İbrahim Kahveci
Yıllar önce Aralık 2007’de “Para yok” başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazıda dünya ekonomisi hakkında yazarken, şimdi Türkiye benzer durumda.
Bakın neler demişiz:
“Para faiz ile orantılıdır. Az olan şey değerlidir. Para az ise faizi yükselir, çoğaldığında değersizleşeceğinden faizi düşer. Şimdi bakıyoruz ABD, İngiltere faizleri düşürüyor; herkes paranın maliyeti düştü bollaşır bekliyor ama nafile hâla para yok. Sanki ortada bir kriz var ama kriz fiyatları da yok. Örneğin faizler düşüyor dedik ya. Sadece o kadar değil; örneğin borsalarda hâlâ yüksek. Öyle kayda değer büyük düşüşlerde henüz yaşanmadı. Ama ortada öyle bir korku var ki. Adeta fiyatlar yüksek ama herkes bu bomba ne zaman patlayacak diye bekliyor. Çünkü ortada herkesin söylemeye çekindiği güven yok.” 19 Aralık 2007.
Bu yazıda küresel ekonomide yaşanan tıkanmayı ve beklenen küresel krizi açıklamıştım. Nitekim 2008 ortasında küresel fırtına koptu ve çok büyük bir kriz yaşandı.
Şimdi tarih Temmuz 2019.
Türkiye’de durum şu:
Faizler yüksek ama para gelmiyor.
5 Ekim 2018: 1 aydan 1 yıla kadar ortalama TL mevduat faizleri yüzde 24.49.
28 Haziran 2019’da ise aynı TL’ye verilen mevduat faizi yüzde 23.14. (Kaynak MB)
Şimdi de parasal duruma bakalım:
05 Ekim 2018 - 28 Haziran 2019 arası TL mevduatları ve gelişmeler (Kaynak BDDK):
Gerçek kişilerin TL mevduatı 668.9 milyar liradan 659.9 milyar liraya geriliyor. Aradan geçen 9 ay ve işleyen faize rağmen gerçek kişiler TL’den kaçıyor.
Ticari kuruluşların TL mevduatları ise 247.2 milyar liradan 262.3 milyar liraya yükseliyor. Artış oranı sadece ve sadece yüzde 6.1. Yani ticari kuruluşlar bile TL’den kaçıyor.
Toplam özel TL mevduatları 916.1 milyar 922.2 milyar liraya yükseliyor. Oysa sadece işleyen faiz ile bu TL mevduatlarının toplamı 1 trilyon 60 milyar liraya çıkması beklenirdi.
Ama olmadı.
Yüksek TL faizine rağmen kimse parasını TL’de tutmadı.
Ya ne yaptılar?
Mevduat bankalarında ‘Yurt içi Yerleşik Gerçek Kişiler’ 5 Ekim 2018’de 82 milyar dolar olan döviz tasarruflarını 28 Haziran 2019’da 103.8 milyar dolara çıkartıyor. Gerçek kişilerin döviz mevduatları 9 ayda 21.8 milyar dolar, yani yüzde 26.5 artıyor.
Ticari kuruluşların ise döviz hesapları 4,7 milyar dolar artışla 64.9 milyar dolara çıkıyor (yüzde 7.8 artış).
Ama bir de katılım bankaları var. Orada gerçek kişiler döviz hesaplarını yüzde 44.4 artışla 11.2 milyar dolara yükseltiyor. Katılım bankalarının ticari müşterileri de döviz hesaplarını yüzde 65 artırarak 5.6 milyar dolara çıkartıyor.
Gerçek ve tüzel kişiler döviz hesaplarını 32.1 milyar dolar artırırken, yurt içi yerleşiklerin döviz hesapları da toplamda 35 milyar dolarlık büyüme gösteriyor.
Anlayacağınız herkes yüzde 20’nin üzerindeki TL faizine rağmen dövize koşmuş. Ortada TL’ye bakan olmamış.
Faiz artışı liranın değerini ve itibarını koruyamamış.
Hani yukarıda da değindiğim gibi 2007 yılında küresel sistem için yazmıştım ya; herkeste bir korku var ve öylece bekleniliyor. Çünkü en önemli sorun GÜVEN yok.
Bu ortamda Merkez Bankası başkanının görevden alınması, sorunun faize bağlanması vs. pek inandırıcı gelmiyor. En azından TL tasarruflarının artmadığı, TL’den kaçışın hızlandığı bir dönemde TL’nin cazibesini daha da düşürmek ne gibi bir sonuç verebilir?
Ya da TL mevduatının (kaynak) olmadığı bir yerde faizleri düşürerek kredi nasıl verebileceğiz? Kaynak yok kaynak, yani para yok...
Bugün ülkemizde fiyatlama politikasında döviz etkisi acaba hesaba katıldı mı? Devlet dahi KÖİ projelerinin nerede ise bütününe döviz bazında garanti veriyor ve fiyatlar dövize bağlı belirleniyor.
Kısaca enflasyonda kur etkisini biz daha şu anda bile yaşıyorken, böyle bir riski nasıl alabileceğiz?
Umarım alınan ve alınacak kararların arkasında gerçek bir akıl vardır. Aksi halde maliyeti tüm toplum ödemektedir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
10.11.2025
4.11.2025
3.11.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
21.10.2025
20.10.2025