Gülay GÖKTÜRK
Affın çerçevesi ortaya çıkıyor
4.03.2013
3521
Başbakan İmralı tutanaklarının sızması sonrası aldığı serinkanlı ve kararlı tutumla bu meseleyi çözeceği konusundaki güvenimizi iyice pekiştirdi.
İtiraf edeyim ki, endişeliydim. Erdoğan'ın zaman zaman yaptığı çıkışları düşününce, Öcalan'ın hem AK Parti hakkında hem de süreçle ilgili ifadelerinin Başbakan'ın kafasının tasını attıracağından korktum. Ama o öyle yapmadı. Gerçek bir liderlik örneği verdi. Yüklendiği tarihi misyona zarar gelmemesi için duygularını bir kenara koyup aklıselimle davranmayı bildi.
Artık içim daha rahat. Bu sürecin provokasyon-proof (provokasyon işlemez) bir süreç olduğuna şimdi daha da eminim.
Affa sağlıklı bakış
Ayrıca Başbakan, Balıkesir'de sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantıda, genel af konusunu şimdiye kadar hiçbir siyasetçinin sahip olmadığı kadar sağlıklı bir bakış açısıyla ele aldığını da ortaya koydu.
Nedir bu bakış açısı?
Politikacı, toplumun bütününün çıkarının söz konusu olduğu, toplumsal bir talep haline geldiği bazı özel durumlarda, devlete karşı işlenen suçları Meclis kararıyla affedebilir. Ama şahıslara karşı işlenen suçları affetme yetkisi yoktur.
Başbakan bunu söylüyor.
Oysa şimdiye kadar bunun tam tersi oldu. Devlet, hiç de yetkisi olmadığı halde, ortalama 18 ayda bir çıkardığı genel ya da kısmi aflarla birey haklarını ayaklar altına alarak kişilere karşı işlenen suçları affetti; ama kendisine karşı işlenen suçları "affedilmez" ilan etti. Bu da doğrudan doğruya devletin karakterinden kaynaklanan bir durumdu.
Çünkü bu topraklarda adalet, hiçbir zaman bireyler arası ilişkilere ilişkin bir kavram olamadı. Hep devlete ilişkin bir kavram olarak, devletin bahşettiği lütuf olarak yaşayageldi. Adalete, insan mutluluğu için bir araç olarak değil, devletin güçlü olması için bir araç olarak bakıldı. Yüksek mahkemelere hep "devletin çıkarı nerede" sorusu yol gösterdi. Bu ülkede suç ve ceza denince ilk akla gelen devlete karşı işlenen suçlar ve cezalar oldu hep. Suçun en büyüğü, en bağışlanmazı devlete karşı işlenen suç oldu, onlar için özel mahkemeler kuruldu, özel yasalar çıkartıldı. Bu anlayışın sonucu olarak, devlete karşı söylenmiş bir söz, bir insanın canından daha değerli oldu. Bir insanı öldürebilir ama devlete "gözünün üstünde kaşın var" diyemezdiniz.
İşte şimdi Erdoğan, Balıkesir konuşmasıyla devletin affa yaklaşımında 90 yıldır süren bu çarpıklığı değiştiriyor. Böylece devlet anlayışında yeni bir devrime imza atıyor.
Adam öldüren af beklemesin
Tabii, sadece bunu yapmıyor; bu konuşmasıyla ufuktaki bir affın temel ilkesini ortaya koymuş oluyor.
"Devlet kendisine karşı işlenen suçlarda böyle bir af yetkisini kullanabilir ama maktul başkası, affeden başkası olmaz. Hayır, o af yetkisi maktulündür, onun vârislerinindir. Hele hele bir insanı öldürenin af yetkisini ben kendimde bulamam" sözleriyle önümüzdeki dönemde gündeme gelmesi bir anlamda kaçınılmaz olan affın çerçevesinin de yavaş yavaş ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Başbakan ancak şehit ailelerini rencide etmeyecek bir affın söz konusu olabileceğini; bu yüzden de eline silah alıp adam öldürdüğü saptananları kapsayacak bir affın beklenmemesi gerektiğini şimdiden ilan ediyor.
Ama bu istisnayı belirtmekle, onun dışındaki geniş bir alanın affın kapsama alanı içinde kalabileceğini de söylemiş oluyor.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015