olacak, hem de bu seçim bundan sonraki seçimlerine yön verecek. Karar senin! Oynanan senin geleceğindir. Kadere hükmeden Allah, senin kaderini senin ellerinle sana yazdıracak! Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024