Hadi ULUENGİN

Shoah anması
31.01.2015
1632

27 Ocak uluslararası planda Holokost’u, yani Yahudi soykırımını anma günüydü.

Buna İbranicede felâket anlamına gelen sözcükten dolayı “Shoah” (şoa) da deniliyor.

Dolayısıyla dünyanın pek çok ülkesinde salı günü çeşitli etkinlikler yapıldı.

  1. Savaş sırasında gerçekleştirilmiş korkunç katliam konusunda hafıza tazelendi.

Ve tarihimizde ilk defa aynı Holokost bu yıl Ankara’da da resmen idrak edildi.

Hem Cemil Çiçek ve Ömer Çelik başkentteki törende fiilen hazır bulundular, hem de Başbakan Ahmet Davutoğlu toplantıya mesaj gönderdi.

O hâlde en önce Türkiye Cumhuriyeti hükümetini yürekten tebrik etmek gerekiyor.

***

TABİİ burada hemen şöyle bir kulp da takılabilir: İktidar Batı nezdinde gölge düşen ve antisemitizme kayan imajını düzeltmek için böyle bir törene he dedi.

Belki biraz öyledir ama ben çok daha dürüst bir tutum içinde olduğu kanaatindeyim.

Şöyle ki, AKP hükümetleri ilk günden beri Yahudiler de dâhil Türkiye’deki bütün gayr-ı Müslim ekalliyete karşı kendisinden önceki hiçbir “laik” (!) hükümetle karşılaştırılmayacak ölçüde ahlaki ve özgürlükçü davrandı. Hakkaniyetli bir politika izledi.

İllâ muhalif davranacağım diye bunun aksini iddia etmek inkârcılık ve nankörlük olur. Ve muhtemelen bu samimi ve adil yaklaşımı iki ana nedene bağlamak gerekiyor.

***

BİRİNCİSİ, Şeriatta yasa addedilen zimmî tebaa korumacılığını etik ve hukuki kıstas olarak algılamaktan kaynaklanıyor. Dâr-ül İslam’daki ehl-i zimmenin kılına halel gelemez!

Diğeri ise neo-Osmanlıcı ekseni modern rotaya dönüştürmek arayışında yatıyor.

Zira eski Cuma selâmlığındaki çok dinli töre şimdi de arzulanan sembole dönüşüyor.

Nitekim de gasp edilmiş mülklerinin iadesinden harap bırakılmış ibadet mekânlarının onarılmasına;Daron Acemoğlu’na elçilik önerilmesinden yurtdışındaki Rum, Ermeni, Musevi vs. azınlıklara tekrar vatandaşlık hakkının tanınmasına; artı, 24 Nisan 1915 Büyük Felâketi için taziye bildirilmesine, bütün bunlar AKP’nin en olumlu hanesinden kazınamaz.

Hele hele, isterse geri planda imaj tazelemek kaygısı yatsın, gizli-açık antisemitizmin kol gezdiği bir Türkiye’de Holokost soykırımını ilk kez resmî seviyede anmak gerçekten de Davutoğlu hükümetinin çok büyük onurunu oluşturuyor ki, tekrar tebrik etmek gerekiyor.

***

EVET, Türkiye’de tabii ki antisemitizm mevcuttur. Üstelik bunun da kat be kat ötesinde, Yahudi soykırımının olmadığına dair inkârcı tezlerin müşterisi ibadullahtır.

Şüphesiz buradaki dinî boyut es geçilemez. Ama ulusalcı şarlatanların da mezar taşlarında “Sabetayist” (!) avladığını düşünürsek durum sırf imani önyargılarla açıklanamaz.

Gazete sayfalarında, kitapçı raflarında, internet sitelerinde her an ve her yerde rastladığımız yukarıdaki inkârcılık esas itibariyle İsrail’e duyulan husumetten kaynaklanıyor.

Yani Siyonist Devlet’le Davudî kavmi kasten karıştıran amalgamla bütünleşiyor.

Artı, ters yöndeki diğer amalgamı da yabana atmamak gerekiyor. Kendisi de Musevi Norman Finkelstein’ın “Holokost Sanayii” kitabında ortaya koyduğu gerçeği kastediyorum.

Şöyle ki, bizzat o Siyonist Devlet’in 1967 Savaşı ertesinde faciayı “kim ki İsrail düşmanıdır, o hâlde Yahudi düşmanıdır” türünden bir manevi baskı aracına dönüştürdü.

Bu vicdan sömürüsü de haklı bir tepkinin doğmasına yol açtı ve açmaya devam ediyor.

Ve sözkonusu tepki giderek soykırım inkârcısı tezlerle buluştu. Hâlen de buluşuyor.

Yok gaz odası olmamışmış, yok kurban sayısı azmış, yok yazılı emir verilmemişmiş…

Oysa İsrail’i eleştirmek asla Holokost’u küçümsemek ve unutmak anlamına gelemez!

O hâlde 27 Ocakta Shoah’ı hatırladığı ve hatırlattığı için Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ancak şükran ve takdir hak ediyor ki, Yahudiler namına şalom, insanlık adına selâm!

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar