Aydın ENGİN
Neye niyet, neye kısmet…
Haftaya Kürt siyasal hareketindeki kadınlarla başlamak niyetindeyim.
Ama Erdoğan Manisa’dan İzmir’e giderken bir “bayan” öyle bir hareket yaptı; Başbakan da ona öyle bir cevap verdi ki yazmazsam çatlayacağım…
Yani siyasetteki Kürt kadınları yarına kalsın…
* * *

Başbakanın otobüsü geçerken bir “bayan” çok Avrupai (=Batılılara özgü, alafranga)) bir el hareketi ile Başbakanı protesto etti.
Sahiden çok Avrupai bir el hareketi idi. O fotoğrafı bu yazının içine gömeceğim. Görmediyseniz görün diye.
Dört parmak yumulmuş, orta parmak gökyüzüne dikilmiş. Bizim memlekette bu “Alafranga” el hareketinin “alaturka” karşılığı yumruk haline gelmiş bir elde, işaret parmağı ile orta parmak arasından çıkmış baş parmaktır.
Ancak Tayyip Erdoğan’ı protesto eden o “bayan” besbelli eğitim görmüş; belki kolejde filan okumuş; öyle “yurdum insanı”nın banal el işaretlerini yapacak değil ya, bütün “batıcı”lığı ve “batıcılığı” ile yumulmuş parmakları arasından baş parmağını göğe dikmiş.
O “bayan”ın dost sohbetlerinde “Şekerim halkımız cahil. Kime oy verdiğinin bilincinde değil ki. Eğitim şart” diye yakındığını duyar gibiyim.
Siyasal öfkesini böyle ifade etmeyi yeğliyor. Çünkü o bir kadın değil bir “bayan”.
“Bayan”, Türkçemizde “mister ve missis” ya da “mösyö ve madam” gibi kibar(?) hitap kelimeleri olmadığı için ve ille de gerekliymiş gibi, Ortaasya bozkırı Türk boylarında bir zamanlar “Varsıl, büyük sürü sahibi” anlamında kullanılan “Bay” sözcüğüne, Türkçe’de dişil sözcük üretme gibi bir işlevi olmayan “an” ekini takıp uydurma bir hitap sözcüğü üreten, batı özentili ulusalcı dilbazların dilimize armağanı.
Bilinçaltları kerhane kapısına dönmüş erkekler de bu uyduruk ve ölü sözcüğü tepe tepe kullanmaya başladılar. Çünkü onların itikadınca ve algısınca “kadın” demek ayıptır. Kibar konuşanlar “kadın” demez, “bayan” der. Cahillerinin de dili dönmez, “Bağyan” der.
Medyamız da bu batılı ve kibar sözcüğü pek sever ve haber dilinde “Polis ikisi bayan beş yankesiciyi suçüstü yakaladı” gibi dil harikaları yaratır; yetinmez, “Şırnak kırsalında, sıcak temas sonrasında dördü erkek, ikisi bayan altı terörist ölü ele geçirildi” gibi cümleler kurarlar…
İster havaya dikilmiş orta parmakla, ister işaret parmağı ile orta parmak arasından çıkıvermiş baş parmakla olsun, bir siyasal protestonun böylesine rezil bir biçime dönüşmesinden söz ederken söz “kadın ve bayan” sözcüklerini tartışmaya sıçradı; konu dağıldı gibi değil mi ?
Hiç bile değil.
Şimdi Başbakan’a kulak vereceğiz de ondan laf “bayan ve kadın”a geldi.
Başbakan İzmir’de yine yağıp gürlerken o”bayan”ın o hareketine getirdi sözü.
Aynen aktarıyorum:
“…Gelirken, bir bayan balkonda, yanında herhalde kocasıydı. Oradan eliyle öyle çirkin bir hareket yapıyordu ki… Yani bunu bir erkek yapsa aklım erecek de, bir bayanın bunu yapmasını ben anlayamıyorum. 30 Mart bunun için çok önemli…”
30 Mart yerel seçimlerinin neden “bundan önemli” olduğu saçmalığını geçelim. Kadın yerine bayan sözcüğünü yeğlemesinin ise Başbakan’ın kibarlığından(!) kaynaklandığını varsayalım.
Pekiii ya şu cümleye ne diyecek(siniz)?
“…Bir erkek yapsa aklım erecek de, bir bayanın bunu yapmasını ben anlayamıyorum…”
Ben bu cümleden şunu anlıyorum:
Kadınlar bir başbakan geçerken o el işaretini yapamazlar. Erkekler yapabilirler? Erkekler yaparsa Başbakanımızın aklı erer; kadınlar yaparsa ermez…
Ben bu zihniyeti ve mantık dizisini tanıyorum.
Aynı Başbakan bütün ülke küçücük Berkin’i uğurladığı gün, bilmem neredeki seçim mitinginde seslendi:
“…Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak?”
Bu cümleden ben şunu anlıyorum:
“Polis eğer karşısındakinin tam kafasına nişan alarak gaz mermisi fırlatan tüfeğin tetiğine bastığında karşısındaki 15 yaşında değil de –mesela- 25 yaşında olduğunu ayırdedebilse suçlu olmayacak. Ama o Berkin çocuk yüzünü poşu ile örttüğü için polis ayırdedemedi ve Berkin öldü.
* * *
Yazıyı noktalarken Başbakana onun diliyle ve mantığı ile seslenip “O bayanı da al git”demek istiyorum ama bu suç olur mu, olmaz mı kestiremiyorum.
En iyisi, demeyeyim değil mi ?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























selami görgün
size mucahid biliciyi dinlemenizi tavsiye ediyorum. hak senin yada başakasının verdiği bir ikram yada harclık değildir. hak haktır. ama lütfen mucahid biliciyi dinle belki said nursi,yi anlama kabiliyetiniz inkişaf eder. biz ki kürdüz aldanırız fakat aldatmayız, bu yalancı hayata yallana tenüzül etmeyiz. varın siz siyaset yapın. .. demek bir mehkemeyi kübra vardır yalcın beyyy.
selami görgün
size mucahid biliciyi dinlemenizi tavsiye ediyorum. hak senin yada başakasının verdiği bir ikram yada harclık değildir. hak haktır. ama lütfen mucahid biliciyi dinle belki said nursi,yi anlama kabiliyetiniz inkişaf eder. biz ki kürdüz aldanırız fakat aldatmayız, bu yalancı hayata yallana tenüzül etmeyiz. varın siz siyaset yapın. .. demek bir mehkemeyi kübra vardır yalcın beyyy.