Etyen MAHÇUPYAN
Soykırım kavramı birçok ülke için bir Demokles kılıcı. Bu kelime ile yaftalanmanın gerçekten de korkutucu bir yanı var. Özellikle milliyetçi bir ideolojiye yatkınsanız, soykırım yapmış bir ülke olmanın sizi tarihin ikinci sınıf milletlerinden biri yaptığını düşünmemeniz mümkün değil.
Sanki dünya ‘milletleri’ arasında bir manevi güzellik yarışı var ve soykırım yapmış olmak bir ‘milleti’ telafisi olmayan biçimde tarihin karanlık sayfalarına göndermekte. Oysa Birleşmiş Milletler’in geçerli olan soykırım tanımını veri alacaksak, etrafta soykırım uygulamamış ‘millet’ bulma şansımızın çok az olduğunu görmekte yarar var. Gerçekler acımasız: Eşitsiz güçlerin karşı karşıya olduğu her durumda, eşit güçlerin çatışmasında ise taraflardan birinin göreceli gücü belirli bir zaman ve mekan aralığında ele geçirdiğinde, ‘güçlü’ taraf diğerine soykırım girişiminde bulunmakta fazla tereddüt etmiyor.
Diğer yandan soykırım suçlamasının bir Demokles kılıcı olmasının ana nedeni, bu kavramın belirli bir tarihsel örneğin ardından üretilmesi ve hiçbir başka örneğin o olayın vahametiyle mukayese edilemeyecek olması. Nazi rejiminin Yahudilere ve Romanlara karşı uyguladığı sistematik kitlesel katliamın bir benzeri gerçekten de mevcut değil. Yok etme işlemini bir mühendislik stratejisine oturtmuş, insani duyarlılığı ise tamamen denklem dışına çıkarmış başka örnek yok. Ne var ki elde tek bir kelime var ve tanımın genişliği de veri olunca, irili ufaklı her yok etme çabası ‘soykırım’ olarak adlandırılabiliyor. Dahası katliama uğrayanlar da, kendilerine yapılanların görünür olmasını sağlamak ve mağduriyetlerine siyasi destek bulmayı kolaylaştırmak üzere, başlarına gelenin mutlaka ‘soykırım’ olarak görülmesini istiyorlar.
Ancak burada herhalde mağdurları kınayacak halde değiliz… Hele faillerin yaptıklarıyla yüzleşmekten kaçındıkları durumlarda, mağdurların kendi başlarına geleni olabildiğince keskinleştirme gayretleri sadece insani bir ihtiyaç olarak görülebilir. Bu gözlemler Türkiye’nin niçin yıllardır aynı noktada tıkanıp kaldığını ve geçen sürede derinleşen bir psikolojik balçığa saplandığını anlatıyor. Bir yandan son derece haklı olarak Almanya’ya benzetilmek istemiyoruz… 1918’in millet meclisindeki tartışmalar, o dönemin yargı süreci ve medyada yayınlanan hatırat bile bunu kanıtlamaya yeterli. Bırakalım milleti veya devleti, hükümetin, hatta İttihatçıların bile tümünü kapsamayan, ancak Teşkilat-ı Mahsusa ve yereldeki oportünist işbirlikçiler sayesinde yürütülmüş bir ‘siyasetten’ bahsediyoruz. Ayrıca bu ‘temizlik’ hareketinin Almanya’dakinin aksine ırkçı bir ideolojik zemine oturmadığını, yok etmekten ziyade ‘azaltma’ hedefinin güdüldüğünü, ‘Türk milliyetçiliğinin’ bir servet devşirme fırsatçılığına kabuk yapıldığını biliyoruz.
Bütün bunlar Ermenilerin yaşadıklarını ve bu yaşananların onlar için anlamını değiştirmiyor. Ama Türkiye’ye bir fırsat sunuyor: Tarihe açık yüreklilikle bakmak ve bu sayede olanı kabul ederken yapılanı da Nazi örneğinden uzaklaştırmak. Ama Türkiye bunu yapmadığı gibi, on yıllarca ‘asıl onlar bizi kesti’ veya ‘zaten ihanet etmişlerdi’ türünden sadece Türkiye’deki bazı eksik bilgili kişilere hitap edebilecek, ama dünya karşısında kendisini küçük düşüren bir söylem izledi. Bu durum Ermeni diasporasının ‘soykırımı’ bayrak yapmasıyla sonuçlandı, çünkü doğal olarak şunu söylediler: “Türkiye’nin devam eden reddiyesi yapılan eylemin bilinçli olduğunun nişanesidir ve bu da yapılanın soykırım olduğunu ispatlar.” Bütün bunlar olurken Türkiye, soykırım kavramını kullanmama aklını da gösteremedi. Bu kavramı anlamlı bulmadığını ve kullanmayacağını deklare ederek en azından 1915 için farklı bir dil üretilmesini belki sağlayabilirdi. Ama nasıl bir akılsa, dünyada halen yaşanan her türlü katliam ‘soykırım’ olarak adlandırıldı. Ne var ki Bosna, Açe, Hocalı soykırım ise 1915’in soykırım olmama ihtimali yok…
Resmî ideoloji ve resmî vatandaşlık kimliği aslında Türkiye halkını entelektüel olarak iğdiş etmiş durumda. Yaşadıklarını daha 1918 yılında bile bütün teferruatıyla konuşabilen bir toplum, bunca yılı hafızasını yitirmiş halde, devletin ona verdiği ideolojik bastonla yürüyebilen bir engelli gibi geçirdi. Toplumun kendi hayatı devletin dış politikasına malzeme olurken, hafızası da milliyetçi bir hukuk anlayışına çerez yapıldı. Şimdi bu yaşanmışlığın ve hafızanın topluma iade zamanı… Türkiye’nin yapması gereken ilk iş bu… Başkaları istiyor diye değil. Kendi ruh sağlığına kavuşmak ve ‘millet’ olmak için.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023