Ahmet TAŞGETİREN
2023 yolculuğunda bir tür “Manifesto” olacaktı konuşması. Öyle söylemişti sayın Cumhurbaşkanı.
İktidara yakın medya da bu yönde umutlar üretmişti.
Merkez Bankası Başkanı’nın sürpriz, beklenmeyen, bir tür şok edici nitelikte değişimi, hem Cumhurbaşkanı’nın karar verici konumunu, hem ekonomi yönetimindeki belirsizliği ciddi ölçüde tartışılır hale getirmişti. 4 ay önce getirdiğiniz MB Başkanı’nı görevden alıyordunuz. Döviz fiyatları bir kere daha çıldırmışçasına tırmanışa geçiyor, herkes bunun böyle olacağının nasıl öngörülemediğine hayret ediyor, kararın sahibi olarak Cumhurbaşkanı suskunluğunu korurken, “Cumhurbaşkanı Başdanışmanı sıfatıyla konuşuyorum” diye bir adam çıkıyor, kanal kanal dolaşarak, Türk Bayraklı bir sahne içinden ahkam kesiyordu. Herkes şaşkınlık içinde idi.
İşte böyle bir ortamda Ak Parti 7. Olağan Kongresi’nin “Manifesto”ya zemin olacağı söylemiyle etraf toparlanmaya çalışılmıştı. 2023’e giderken yeni hamleler yapılacaktı. Parti, Hükümet yeniden dizayn edilecek, Cumhurbaşkanı da Kongre konuşmasıyla bunun başlama vuruşunu gerçekleştirecekti.
Dinledim tüm konuşmayı. Olağanüstü düşük profilli bir Tayyip Erdoğan konuşmasıydı bu. Katılanların kendi kendilerine ürettikleri tribün heyecanı da olmasa, sessiz sedasız bitip gidecek bir iklim vardı. Bütün salonu ayağa kaldırıp “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” andı bir heyecan yüklemesi ise, bu görüntünün dışardan bakıldığında merasimsel bir anlamın ötesine geçmediği anlaşılabilirdi. İçinde milletvekillerinin de bulunduğu bütün salonu böyle bir and için ayağa kaldırmanın garipliğini hatırlatacak kimse kalmadı mı oralarda Allahaşkına?
Yarım saati, geçmiş icraata ayrılan bir konuşma. Tayyip Bey, biliyorum yaptıklarını anlatmayı önemli bir siyaset dili olarak görüyor, ama diyelim bu Kongreye, iktidar partisinin kongresine, içerde – dışarda ciddi sorunların yaşandığı, pandemi tedbirleri yüzünden insan hareketlerine, işyerlerine tahammülü zor yaptırımlar uygulandığı, ekonominin sarsıntılar geçirdiği bir dönemde yapılan Kongreye, anlam katacak tek şey, yaşanan problemlerden çıkış için bir umut ışığı yakılıp yapılmayacağı değil miydi?
Ne oldu?
Hiç.
“Battık lafına inanmayın. Yaşanan dalgalanma Türkiye’nin gerçeğini ve dinamiklerini yansıtmıyor… Yastık altındaki döviz ve altınları piyasaya sokun.” Yaşanan ekonomik fırtına – türbülans için söylenen bu.
Sonra da üç alanda hamle iddiası:
-Yeni anayasa yapmak.
-Aile – Eğitim – Kültür alanında yoğunlaşma
-Uluslararası sistemin yeniden tanzimi.
Bir kere Cumhur İttifakı’nın iş tutma tarzı, mesela, partilerin katılımı ile yeni bir Anayasa yapma ihtimalini devre dışı bırakıyor. Çünkü Ak Parti MHP ile bir kamp oluşturuyor, diğer partiler de “Zillet İttifakı” diye niteleniyor. Ne yani “Zillet İttifakı” ile elele verip bir anayasa mı yapılacak?
Aile – Eğitim – Kültür alanına gelince, ilk sorulacak soru şu: Neden bu alanlar, 19 yıl sonra hatırlandı ki? Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan, müteaddit defalar Eğitimde – Kültürde başarılı olamadıklarını ifade etti. Gelinen noktada Şehir Üniversitesi’ni kapatmış, Boğaziçi’nde öğrencilerle gırtlak gırtlağa gelmiş bir politika ile, Milli Eğitim Bakanı’nın 8’izinci defa değiştirilmesi ihtimalinden söz ediliyor. Aile konusundaki dökülmeler ise, en son İstanbul Sözleşmesi tartışmaları ile ortaya serilmiş durumda. Şu an yapılan tartışmalar, o alanda da toplumsal mutabakat imkanının heba olduğunun göstergesi. “Medeniyet perspektifi” sözü laf olarak çok güzel de, 20 yılda böyle bir perspektifi yakalamak için eğitim, kültür, aile, gençlik alanında ne yapıldı sorusu cevaplanmamış olarak ortada duruyor.
Uluslararası düzenin yeniden tanzimi alanına gelince, orada “Dünya 5’ten büyük” sözünün çok alımlı olduğunu, ancak gelinen “Yalnızlaşma” zemininde, küresel boyutta bir hedefi yakalamak için her şeye yeniden bakmak, yeniden değerlendirmek, yeniden tanzim etmek gerektiğini görmemek mümkün değil. Şu ana kadar çizdiğimiz profille böyle küresel bir misyonda nasıl rol alabileceğimiz derin bir müşkülat ihtiva ediyor.
Kongre yapıldı. Beklenti, hükümette ve parti yönetiminde değişikliklere gidileceği yönünde. Herkes 2023’ün önemli ölçüde bir “Kaybetme Telaşı”nı barındırdığını biliyor. Kongre salonunu dolduran Ak gençliğin 2023te ilk defa oy verecek gençliğin yüzde kaçına tekabül ettiği sorusu herkesin ortak merakı halinde. Büyük şehirlerin kaybı zonklayıcı bir gerçek durumunda. Ekonomide cenaze ortada duruyor. Parti cenahı “O yaptı oldu” demekten başka bir izah getirmiyor. Öne çıkan “Başdanışman silüeti” ise kaygıları Damat Bey’in rolünden daha çok artırıyor. Allah encamımızı hayreylesin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025