Aydın Selcen
Dünyanın öbür ucunda bir cani, dünyayı gezip görmüşken ve geçmişinde şiddet eğilimine dair hiçbir emare yokken ibadet eden 49 Müslümanı katledip, bilgisayar oyunu gibi cinayetlerini kendi bakış açısından kaydetti. Öyle ki, katliam sanki sanal şöhret adına, bir Bay Sıfır’ın, bir küçük adamın, “ben de varım ve şimdiye yok sayıldıysam sizin yüzünüzden” demesini kanıtlamak için işlenmiş gibi
Brenton Tarrant adlı 28 yaşındaki Avustralya vatandaşı, Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde iki camide 49 kişiyi (maalesef sayı artabilir) öldürdüğü bir katliam yaptı. Saldırgan katliamda ABD ordusunun kullandığı yarı-otomatik M16 piyade tüfeğinin bir versiyonunu kullanmış. Ayrıca, canlı yayınladığı katliamı 8Chan adlı sosyal paylaşım sitesinden duyurmuş ve 74 sayfalık “Büyük Yer Değiştirme” başlıklı bir manifestoyu da internetten paylaşmış. Manifesto, Fransız yazar Renaud Camus’nün aynı adlı kitabından esinlenilmiş. Katliam anında Bangladeş Kriket Milli Takımı’nın da caminin hemen yakınında olduğu sonradan ortaya çıktı.
Gerek söz konusu manifestodan, gerek silahının üzerine, kabzasına, şarjörüne yazdığı tarihsel referanslardan saldırganın katliamı İslâm ve özellikle Türk karşıtı motiflerle gerçekleştirdiği açıkça belli oldu. Bu tarihsel referansların eksiksiz bir dökümü Daily Sabah’ta yayımlandı. Katliam, 2011 yılında Norveç’in Utoya adasında 77 kişiyi öldüren ırkçı Anders Breivik’in eylemini andırıyor. Tarrant’ın da eylemden sonra hayatta kalmayı öngördüğü anlaşılıyor. Nitekim Breivik gibi Tarrant da mahkemede gösteri yapmaya yeltendi. Terör eylemi midir? Evet, öyledir, tedhiş yani dehşet saçma amaçlıdır, sapkın bir ideolojiyi namlu ucunda dayatmaya yöneliktir.
Pekiyi ne fark eder? Artık 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında dolaşıma giren “küresel terörle mücadele” defteri kapanırken, “terör, terörist, terörizm” etiketi saplantısının da bana sorarsanız içi boşalmış durumda. Selahattin Demirtaş da, bu Avustralyalı kasap da terörist öyle mi? Bir başka bakımdan ırkçı, faşist gibi tanımlamalar da belki anlamlarını yitirdiler. Dağarcığımızdaki sözcükler kadar mı düşünebiliyoruz, yoksa sözcüklerle iletemediğimiz nebula halinde zihnimizde dolanan düşüncelerimiz var mı? Bilemem. Ama cesetler üzerinden pornografinin gündelik siyasetçilik adına araçsallaştırılması hakikaten kabak tadı verdi.
Öyle olmasa burada, bilgisayar ekranı başında radikalleşme süresinin sanıldığının aksine iki-üç haftada gerçekleştiğini konuşabilirdik. Yeni nativizmin, eski milliyetçiliğe göre dışarıda bırakılacaktan yola çıktığını, o ötekinin de büyük ölçüde “Müslüman” olduğu üzerine tartışabilirdik. Kenar uçlara, aşırılığa, köktenciliğe savrulanlar didinedursun, esasen Müslümanlar dahil ezici göçmen çoğunluğun toplumsal entegrasyonu kendiliklerinden becerdiğini not düşebilirdik. Tertemizciler, tekçiler tepinedursun, dünyanın gidişatının melezleşme, harman olma, kozmopolitanizme doğru olduğundan, nüfus çoğunluğunun artık kentlerde yaşadığının da altını çizerek, bahsedebilirdik. Benzer eylemler örnekse Suriye, Yemen, Irak, Türkiye’de olunca neden haber değeri taşımaz uluslararası medyada diye sorgulayabilirdik.
Öylesi, olması gereken olurdu. Kabaca yukarıdaki hatlar üzerinden sağlıklı, serinkanlı, düzeyli bir görüş alışverişi olur, sonuçlarından da hemfikir olmasak da birlikte yararlanabilirdik. Olamaz, olamadı, bırakmadılar. Prof. Dr. İbrahim Kalın buyurmuş: “Charlie Hebdo için yürüyenler, Yeni Zelanda için de yürüyecek mi? Acısı gerçekten ortak olanlar birlikte yas tutabilirler.” Herhalde ona, Sayın Kalın’la birlikte dördü bir arada Davutoğlu’ndan boşalan baş ideologluk makamını doldurmaya hamle eden Çelik, Ünal ve Altun da benzer nağmelerle katılacaktır. Fırsat kaçmaz çünkü.
Sayın Kalın samimi mi? Yoksa kendince boş kaleye goller mi atarak eğleniyor? Misvak’ın Tarrant’ın üzeri bezeli tüfeğine öykünen karikatüründeki “1915” ibaresine ne der? Sonra Misvak’ın yeni karikatürünün aynen Charlie Hebdo’nun katliam sonrası çıkan “her şey affedildi” başlıklı kapağıyla benzerliği yok mu? Ama o zaman katliama rağmen derginin kapağı “hassasiyet” yaratmıştı bizde. Yürümekse daha dün kadın yurttaşlar Taksim’e yürüyelim dediler, “işgal” girişiminden söz ediyor Cumhurbaşkanı: Sayın Kalın, kadınlar gününde yürüyüşe katılmak istemez miydi?
Sayın Kalın acaba seneye Hrant Dink cinayetini anmak için bu defa Galatasaray’dan Taksim’e değil, Taksim’den Pangaltı’ya yürümek ister mi? O da kısa mesafe. Sayın Kalın, Tahir Elçi cinayeti için Diyarbakır’da dört ayaklı minarenin altına gelmek ister mi? Sayın Kalın Georgetown’da ders vermiş bir hocadır, Vaşington’un kalbindeki Smithsonian Enstitüsü’nün Amerikan Yerlileri Müzesi’ni muhakkak pek çok kez gezmiştir. Bizde benzer bir Ermeni Müzesi düşünür m? Belki o da “terör kurbanı” büyükdedem de yer bulur o mutasavver müzede, benim “Ermenilerin soykırım acılarını paylaştığımı” açıklamam da belki.
Sayın Kalın’ın müktesebatı zengindir, acaba inceleme fırsatı bulduysa Gezi-Osman Kavala İddianamesi hakkında ne düşünür? Anadolu Kültür Derneği’ni bir terör örgütü olarak mı görür? Hep birlikte Hıristiyan, Yahudi, Müslüman, Hindu ve diğerleri dayanışma göstereceksek ülkemizde tek tük ayakta durmaya çalışan medya ve tek tük kapatılmadan idare eden sivil toplum kuruluşu da Türkiye dışından fon arayabilir mi, bulabilir mi, bu suç mudur? Hepsinden vazgeçtim, yarın 18 Mart ve ardından 25 Nisan Anzak Günü geliyor, bu iki tarihi Sayın Kalın, Cumhurbaşkanlığı’nca bir dostluk, insanlık, çoğulculuk, çokkültürlülük, ortak medeniyet şenliğine dönüştürülmesine önayak olmak ister mi?
Ülkemizde kendilerini iktidarın sahibi olarak görenler, hesap vermek, hesaba çekilmek konusunda en ılımlı deyimle oldukça çekingenler. Ancak, belediye seçimlerini vesile ederek, bir “hesaplaşma” söylemidir dayatıyorlar. “Yüzleşme” ise onlara sapa bir gezegen. “Hesaplaşma” denilince, muhaliflerin gırtlağına mı basılacak? Mallarına mı çökülecek? Güdümlü mahkemelerde yargılanan muhalifler topluca cezaevlerine mi tıkılacak? Pasaportlarına mı el konulacak? Tehcir mi öngörülüyor? Bakınız, İslâm ve Türk düşmanı cani Tarrant’ın esinlendiği Renaud Camus’nün kitabının başlığı da “Büyük Yer Değiştirme.*” Çokkültürlülüğü, multi-kulti’yi, çoğulculuğu, kültürsüzleşmeyle, kimlik yitimiyle bir tutmaya dayanıyor.
Batı’daki yeni sağın etiketi de artık bu: Kimlik. Bizdeki “ezana sahip çıkmanın milletin temel unsuru” olması, ulusal kimlik söylemini andırmıyor mu? Bu bir anlamda uygarlık kuramında kimlik bölünmesi, şizofreni, eşanlı olarak yürütmede ise teklik demek. Her hükümet darbesi, yürütmeyi tek elde toplamayı ve yöneteni hesap vermez kılmayı, ulusu da o tek yöneticide cisimleştirmeyi öngörmez mi? Schmitt gibi hortlaklar da bu nedenle dekoratif amaçla dolaptan çıkarılamaz mı? Acaba amaç fikriyat yarıştırmaksa Sayın Kalın, Çelik, Altun, Ünal gibi “düşünürler” tüm bu konuları bir panel, sempozyum, yuvarlak masa türü bir organizasyonla örnekse İlter Turan, Ersin Kalaycıoğlu, Yılmaz Esmer, Üstün Ergüder vb. duayen isimlerle karşılıklı konuşmak isterler mi?
Dünyanın öbür ucunda bir cani, dünyayı gezip görmüşken ve geçmişinde şiddet eğilimine dair hiçbir emare yokken ibadet eden 49 Müslümanı katledip, bilgisayar oyunu gibi cinayetlerini kendi bakış açısından kaydetti. Öyle ki, katliam sanki sanal şöhret adına, bir Bay Sıfır’ın, bir küçük adamın, “ben de varım ve şimdiye yok sayıldıysam sizin yüzünüzden” demesini kanıtlamak için işlenmiş gibi. 2019 yılında dahi din adına, vehmedilen bir kimliğin savunulması adına katliam yapılıyor. 2019 yılında dahi Tarran’tın ülkesi Avustralya, Behrouz Boochani gibi mültecileri toplama kamplarına atıyor.
Bizde de muhalifleri “ezan, bayrak düşmanı, FETÖ’cü, Kandil’den talimat alan” diye erinmeden yaftalayanlar, dönüp “Charlie Hebdo için yürüyenler Yeni Zelanda için de sokağa çıkacak mı” diye sorabiliyor. Ankara Garı, Suruç, Atatürk Havalimanı, Reina, Reyhanlı: Yıkanıp, silindiler mi belleklerimizden? Yüzleşebildik mi dolaplarımızdaki iskeletlerle? Toplum olmak yönünde mi ilerliyoruz, çözülüp toplama dönüşmeye mi? Aydınlığa mı dönük yüzlerimiz, karanlığa mı? Lütfen samimi olalım, sinekten yağ çıkarmaya, şov yapmaya yönelik ifadeler, açıklamalar, çağrılar çok sakil duruyor.
Tanrı’dan Yeni Zelanda’daki katliamda hayatını kaybedenlere rahmet, geride bıraktıklarına sabır ve metanet dilerim. Dışişleri’nden dönem arkadaşım Sayın Wellington Büyükelçimiz Ahmet Ergin’e de geçmiş olsun dileklerimi iletirim.
*”Le Grand Remplacement”, Renaud Camus, ilk basımı 2011.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024