Etyen MAHÇUPYAN
Yeniden inşa misyonuyla siyasetin imkânlarına hevesle sarılmaya hazır gözüken AKP’nin önünü ne kesebilir? Açıktır ki bu partinin kendi hatalarına bağlı. Çünkü muhalif siyasetin böyle bir gücü olmadığı gibi, toplumsal dönüşüm dinamiğinin yönü ve ‘fıtratı’ da AKP’den yana. Eğer yasama/yürütme ile yargı arasında bir çatışmaya mahal verilmezse tehlike yok gibi gözükebilir. Oysa iktidarın üzerinde durduğu zeminin çok kırılgan bir tarafı var: Ekonomi…
Bunun birinci nedeni toplumsal değişimin esas olarak genişleyen orta sınıf üzerinden yaşanması ve bu kesimin başarılı performansa ‘alışmış’ olması. Küresel dünya sosyoekonomik standartları ve beklentileri hem yükseltti, hem de aile ölçeğine indirdi. Şirket performanslarının kabul edilebilir düzeyde olması yeterli değil. İnsanlar bunun kendilerine ‘dokunmasını’, gündelik hayatı değiştirmesini bekliyorlar. Alttan gelen bu tazyike cevap veremediği takdirde iktidarın zemininde çatlaklar oluşabilir.
Ekonominin yarattığı kırılganlığın ikinci nedeni ise, küresel bir dünyada doğal olarak dışa bağımlı olmamız. Ekleyelim ki elimizde dışa bağımlı olmamak gibi bir tercih yok. Herkes gücüne göre az veya çok küresel sistemin bağımlı bir değişkeni. Dahası gelişmek, zenginleşmek istiyorsanız kendi isteğinizle o sisteme dâhil olmak durumundasınız. Ama bu durum sistemdeki herhangi bir olumsuz algı durumunda sizin etkileneceğinizin de habercisi. Ayrıca sistemdeki daha güçlü aktörlerin sizi sıkıştırmak üzere en rahat davranacakları alanlardan biri de muhtemelen yine ekonomi.
Dolayısıyla büyüme ve konsolidasyon sürecinde AKP iktidarının önündeki en belirsiz alan da bu… Hükümetlerin önünde kolay çözülecek bir problem yok. Bir tarafta orta sınıfı koruma, genişletme ve temsil etme gerekliliği var. Bunun zorunlu koşullarından biri belirli bir büyüme oranının sürdürülmesi. Yeni bir iş dünyasının yükselmesine tanık oluyoruz. İktidar bu iş dünyasını teşvik ederek, büyük projeler üstlenmelerini ve yüksek riskler almalarını istiyor. Böylece ekonomi yaşanacak siyasi dönüşümün hem zemini, hem de kaldıracı haline geliyor. Geçmişten kopuş için ihtiyaç duyulan bu yeni hamlede hizmet düzeyinin çok yukarı taşınması gerekecek. Mesele bununla da sınırı değil… İlk on ekonomi arasına girme hedefi bir ulusal gurur olayı olmanın ötesinde bir tür zorunluluğa işaret ediyor. Bunun uzantıları arasında Ortadoğu’da Türkiye’nin ağırlığının artması, Batı dünyasına bağımlılığın azaltılması gibi amaçlar var. Pratikte ise petrol ve doğalgazda yeni imkânların yaratılması, sınırların kalkması, sermaye çekim gücünün seviye atlaması var… Kısacası ekonomi önümüzdeki on yılda sadece ekonomiden ibaret değil.
Bu total ihtiyaç iktidarı çok kolaylıkla büyüme odaklı bir teşvik ve zorlama stratejisine yöneltebilir. Ne var ki bunun küresel ekonomik sistem içinde kalarak yapılması lazım. Ekonomik sonuçlar sizin kararlarınızla oluşmuyor… O kararlara verilen tepkiler ve karşı tepkilerle oluşuyor. Ekonomi bir ‘yapı’ değil, hiçbir zaman nihayete ermeyecek bir oluşum. Bir denge hali değil, bir akış… Dolayısıyla burada birkaç mesele var. Yarattığınız algı, tedirginlik veya belirsizlik sizin niyetinizi aşan olumsuz sonuçlar üretebilir. Ayrıca siyasi istikrara ve asgari hukuk zeminine ilişkin soru işaretleri olduğunda bu tür hamlelerin geri tepme ihtimali çok yüksektir. Ekonomik hayatın ‘kaprisli’, değişken ve çoklu belirlenmeye açık eğilimler taşıdığını akılda tutmak gerekiyor.
Dolayısıyla mesele Türkiye’nin hedeflerinin gerçekleştirilmesi değil, bu hedeflerin belirli bir küresel çerçeve içinde gerçekleştirilmesi. Geçmiş ekonomi yönetiminin olağanüstü başarısının ardında bu gerçeği kavrama ve ona uygun tutum geliştirme yeteneği yatıyor. Başarı gerçekçiliği yitirmeyen ama her fırsatı kendi hedefi için kullanmak üzere hazır bekleyen, hedeflerle koşullar arasındaki dengeyi yönetebilen bir yaklaşım gerektiriyor.
İnşa döneminin sağlam bir ekonomik güzergâh olmadan yürümesi mümkün değil… Öte yanda içimizde Türkiye’nin silkinip ayağa kalkmasını görme ihtiyacı da var. Tehlike de tam bu noktada… Kendini dev aynasında gören bir aşırı ‘milliliğin’ sebep olacağı zararı hiçbir ‘dış mihrak’ veremez. Nasıl ki kendimizi sisteme terk ederek payımıza düşene razı olma durumunda kaçırdığımız fırsatı hiçbir ‘dış mihrak’ telafi edemez ise…
Not: Öcalan’ın mesajları kendi kelimeleriyle şöyleydi… “90 yıllık içe kapanmış milliyetçi ve faşizan politikalar aşılmıştır… Açılan yeni dönemin anlamı demokratik cumhuriyet olgusunu gerçekliğe dönüştürecek olmasıdır.” Aydınlarımız sevinmiştir muhakkak ki...
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023