Mehmet Ocaktan
‘Din değil, yobaz zihniyet güncellenmeli’ yazımla ilgili eleştirileri görünce, çok samimi bir şekilde içimden özür dilemeyi düşündüm. Eleştirilerin ortak noktası, hocanın konuşmalarının tamamını görmeden, medyada oluşturulan algı üzerinden böyle bir yazı yazdığım yönünde. Aslında konuşmaların önemli bir bölümünü görmüştüm. Ancak eleştiriler üzerine oturup saatlerce hocanın vaazlarının tamamını yeniden dinledim.
***
Gördüm ki Nurettin Yıldız gerek ‘Asansörde halvet’, gerekse kadınların dövülmesi konusunda medyaya yansıyanların dışında farklı bir şey söylemiyor.
Mesela diyor ki: Yatak ve yorgan şehveti gıdıklayan türde olmamalıdır. Yatakta her boş dakika şehvete kayar, yorganınız cinsel dürtüleri gıdıklayabilir.
Mesela diyor ki: Bir kadınla erkek kapalı bir asansöre birlikte binmemelidir. Şeffaf asansör olursa sorun yok...
Mesela diyor ki: Dövmek nedir deyince fıkıha bakacaksınız. Mesela bir erkeğe kadını dövebilirsin diyor. Sonra ne diyor Hadis-i Şerif’te? Yüzüne vurmayacaksın diyor, boyundan yukarısına vurmak yasak, göğüs kısmına vuramıyorsun, beline vuramıyorsun. Cetvelden uzun bir sopayla vuramıyorsun, elini yumruk yaparak vuramıyorsun, avucunun içiyle vuramıyorsun. İşkence yapma, acıtmak için değil deşarj olmak için vurdurtuyor Allah.
Yani bir hoca çıkıyor, erkeğin deşarj olması için kadının dövülebileceğini adeta ballandıra ballandıra anlatıyor ve bunun da İslam adına yapılması gerektiğini söylüyor. Manzara bu... Bazı okurlar “Hocaya haksızlık yapıyorsunuz, özür dileyin” diyerek sitemde bulunuyorlar. Eğer hocanın söylemediklerini yazmışsam, ya da söylediklerine ilaveler yapmışsam, her zaman özür dilemeye hazırım. Ama vaazları ortada, yukarıdaki cümleler kelimesi kelimesine ona ait. Bazı okurlar diyorlar ki: “Ehli küfrün ve münafıkların ekmeğine yağ sürdünüz. Sizlerin sayesinde onlar şimdi bir kenara çekilmiş, olan biten karşısında kıs kıs gülüyorlar.”
Şunu unutmayalım, eğer insanlara dinin ruhuyla bağdaşmayan menkıbelerle örülü fanteziler dünyasını İslam diye sunmaya kalkarsanız, sadece dünyayı güldürmez, dindarları da derinden incitirsiniz.
Hal böyleyken, hangi konuda özür dilememiz gerekiyor? Mesela “Nurettin Yıldız, Sünnetullah çerçevesinde kadınları dövmenin inceliklerini anlatıyormuş, ama kıymetini bilemedik özür dileriz” desem bu hakkaniyetli bir yaklaşım olur mu? Ya da hocanın, “Yorganınız cinsel dürtüleri gıdıklayabilir’ ifadeleri aslında mübarek sözlermiş ama anlayamadık, özür dileriz” desem...
Açıkça ifade etmek gerekirse, evet hocalar oturup pasta tarifi yapmasınlar üzerine de bina etmesinler. Mesela Nurettin Yıldız, kadın ve cinsellik üzerine saatlerce konuşuyor ama vaazlarının hemen hiçbirinde hak-hukuk, adalet, insan hakları, kadın ve çocuk hakları, insanların özgürlükleri konusunda tek cümlelik bile bir nasihatte bulunmuyor.
***
Bu konuşmalara neresinden bakarsak bakalım, bunlar İslam açısından sorunlu ifadelerdir. Ve bu marazi yaklaşım, Müslümanların kanayan yarasıdır. Ama hemen ifade edelim ki, hiçbirisine katılmamakla birlikte Nurettin Yıldız, bu fantastik hikayelerini özgürce ifade edebilmelidir ve bu konuşmalarından dolayı da hiçbir şekilde adli takibata uğramamalıdır, söyledikleri saçma sapan şeyler olsa bile... Çünkü demokratik sistemlerde esas olan, ifade özgürlüğüdür. Ancak, Nurettin Yıldız düşüncelerini nasıl özgürce ifade etme hakkına sahipse, bu hastalıklı düşüncelere katılmayan insanlar da aynı şekilde eleştirme hakkına sahiptirler.
Maalesef günümüz İslam dünyasında görsel bir dindarlık algısı hakim. Henüz sakal, bıyık, şalvar, cübbe, dayak ve asansör işini aşıp, Kur’an’ın ve Sünnetin rehberliğinde hayatımızı dinin rahmetiyle dolduramadık. Şekil ve sembolleri muhtevanın yerine ikame eder hale geldiğimiz için de gerçek anlamda bir dindarlık bilinci oluşturamadık. Korkarım bu gidişle, günümüz dünyasında insanlara İslam adına söyleyeceğimiz bir şey kalmayacak.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025