Cemil KOÇAK
1950 belediye seçimini İzmir’de de DP kazanmıştı. Bir sonraki seçim zamanı geldiğinde DP’nin dört yıllık faaliyetini bir broşür halinde kamuoyuna sunduğunu görüyoruz. Şimdi bu broşürün sayfalarını birlikte çevirmeye başlayalım…

Elbette İzmir çok uzun yıllar boyunca bakımsız kalmıştı. Behçet Uz’un belediye başkanlığı döneminde şehir yeniden kendine gelmeye başlamıştı ancak. Birçok kişi İzmir fuarının onun tarafından yaratıldığını hatırlayacaktır. Büyük İzmir yangınından sonra yangın yerinin önemli bir kısmı üzerinde kurulmuştu fuar. Her ne kadar bugün artık işlevini tamamen yitirmişliğinden dolayı unutulmaya yüz tutmuşsa da, İzmir’in, sadece İzmir şehrinin de değil, hinterlandını oluşturan pek çok Ege ilinin ve ilçesinin, hatta kasabasının çok uzun yıllar boyunca en önemli merkezi olmuştu.
DP’nin devraldığı İzmir’in resmi
“Beyaz Kitap” adıyla bastırılan broşürde, bir önceki belediye başkanı Rauf Onursal’ın yerine geçen, fakat yalnızca bir yıl görev yapabilen Mustafa Salâhattin Akçiçek, İzmir için yapılanlarını aktarıyordu. DP yönetimi, ilk önce 1950 yılında belediyeyi devraldığında bulduğu İzmir’i anlatıyordu. Buna göre, şehrin yollarının ancak dörtte biri yapılabilmişti. Kalan kısmı ise, hâlâ “Arnavut kaldırımı”ndan bile yoksundu. “Yalnız yukarı mahallelerle kenar mahalleler değil, diğer birçok mahalleler halkı temiz içecek suyundan mahrumdu. Yine bu mahalleler, medeniyetin nuru olan elektrik ışığını evlerinde değil, hatta sokaklarında [dahi] görmemişlerdi. Şehrin kanalizasyon tesisleri derme çatma halinde bulunduğundan büyük himmet bekliyordu.” Dahası, “elde şehrin müstakbel imâr plânı da olmadığı için en büyüğünden en küçüğüne kadar inşaat gelişi güzel ve plânsız devam etmekteydi.”
Temiz su olmadığından şehirde tifo, paratifo ve dizanteri salgınları olmuştu. Şehre yeni çeşmeler açılırken, özellikle de Kadifekale civarındaki semtlere temiz içme suyu için su deposu inşa edilmişti. Özellikle de “kenar mahalle”lere temiz içme suyu ve elektrik götürülmüştü. “Ne yazık ki, eski belediyeler, yalnız şehrin merkezine ve onun etrafındaki çevreye teksif ettikleri [yoğunlaştırdıkları] belediye hizmetlerini, ‘gecekondular’ adı verilen ve kalabalık kitleyi teşkil eden semtlerdeki küçük evlerinde efradını barındırmaya ve yaşatmaya çalışan vatandaşlara kadar götürmeyi lüzumsuz bir şey telâkki etmişlerdi.” Ardından da şu soru sorulmuştu: “Şehrin merkezinde ve onun çevresinde yaşayan varlıklı vatandaşlar, su, elektrik, yol ve kanalizasyon vs. gibi belli başlı belediye hizmetlerinden bol şekilde faydalanırken, diğer tarafta esas kitleyi teşkil eden hemşerilerimizin bunlardan tamamiyle mahrum yaşamaları nasıl terviç [kabul] edilebilirdi?”
Sıra DP’nin hizmetlerine gelince…
Broşürde böyle bir şeyin kabul edilemeyeceği ve edilmediği şöyle anlatılıyordu: “İşte bunu göz önünde tutarak, belediye hizmetlerini zengin olsun, fakir olsun, tüccar veya işçi bulunsun, bütün vatandaşların ayağına götürmek ve seyyanen istifadelerini temin etmek vazifesini deruhte ettik.” Bugün de ‘varyant’ olarak bilinen; Konak ile Eşrefpaşa’yı birleştiren, hakiki adı Bileşmiş Milletler olan yol, bu sırada genişletilerek bugünkü haline getirilmişti. Alsancak mahallesine ilk kez asfalt dökülmüştü.
İzmir’li olarak belirtmeliyim ki; benim çocukluğumda Alsancak’ta pek asfalt yoktu. Genellikle Arnavut taşı döşeliydi yollar. 27 Mayıs’tan sonra belediye başkanı olan Osman Kibar zamanında İzmir’in yolları asfaltlanmıştı. En azından bu faaliyetini gözlemiştim yakından belediyenin. Bu bakımdan ‘Asfalt Osman’ın ününün nereden geldiğini yakından biliyorum. DP döneminde bir yandan da Hatay caddesi açılıyordu. Kemer köprüsü genişletilmişti. Şehrin içinde pek çok köprü yapılmıştı. İnciraltı plâjı ve tesisleri inşâ edilmişti. Karşıyaka sahilinde deniz doldurularak sahil genişletilmişti.
İmâr plânı da hazırlandı
Broşürde; Karataş, Karantina, Göztepe, Güzelyalı, Üçkuyular hattının “tamamen boş” ve “havadar, manzaralı” olduğu hatırlatılarak, buraların şehre ilâve edileceğinden söz ediliyordu. Bu satırları okuyunca biraz durdum ve düşündüm. Anılarıma geri döndüm. Demek bu broşür çıktığında dünyaya gelmeme sadece iki yıl kalmıştı; benim bebekliğimde doğduğum semt olan Karantina demek böyleydi. Yalıda otururken, pek de iştahlı bir çocuk olmadığımdan, ninem deniz kenarında her defasında bir taş atma karşılığında bir kaşık yedirdiğini bana kim bilir kaç kez anlatmış olmalı ki, gayet iyi hatırlıyorum hâlâ. Broşürde bir de uyarı vardı: Bölge ikinci derecede deprem bölgesiydi; ama temel bakımından da sağlam sayılıyordu.
Yerleşim şöyle düşünülmüştü: “Bu arazinin müsait kısımları seçilerek, küçük iskân grupları şeklinde, birbirinden çözülerek tertiplenmiş, eski şehir kısımlarından yeşil sahalarla ayrılmış, tabiat içerisine yerleşmiş, küçük organik bütünler şeklinde tanzim edilmişti.” Bölgenin nüfus yoğunluğu da hektar başına 200 kişi olarak düşünülmüştü. Bu sitelerin yeşil sahaları olacaktı. Kadifekale etekleri de iskân dışı alan olarak ayrılmıştı. Evet, yanlış okumadınız; buralar yeşil saha olarak ayrılmıştı ve bölgeye inşaat yapılmayacaktı. Güzel düşünülmüş; ama bir de uygulanabilseydi keşke!
Meşhur Sarı Kışla ne olacak?
Sarı Kışla yıkılacaktı. Bu konuda gereken izinler alınmıştı. Arazisi üzerinde de “mâmur, Avrupaî bir site” doğacaktı. Konak meydanı İzmir’in “en güzel, mâmur kısmını” oluşturacaktı. Gelelim öykünün sonrasına: Sarı Kışla bir yıl kadar sonra yıkıldı. Lâkin o günden bu yana Konak meydanının nasıl düzenleneceğine ilişkin bir karara varılamadı bir türlü. Benim çocukluğumda ve gençliğimde bu alan (orada bir kışla olduğunu bile uzun yıllar sonra şaşırarak öğrenmiştim; kent hafızası açısından ilginç bir durum) ‘tarla’ olarak bilinirdi ve otobüsler ve dolmuşlar buradan hareket ederdi. Çok uzun yıllar boyunca da pespaye bir şekilde öylece kaldı. İzmir’in kültür sembolü olacak olan -halkın dilinde opera binası- olarak bilinen iskelet de, onun çaprazında uzun yıllar boyunca öylece kalakalmıştı. Bir söylentiye göre tiyatro binası olacaktı. Hiçbir şey olamadı, yıkıldı gitti.
Broşüre geri dönecek olursak; şehirde 1950 yılından beri dört binden fazla ev, iki yüz elli kadar da apartman inşa edilmişti. Altı cami, iki de hastane yapılmıştı. Alsancak Hocazade camii bunlardan biriydi. İki de kilise inşası söz konusuydu. Trafik yoğunluğu da artmıştı; bunun için bazı yerlere trafik lâmbaları bile konulmuştu. Hatırlıyorum da, çocukluğumun son basamaklarında şehre konulan renkli trafik lâmbaları şehrin Avrupaîliğine kanıt olarak görülmüştü. Bu arada, “demode ve iptidaî tramvaylar” kaldırılmıştı; yerine “dünyanın en güzel, sağlam ve konforlu nakil vasıtası troleybüs” konulmuştu. İlk hat, Konak-Güzelyalı hattı idi. Troleybüsler İzmirli olarak hayatımızın ayrılmaz bir parçasıydı elbette. Zaten İzmir’de belediyenin kısa adı olan ESHOT kısaltmasındaki son harf olan (T) troleybüsü işaret ediyordu. Gerçekten de rahattılar. Lâkin zaman zaman boynuz tâbir edilen yukarıdaki elektrik tellerine bağlanan kulakları çıkar; biletçiler (sahi o zamanlar otobüslerde biletçiler de olurdu) aşağı iner ve arkaya geçerek, onları tellerini tutarak dikkatle yeniden yerlerine takarlardı. Yola devam edilirdi böylece. Yetmişli yılların başında üç yıl boyunca Alsancak’tan Köprü’ye koleje böyle gidip gelmiştim. Bilet fiyatı da öğrenci yirmi kuruştu.
Fuarın müşterisi hep boldu
Madem ki, yazıya fuardan başladım; fuarla ilgili bir istatistik vermeden olmaz o halde: 1950 yılında bir ay açık kalan fuara biletle girenlerin sayısı 1.337.000 kadardı. Bir sonraki yıl bu rakam bir buçuk milyonu geçmişti çoktan. 1952 ve 1953 yıllarında bir milyon yedi yüz bini aşmıştı.
Behçet Uz’un hayat hikayesi
1931 yılında İzmir’e belediye başkanı olan Behçet Uz’un şehre hizmetlerinin yeterince hatırlanmadığını zaman zaman görmek gerçekten de üzücü. Son zamanlarda ailesinin gayretiyle hâtıralarının ses kasedine kaydedilen kısımlarıyla bizzat kaleme aldığı notlar, bir de aile üyelerinin katkılarıyla birleşince, Ece Sakar tarafından yayına hazırlanan “Bir Kentin Yeniden Doğuşu” kitabı da ortaya çıkıvermiş işte… Ben şahsen Behçet Uz’un belediye başkanlığı sonrasındaki politika hayatının başarılı olduğu kanısında değilim. Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında Ticaret Bakanlığı’ndaki görevi onun açısından gerçek bir talihsizlik sayılabilir. Recep Peker Hükûmeti döneminde sağlık bakanlığındaki başarısı hakkında bir şey söyleyebilecek durumda değilim. Ama bu kadar kısa süreli bir hükûmette elbette elinden fazlaca bir şey gelemezdi. Yoksa çok başarılı bir hekim olduğunu, bizzat İzmir’de çocuk doktoru olan babam Dr. Sıtkı Koçak’tan dinlemişliğim vardır. Babamla bayağı yakın ahbaplarmış. Babam da mecburi hizmetinden sonra çocuk doktorluğu ihtisasını almak için asistan olarak sonradan Behçet Uz Çocuk Hastanesi olarak ünlenecek olan hastaneye gelmiş; İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden hemen sonra.
Babamın anlattığı
Hatta babamla ne zaman İzmir’de birlikte kısaca ‘heykel’ olarak anılan Cumhuriyet meydanından, eski Efes otelinin önünden geçsek, bir an durur ve Behçet Uz ile olan anısını aktarırdı. O zamanlar bölge yangın yeri olarak hâlâ Uz’un imâra açılmasına gayret ettiği bir yer olduğundan; babama “doktor, senin biraz paran vardır” deyip; bugün Efes otelinin de bulunduğu ve çocuk hastanesine kadar olan parseli işaret edip, ‘şurayı da sen alıver” dediğini hep aktarırdı. Babam da, Uz’un parasına göz diktiğini, kimsenin talip olmadığı berbat bir yeri kendisine gayet ucuz bir fiyatla da olsa satmaya çalıştığını düşünerek, bu işten uzak kalmak için epey gayret gösterdiğini gülerek anlatırdı. Sonra, bu öneriyi dinlemediğinden, parseli almadığından epey pişman olarak, “alsaydım fena olmazdı’ derdi. Şimdi bu öyküyü İzmir’i gezdirirken bir zamanlar kendi çocuklarıma anlattığım gibi, umarım ailemizin müstakbel genç üyelerine de aktarma fırsatı bulabilirim!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016