Fikret Bila
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kamuoyuna açık şekilde Suriye’ye verdiği ültimatomun süresi iki gün sonra doluyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suriye ordusu çekilmezse, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gereğini yapacağını tekrarladılar. Bu açıklamalardan kısa bir süre sonra Ankara’da Türk ve Rus heyetleri yeniden masaya oturdular.
Önemli bir gelişme Kremlin’den yapılan açıklamaydı. Sözcü Peskov, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 Mart’ta Putin’le bir araya gelebilecekleri yönündeki açıklamasına yanıt verdi. Kremlin Sözcüsü, pek de nazik olmayan yanıtında "Putin’in 5 Mart günü başka işleri olduğunu" duyurdu. Putin böylece Erdoğan’la görüşmeye kapıyı kapatmış oldu.
Moskova’dan gelen bu mesajın anlamı Suriye ordusunun, Türkiye’nin talep ettiği sınırlara çekilmeyeceğiydi. Türkiye’nin verdiği tarihin dolmasına iki gün kala Moskova’dan gelen yanıt gerginliği tırmandırılacağını gösteriyor.
Sürenin bitimine kadar diplomatik bir çözüm bulunmaz, Suriye çekilmezse, Türk Silahlı Kuvvetleri ile rejim askerleri ve onları destekleyen Rus güçleri arasında, düşük yoğunlukta seyreden çatışmanın şiddetlenmesi ve yaygınlaşarak bir büyük savaşa dönüşmesi olasılığı bugün itibariyle yüksek görünüyor.
Suriye’de Türkiye ile Rusya’nın çatışması en çok ABD’nin ve İsrail’in sevineceği bir gelişme olacaktır. Rusya ve Türkiye askerlerinin savaşa tutuşması, Şam’ın zayıflaması, ABD’nin Suriye’deki planını uygulamasını kolaylaştıracaktır.
ABD’nin 11 Eylül’de New York’ta İkiz Kuleler’e yapılan saldırılan sonra ortaya koyduğu plan bugün hâlâ işliyor. Bu saldırı bahanesiyle Afganistan ve Irak’a saldıran ABD’nin bu iki ülkeyi ne hale getirdiği ortada. Dönemin Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın itiraf ettiği gibi gerçek olmayan kimyasal silah bulundurduğu gerekçesiyle Irak’ı işgal eden ABD, bu ülkede milyona varan insanın ölmesine ve ülkenin de fiilen üçe bölünmesine neden olduğu biliniyor.
ABD aynı planı Suriye’de de hayata geçirdi. Suriye iç savaşı patladığında Türkiye’nin de katkısıyla Şam yönetimi zayıflarken IŞID ve PKK-PYD güçlendi. ABD’nin iki örgütü de desteklediği sır değil. Rusya’nın 2015’te Suriye’ye gelmesiyle dengeler değişti. IŞİD kullanan ABD, bu aşamadan sonra PKK-YPG’yi daha güçlü biçimde destekleyerek, Suriye topraklarının yüzde 30’nu yakınına egemen olmasını sağladı. Türkiye’nin askeri harekâtları ve ısrarı üzerine, büyük ölçüde Fırat’ın doğusuna geçirdiği PKK-YPG’ye petrol kuyuları da dahil olmak üzere egemen olduğu bir devletçik kurdu.
ABD böylece Irak’tan sonra Suriye’yi fiilen böldü. Rusya ise Suriye’deki ve Akdeniz’deki varlığını güçlendirmek için ABD’ye seyirci kalmaya devam etti. Bugün de pozisyonunu değiştirmiş değil.
Türkiye, ABD’nin Irak’taki planını uygulamasına bilerek, bilmeyerek en büyük desteği veren ülkeler arasındaydı. 1991’deki Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra İncirlik’te üslenen Çekiç Güç’e izin verip yardım ederek, Irak’ın bölünmesini kolaylaştırdı. Daha sonra emekli genelkurmay başkanları da dahil olmak üzere birçok üst düzey emekli general "Çekiç Güç'e izin vermemiz hataydı" açıklaması yaptılar. Bu süreçte Irak’ın bölündüğünü ve PKK’nın güçlendiğini söylediler.
Şimdi benzeri bir süreç Suriye’de yaşanıyor. ABD, Kuzey Irak’ta yaptığı gibi Suriye’nin kuzeyinde de PKK-YPG’yi güçlendiriyor, Suriye’yi bölüyor.
İdlib sorununun büyümesi karşısında Rusya ile karşı karşıya gelen Türkiye, yeniden ABD’ye ve AB’ye sıcak mesajlar vermeye başladı. Aynı şekilde ABD de NATO da Türkiye’nin arkasında olduklarını açıkladılar.
Ankara, PKK-YPG’yi devlet haline getirmeye çalışan, müttefik ilan eden, askeri yardımlarını kesmeyen, bir düzenli ordu, polis teşkilatı kuran, Türkiye’yi kurucu olduğu F-35 projesinden çıkaran, parasını ödediği F-35’leri vermeyen ABD’ye temkinli yaklaşmayı elden bırakmamalıdır.
Türkiye’nin stratejik hedefi Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasal birliği olduğuna ve PKK-YPG’nin bir devletçik kurmasını da beka sorunu olarak gördüğüne göre ABD’nin yanında durması Irak’taki hataya düşmesi olur.
Umarız ki daha büyük bir savaşa girilmeden İdlib konusunda tarafların kabul edebileceği diplomatik bir çözüm yolu bulunur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.10.2025
8.10.2025
24.09.2025
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021