Ali Türer
İktidarın elinde ülke, ekonomik, siyasi, sosyal, tarihinin belki en derin bunalımı içinde sürükleniyor. Çoğunluk buna iktidarın beceriksizliği diye bakıyor. Sonucu iktidarın bilinçli bir tercihi olarak görenler de var. Haksız da sayılmazlar.
Nitelikli insan gücü yetiştiren, moral dayanakları yükselten, kalkınmayı istikrarlı hale getiren bir eğitim sistemi ve güçlü bir ekonomi ile adil gelir dağılımının, artan gelir düzeyinin, işleyen hukukun olduğu bir ülkede; tek bir parti ve onun lideri bütün siyasal ve bürokratik yaşamı belirleyemez. Böyle bir ülkede, vatandaşlar ülkeyi kalkındıracak, demokrasiyi işletecek olan liderini seçmeyi bilir.
Bütün zamanlar için ipleri elinde tutabileceği bir sistem kurmayı kafasına koymuş biri ya da birileri, insanları etnik dini ayrımlarla bir birine düşürür, belirsizlik, korku, karmaşa ortamından medet umarlar. Balık avlamak için bulanık suya ihtiyaçları vardır. Almanya’da Hitler böyle iktidara geldi. Yakın geçmişte bunun nasıl sonuç verdiğini biz de yaşayarak gördük.
Bir blok oluşturup iktidarın karşısına güçlendirilmiş parlamenter sistem seçeneği ile çıkmaları, altı muhalefet partisinin de bu tehlikeli gidişin farkında olduklarını gösteriyor.
Bu partiler, ekonomik bunalımla giderek ağırlaşan yaşam koşulları karşısında, iktidarın halk desteğini yitireceğini, böylece iktidara gelebileceklerini hayal ediyorlar. Armut pişiyor, ağzımıza düştü düşecek gibi bir ruh hali içindeler.
Hukuku, güvenliği, denetimi, yasamayı kontrolü altına almış, kaynak aktardıklarına sırtını dayamış bir iktidarın neler yapabileceği konusunda, bir fikirleri yokmuş gibiler.
Bu iktidar 28 Şubat süreci ile ardından gelen ekonomik çöküşe tepkinin bir ürünüdür. Ortaya çıkan sonuçta Millet İttifakını oluşturan partilerin de vebali var.
Öte yandan ekonomik yıkıma rağmen iktidarın arkasında hala ciddi bir kitle desteği var. Üstelik iktidarın, iktidardan nemalananların kaybedecekleri çok şey var.
Siyasi analizi doğru yapıp, rejimi demokrasi ile diktatörlük arasına nereye koyuyorsanız, mücadele stratejinizi, nerede duracağınızı, nerede risk alacağınızı buna göre belirlersiniz.
Yeni seçim yasası ile iktidar, elini gösterdi, seçim sürecinin nasıl işleyeceğinin işaretini verdi.
Yasa teklifi yeniden aday olmasına kesin gözü ile bakılan cumhurbaşkanına "seçim yasaklarından muafiyet" getiriyor. Bu, il ve ilçe seçim kurullarının kontrol atında tutulacağı, Cumhurbaşkanının cumhurbaşkanı olarak devletin, medyanın bütün olanaklarını, kurumları yeniden seçilmek için kullanabileceği bir seçim süreci anlamına geliyor. Sandık başına bu koşullarda gidilecek.
Seçeneklerin aynı koşullarda sunulduğu, yarışın eşit koşullarda sürdüğü, halkın adayını ön seçim ile belirlediği, sandık güvenliğinin sağlandığı bir seçim, demokratik bir seçimdir.
Devletin bütün olanaklarıyla, adaylardan birinin arkasında durduğu yerde, alternatif olarak ortaya çıkan aday, sonuçta zaten devlete ihanet etmiş sayılır. Bu, aynı zamanda devletin niteliğini de gösterir.
Rejimin % 51 oyla değiştirilmesinin kabul edilmesiyle başlayan süreçte, ülkenin geldiği nokta budur.
Öyle ya da böyle Türkiye’nin önüne sandık gelecek. Herkes seçimini yapacak. Bu sürecin asıl kaybedeni hep gençler oldu, bir kazananı olacaksa gene en başta gençler olacak.
Umutsuzluğa yer yok. Yeter ki gençlik geleceğine sahip çıkma iradesini ortaya koysun, enseyi karartmasın, kendinden öncekilerin hatalarından ders çıkarsın. Gençlerin sahip çıktığı güçte ve derinlikte demokrasi mücadelesi, bu ülkede hep sürecek.
NOT: T24 ailesi ile beni tanıştıran sevgili Aydın Engin ağabeyim idi. Onun sunduğu olanaklarla T24 sitesinde zaman zaman yazılarım yayınlanırdı. Bu yazımı onun anısına adıyorum. Yıldızlar yoldaşı olsun.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024